İnsanın Çocukları Olmalı… Hem de Çookkkkkk…

İnsanın çocukları olmalı… Hem de kocaman bir aile olmalı… İnsan çoğalmalı… Hem de çookkkkk… **** İnsanın büyük ailesi olmalı… Hem de çook…İnsan çocukları ile çoğalmalı… Çocuklarının bugünü ve geleceği üzerinden hayaller kurmalı… İnsan ailesi ile büyümeli… İnsan ailesi ile çoğalmalı… Çoğalmak için başka şeyleri inkar ettiğim sakın düşünülmesin…

****

İnsanın çocukları olmalı… Onların büyüdüğünü görebilmek için… Onlarla büyürken mutluluklarından çoğalmak için… Onlarla beraber, sorumluluklarının büyümesi ve egosunu yenebilmek için… Egoyu yenmek, hiçleşmek ve gerçek çoğalmak için… Ve çocuklar kardeşleri ile paylaşarak çoğalmayı öğrenmeli… Asıl çoğalmanın paylaşmak olduğunu anlamaları için… Büyük aile olmayı öğrenmeli ki, gelecekte büyük aile olmak için çabalar sarf etsinler… Dostlarımızla daha çok çoğaldık 13 Ekim Pazartesi günü 4. oğlum dünyaya geldi… Ve bir kez daha gördüm ki, insanın gerçek dostlarının ve neden çok dostu olması gerektiğini mutlu günlerinde ve acı günlerinde anlıyor… Geride bıraktığım yarım yüzyıllık hayatımın, dostlarımı çoğalttığını görmenin, nasıl bir servete sahip olduğunu görmenin hazzını yaşamak…

****

Üç gün boyunca hastanede yüzlerce mesaj, telefon aldım.. Dostlarımız hastanede yalnız bıkmadılar… Hastanede, odamızın önü çicek bahçesine döndü… Dostlarımızla mutluluklarımız daha da büyüdü, çoğaldı… Şimdi evde yalnız bırakmıyorlar…

****

Boşuna dememiş atalarımız, insanın dostları olmalı mutluluklarının çoğalması için… İnsanın dostları olmalı, üzüntülü ve acılı günlerinde acılarının azalması için… İnsanın ailesi büyük olmalı çoğalmak ve mutluluklarının büyümesi için…

****

Sevgili eşimin ilk gününden itibaren bir mucizeye tanıklık yapmak… Bir kadının, tanrılaşmasına tanıklık yapmak… Bir kadının, rahminde bir hayatın yeşermesine tanıklık yapmak… Bir kadının rahmine bir embriyonun düşmesi ve bir hayata dönüşmesi… Bir mucizeye tanıklık yapmak… Sonra o mucizenin 9 ay boyunca anne karnındaki her anına tanıklık yapmak… Annenin, rahmine embriyonun düşmesiyle değişmesi… Annenin sahiplenmesi, karnında her gün büyüyen canlıya… İçinde bir hayat taşıması…

****

Biliyor musunuz, ilk öğrendiğimde şok olmuştum. Cenin oluşmaya başladıktan sonra, annenin hastalığı varsa tedavi ediyor muş! Sağlıklı olabilmek için, anneye destek veriyor, tedavi ediyor annenin karnında büyümeye başlayan bebek… Boşuna demiyorlar, doğum anneyi güzelleştiriyor diye… Hem sağlık açısından hem görünüm açısından…

****

4. oğlum Tuna dünyaya geldi. Bugün 7. günü… İlk gece hastanede imanımı gevretti… Beş dakika ağlamasa da birazcık kestirsem diye… Nerede, tam koltuğa uzanıyorum başlıyor ağlamaya… Ya altını kirlemiş, ya karnı acıkmış yada gazı var… Bir taraftan altını değiştiriyorum, sonra anneyi uyandırıyor emmesini sağlıyorum. Bir taraftan ise gazını almaya çalışıyorum.

İlk geceden sonra normale döndü… Şimdi bir uyumaya başladığında en az üç dört saat uyuyor… Ben o’na baktıkça çoğalıyorum… O’nun altını değiştirmek, gazını çıkarmak büyük bir haz… O’nunla beraber mutluluğum çoğaldı… Sorumluluklarım arttı… Gelecekle ilgili daha kapsamlı planlar yapıyorum… Sorumluluklarım beni diri tutuyor… Gelecekle ilgili planlarla aynı zamanda daha sağlıklı olmamı sağlıyor… Çünkü sağlığıma dikkat ediyorum…

****

Onlarla ilgili hayallerim büyüdü… Birbirlerine sevmeleri ve paylaşmaları için büyük gayretler sarf ediyoruz. Aynur Tuna doğmadan önce, çocuklar için oyuncaklar hazırladı. Hem Tuna’dan oyuncaklar aldılar; Okyanus ve Akdeniz… Hem de Tuna’ya hediyeler verdiler… İlk günden itibaren büyük bir sevgileri var… O’na dokunabilmek, ağladığında odasına koşarak çıkarak emziğini vermeye çalışmaları onları birarada görmek ne büyük bir mutluluk…

****

Her çocuğumla ilgili isminin bir anlamı var… Can bugün 29 yaşında kendi ailesi var… Hayat demek… Okyanus Amerikalı… Okyanuslarda bulunan mikroplar, atmosferin yapısını düzenliyor, iklimini etkiliyor… Besinlerin geri dönüşümünü sağlıyor ve çevreyi kirleten maddelerin ayrışmasını sağlıyor… Akdeniz ise 3. oğlum… Denizler okyanuslardan küçük olduğu için adını Akdeniz koyduk… 4. oğlum ise Tuna… Tuna en küçük olan… Karadeniz’e akıyor Tuna… Oradan Marmara’ya, sonra Ege’ye, ardından Akdeniz… Sonrası ise Okyanus… Ve yeryüzü CANlardan oluşuyor…

****

Çocuklarımın ikinci isimlerinde bulunan Cihan’ın anlamı ise… Sevgili eşimin soyadını taşıması… Tuna Cihan Tarakçı… Her ismin anlamı ve felsefesi var… Ve ben çocuklarımla beraber yeniden doğuyor ve gençleşiyorum! Ve onlarla beraber çoğalıyorum…

****

İnsanın çokkkk çocukları olmalı… Bugünkü aklım (mümkün değil ya) bir 10-15 yıl önce olsaydı inanın 6-7 çocuğum olurdu… Ve onlarla beraber büyürdüm… Onların büyümesine tanıklık etmek, bir hayatın nasıl oluştuğunu yakından izlemek, beni doğuran ve büyütenleri anlamak… Ve onlara şükran duymak… Tanrının mucizine bir doğumla beraber tanıklık etmek… Ve hayatın devam etmesi doğumla oluyor… Ölümle ise dönüşmemize, hayatın sürdürülebilir olmasının temel döngüsü…. Böyle birşey işte… Ve her doğumla bunu daha çok anlıyorum…

****

Sevgili eşime büyük bir aile olmamıza yaptığı büyük katkı için, ısrarı için, inadı için teşekkür ediyorum… İyi ki çocuklarım var…

****

Büyük oğlum Can, dört kardeş olmasını şöyle anlatıyor. “26 yıl boyunca “kaç kardeşsin?” sorusuna, “tek çocuğum” dedim.. 30 yaşındayım aynı soruya, “4” diye cevap veriyorum…” Benim yanıtım ise bir benzeri… 50 yaşına kadar kaç çocuğun var dediler. Bir… Bugün ise dört diyorum… Tanrıya şükrediyorum, büyük bir aile olmamı sağladığı için… Ve sevgili eşimin inadı için… Son söz: Tek eksiklik bir kızımın olmaması… İkna edebilirsem sevgili eşimi, 5. evladımın kız olmasını istiyorum. Bugün için zor gözüküyor ama tanrıdan umut kesilmez… Çok istersem verir, inanıyorum… Koşullarını sağlar….