İnsanı Allah kendi suretinde yarattı…
Allaha denk görme İnsanı parçasıdır deme…aynanda görülen o…ama gördüğün kadar değil…esmasını aman buda ma..hz Ali de ilmi Hz Ömer de adaleti hz Ebu bekirde hak sıfatı daha ziyade görüldü…yansıdı…İnsan denk değil parça değil …Benzerliğini de doğru anla insanda dirilik var işitme var irade var ama Allahkine denk değil ve ekmel insan kulak sayesin de işitir Allah ise en ekmel işiticidir denk deme…kulaksız işitir mesela…
Esmaya ayna yarttı insan emanetçi
Onu sev onu seveni arıyor dünya…ama Onu seven mecnunun leylası var. Leylasız mecnunu arıyor dünya..Birlik için onu sev sadece onu
Ruh ne mi…Sözlükte “gitmek, geçmek; (hava) rüzgârlı olmak; (bir şey) geniş ve ferahlık verici olmak” mânalarındaki revh kökünden isim olan rûh kelimesi terim olarak genellikle “canlılarda hayatı sağlayan unsur”
Evet…İnsanın algılayıcı ve bilici varlık olabilmesi için öncelikle biyolojik canlılığa sahip kılınan bedeni yaratılır, canlı organizma teşekkül etmeye başlayınca algılayıcı ve bilici özü de buna eklenir (Mâtürîdî, Teʾvîlâtü Ehli’s-sünne, III, 213, 421)
Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Kur’an’da geçen ruh kelimelerinin sekiz mânaya geldiğini belirtir: Canlıların hayatiyetini sağlayan ruh, Cebrâil (rûhu’l-kuds, er-rûhu’l-emîn), büyük bir melek, vahiy, rahmet, emir, üflemekle meydana gelen bir tür yel, hayat (Nüzhetü’l-aʿyün, s. 322-324). Cenâb-ı Hakk’ın uyku halindeki insanın nefsini aldığını (ez-Zümer 39/42) ve ölümünden sonra ibret olması için Firavun’un bedenini geride bıraktığını (Yûnus 10/92) bildiren âyetlerde bedenin yanı sıra insanın nefsinin de bulunduğu belirtilerek ruh-beden ayırımına işaret edilmiş, âlimlerin çoğunluğu bu âyetlerdeki nefsin ruh anlamına geldiğini söylemiştir (Taberî, XI, 106)
Aynaya görüntünün mevcudun görüntüsünün düşmasi “Ruhun üfürülmesidir…evet…üflenen esma aşkıdır…esmaya görev aşkıdır…Ruh aşktır…ihlastır…evet…Allah’ın ilk insanın bedenine, ayrıca ana rahminde belli bir aşamaya gelen ceninlere ruhundan üflemesi konusunda müfessirlerce çeşitli yorumlar yapılmıştır. Bazı âyetlerde, Meryem’i Îsâ’ya hamile bırakmak için Cenâb-ı Hakk’ın insan şekline bürünmüş olarak gönderdiği Cibrîl’den “ruhumuz” diye söz etmesini ve, “Meryem’e ruhumuzdan üfledik” meâlindeki beyanını (Meryem 19/17-19; el-Enbiyâ 21/91) dikkate alan âlimler Allah’ın “ruhum” veya “ruhumuz” tabirleriyle Cibrîl’i, “üfledim” veya “üfledik” tabirleriyle de Rûhulkudüs, Rûhulemîn, Rûh gibi isimleri bulunan Cibrîl vasıtasıyla insanda ruh yaratmasını murat ettiği sonucuna varmıştır. Hz. Âdem’in ve soyunun yaratılışı dile getirilirken kullanılan “ruhumdan üfledim” ifadesine de aynı anlam verilmiştir…
Evet…Ruhun bedenden alınıp tutulmasına “teveffî”, ölüme “vefat”, ölen insana da “müteveffâ” denilmiştir. Âyetlerde belirtildiğine göre her nefis ölümü tadar ve sonra Allah’a döndürülür…amel defteri Allah döner…ve her görevli Allaha döner…ruh döner çünkü ruh görevli ruh aşık çünkü…
Evet…Çeşitli hadislerde ruh kelimesinin yanı sıra onun yerine nefis ve “neseme” kelimeleri de kullanılır ( el-Muvaṭṭa)
Evet…Hadislerde ölümden sonra insan ruhunun durumu için verilen bilgileri şöylece özetlemek mümkündür: Rahmet melekleri tarafından bedenden alınan müminin ruhu semaya yükseltilir, açılan gök kapılarından geçirilerek ilâhî rahmet ve cennetle müjdelenir. Azap meleklerince kabzedilen kâfirin ruhu ise göğe yükseltilince kapılar açılmayıp kabrine iade edilir (Müsned, VI, 140)
Ashabın ruhun varlığına inanıp ruh-beden ayırımı yaptığına dair bilgiler çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Hz. Ebû Bekir, Resûlullah’ın vefatı üzerine defnedileceği yer konusundaki soruya “Allah’ın ruhunu aldığı yere” diye cevap verirken ruhun kabzedilmesi tabirini kullanmış (İbnü’l-Esîr, III, 36)
Evet….Sahâbe neslinden sonra insanın ruh ve bedenden müteşekkil bir varlık olduğu inancı Hasan-ı Basrî ve diğer tâbiîn âlimlerince benimsenip devam ettirilmiştir (Taberî, XXVII, 212)
Evet… Çocukluktan ölüme kadar insanın bedeni sürekli değişime uğrarken benlik şuurunun hiçbir değişikliğe uğramadan varlığını sürdürmesi insanın bedensel varlığından farklı bir unsurunun bulunduğunu gösterir (Fahreddin er-Râz)
Evet…Ruhun mahiyetini bilmek mümkün değildir, çünkü ruh rabbin emrinden olması itibariyle gaybî bir konudur…
Evet…Ruh ayna ve görüntü…esmadır o aynada görülen …Allaha aynadır ruh…Aynaya düşen aynada yansıyan…
Evet…Âlimlerin çoğunluğu ruhun yaratılmış olduğu konusunda ittifak etmiştir.ayna yaratılan kısmıdır. Ama esma görüntü ezeli ve ebedidir…
bedende ruh diye ayrı bir mânevî unsurun bulunmadığını ileri süren az sayıdaki kelâmcıya göre ruh ölümle birlikte tamamen yok olur….ruh göçü diye bir şey yok ruh çağırma diye bir şey mümkün değil …esma emanetti insana o emanet Allahın esmasına geri döner…ayna kırılır ruh esmaya döner…
Evet…Peygamberlerin, şehidlerin ve sâlih müminlerin ruhları cennette bulunur, orada kuş gibi uçarak dilediği yere gider. dedi Ebû Hüreyre…
kıyametin kopması sırasında Allah’tan başka her şeyin helâk olacağı açıklanmıştır (Âl-i İmrân 3/185; el-Kasas 28/88). Melekler dahil bütün varlıkların yok olacağı dikkate alınırsa ruhların da yok olması kaçınılmaz hale gelir. Aksi takdirde insana zatî bekā nisbet edilmiş olur…
Evet…ruhun varlığına ve ölümden sonra mevcudiyetini sürdürdüğüne dair inançların Kur’an ve sahih hadislere dayanan bir temeli bulunmadığına ilişkin tezlerle bu tür inançların felsefe kültürünün İslâm dünyasında yayılmasından sonra ortaya çıktığını ileri süren iddialar isabetli görünmemektedir. Çünkü Kur’an’da ruh ve nefis kavramlarına açıkça yer verilmiş; insanın yaratılışında Allah’a nisbet edilen ruhtan bedene üflenildiği, ölümü anında ise ölüm meleklerince bedenden çıkarılıp alındığı ve meleklerin hitabını duyduğu, bunun çevresindekiler tarafından algılanmadığı bildirilmiş; ölüm sırasında kâfirlerle fâsıkların, “Şu an tövbe ettim” dedikleri ve bunun gayba muttali olduklarına işaret ettiği haber verilmiş; vefat ettirilen Hz. Îsâ’nın Allah’ın katına yükseltildiği belirtilmiş ve bunun, ölen bedenin ilâhî bir sünnet olarak (Abese 80/21) kabre konulması sebebiyle ruhunun Allah katına yükseltilmesi anlamına geldiği mi‘rac hadislerinde anlatılmıştır. Kütüb-i Sitte’de nakledilen meşhur hadislerde ruhun varlığı ve ölümden sonraki durumuna ilişkin açık bilgiler verilerek uçma ve dilediği yere gitme özelliği bulunan kuşa benzetilmiş, muteber kaynaklarda ashabın da ruhun varlığına ve kulluk derecesine göre ölümden sonra farklı konumlarda mevcudiyetini sürdürdüğüne inandığı nakledilmiştir. Bundan dolayı ruha dair inançların felsefe kültürünün İslâm dünyasına girmesinden sonra ortaya çıktığı iddiası kaynaklardaki bilgilerle örtüşmez. Felsefe kültürünün ruhun varlığıyla değil mahiyetiyle ilgili tartışmaları etkilediği söylenebilir…
Ruh ne mi Allahın emrinden…Bilinmek istedi. Yarattı esmanın suduru esmanın aşığıdır ruh.aynadır emanetçidir esmaya ruh.akıl gözü kulağı ruhun…secde ruhun halidir…
Türbe su put ateştir…Kimya zekan var mı…Kabil ateş Habil sudur…ruh birliği var…DNA birliği var..Türbede Allahu ekber dedik
Türbe düşmanı…Türbe su put ateştir…Kimya zekan var mı
Caminin ruhu öldü…Cami dört halife devrinden sonra mezhebçilikle, ırkçılıkla gereğince kavga etmedi AB benzeri birlikti halifelik sömürüye kapalıydık
İşte deprem oldu sala okumakla yetindi cami…hani bir çorba vermek yok mu…esma ruhtur bu evrende…esma aşkını budadık caminin esmaya ekmel kul değil cami…
İşte…camini ruhunu şeytan temsil ediyor…Cami müslüman ırkların tümünü cem edemedi Mezhebçilik zararlıdır. AB kuruldu kilise ve cami ırkçılıktan kurtaramadı kendini
“İnsan Allahın suretinde yaratıldı”de yedullah de ama beşparmağı var deme işiticidir ama kulağı var deme ona denk yok …de
İşte deprem japonyaya zarar veremiyor ama bizi harap etti…Takdiri ilahi ne mi…yasak meyve yersen yani eksikliğe razı olursan ekmellik bekleme çürük binaya razı olmak da yasak meyvedir…sadece zina sanma. Hz Adem zina mı yaptı
Ruh ne mi Allahın emrinden…Bilinmek istedi.yarattı esmanın suduru esmanın aşığıdır ruh.aynadır emanetçidir esmaya ruh.akıl gözü kulağı ruhun…secde ruhun halidir…
Ve bir şiirim
Bir Mezar gül saksısı gönlüme Eyüp mezarlığında
Bir mezar gül saksısı gönlüme Eyüp mezarlığında
Bu mezarda yatıyor
Camilerin güvercini
Bir mezar gül saksısı Eyüp mezarlığında
Bu mezarda yatıyor
Camilerin güvercini
Eyüp mezarlığı toprak değil nur…
Bu mezar gönlümde toprakta değil…
Bayramlarda koşarım ona
Bu mezar gül saksısı
Eyüp mezarlığında
Bu mezarda yatıyor
Camilerin güvercini
Eyyüp mezarlığı gül bahçesi
Eyüp mezarlığı gül bahçesi…
Bu mezar gül saksısı
Ay kelime bu mezar
Yere düşmüş yıldız
Bir dolu başak
Surları zorluyor
Yeni fetihler için
Eyüp mezarlığında bu mezar
Gurur veriyor bana
İlk su içtiğim çeşme
İçimi nakışlayan bahar
Gülün seyyar satıcısı
Çocukluğuma gül getiren
Deniz yüzlü Allah dostu
Camilerin güvercini
Bu mezarda yatıyor
Her bayram koşarım
Eyüp mezarlığı gül bahçesi
O güzel insanın
O peygamber dostunun…
Yakınında gül bu mezar
Bu mezar gül saksısı
Bu mezarda yatıyor
Camilerin güvercini
Bu mezar diriltir beni…
Bu mezar ağlatır beni…
Bu mezar güneşli yolumda…