İnsan kendini tanımalıdır. Genlerin ortaya koyduğu, ana karakterlerin başarısını, zevklerin sanatsal yönünü küçük ve basit işlerde denemelidir.
İnsan işinden aldığı zevke göre, çevresel etkilerden yararlanmayı bilmelidir. Ana karakterler, çevresel tepkimelerle çatışınca ortaya çıkan yeni ve yenilenmiş karakterler kişinin kendisini tanımanın yolunu bulacaktır.
Böylece insan gücüne olan inancını, açığa vurmalıdır. Tanıdığı kişilerle temasında genel çalışma prensiplerini öğrenmeli ve kendisiyle karşılaştırmalıdır. Karşılaştırma “Yaşantısına hâkim olmak” anlamına gelir. Neyi yapabileceğini ve nereden kaçabileceğini bilmelidir.
Kendini tanımak, gücü ölçüsünde yapabileceklerini ortaya koymaktır. Bu ölçü belirli kişilerle bir araya gelebilirse önemli işlere imza atabilmelidir.
Çocukluğunda esasında var olan başarma arzusu, bir şekilde önünün kesilmesi sonucu körelenlerin sayısı çoktur. Kedi yavrusunu sokakta bile seversen peşinden ayrılmaz. Aksine tekmelersen, yavru yanına veya başkasının yanına bir daha yaklaşmaz.
Buna göre kişilerin başarısı büyük oranda çevreye bağlıdır. Çevresel etkileri iyi kullanan başarılı olacaktır. Kendini tanıyan, kimliği bulanık ve dağınık olsa dahi, sorumluluk sahibi bir biçimde davranman gerekir.
İnsan kendini iyi tanımalıdır. Çünkü kabiliyeti, sanat anlayışı hangi boyuttadır bilmelidir. Onun için zaman harcayıp belirli konularda değerlendirme yapmalıdır.
Bir yaşam projesi ortaya koymalıdır. Buna göre, mutlu bir yaşantı kurulabilecektir. Teknik aletlerin de kullanmasıyla amacına ulaşabilecektir. İnsan istedikten sonra başaramayacağı iş yoktur. Sosyal ve kültürel olarak, ailenin hayata bakış açısına bağlı olarak çocuk mesleğini seçer. Doktor olacağım der ve doktor olur.
Kabiliyeti çevreye bağlı olarak değerlendiren bir başka çocuk da mühendis olur. İşte çevresel etkilere bağlı gelen başarı böyle değerlendirilir.
Yaşantısını iyilik üzerine odaklayan bir çocuk, başarısını ailenin çizdiği yola borçludur.
Hasan TANRIVERDİ