Sevgili okurlarım. İnsan Hakkı nedir diye düşündüğümüzde? Aklımıza ilk gelen soru, insanca yaşama, özgürce düşünme hakkıdır, deriz. Yani, “İnsan Hakkı” insanın insanca yaşama hakkı olarak tanımlanmaktadır. Bu durumun hayata geçmesi, devletin demokratik bir düzen içinde bireyin insanca yaşam haklarına saygı duymasıyla gerçekleşir.
Yani şartlar ne olursa olsun, devleti yönetenler insanların “İnsan Hakları” yönünden hiçbir ayrıcalık göstermeden, vatandaşlarıyla bir bütünlük içinde olmasıyla oluşur.
Eğer devleti yönetenler ülkemizin genel bütünlüğü içinde, vatandaşının ırkına, milliyetine, cinsiyeti ne, dinine, mezhebine ve rengine bakmadan eşit bir şekilde yönetiyorsa, kesinlikle sorunu çözmüş ve demokrasiden ve demokratik haklardan söz edilir demektir. Şayet bu saydıklarımın tamamında ayrımcılık yapılıyorsa, iyimser olmak beyhudelik olur.
Şimdi bakıyorum, ülkemizi durup dururken bir erken seçime soktular. Tamam, şartların gereği oluşmuşsa tabi ki seçim olabilir. Ancak eşit koşullarda yarışma kaydıyla. Eşit haklarda yarışmanın ortamı hazırlanmalıdır. Tava benim hakkım, kulpundan da sen tut demek yanlıştır. İşte böyle bir durum insan hakları ihlalidir.
Sen hem insan haklarının varlığından ve demokrasiden bahsedeceksin, hem de anti-demokratik hareket etmeyi kendine hak sayacaksın. Böyle bir durum, demokrasinin olmazlarındandır. Böyle bir eşitsizlik ilkesi içinde zorlama yanlıştır. Böyle yanlış bir uygulama içinde, insan hakkından söz edilemez.
Şayet, devlet vatandaşlarına bir takım gereksiz ve anlamsız yaptırımlar içine girmiş ise, orada insan hakkı aramak beyhudedir. Bu tür kinden ve nefretten derhal arınılmalı. Devleti yönetenler kendi çıkar ilişkilerini gütmeden, yapması gereken sosyal ve ekonomik yardımları yapıyorsa, doğru yapıyor demektir. Ancak bu tür yardımları çıkar ilişkileri gereği yapıyorsa, böyle bir yardım insan hakları gereği sayılmaz. Sosyal devlet vatandaşlarına eşit yaklaşım göstermesi bir zorunluluktur. İşte, temel insan hakkı bu olsa gerek, diye düşünüyorum.
Bu bağlamda, genel bir değerlendirme yapacak olursam! Olaya şöyle bakmamız gerekir: İnsanların içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan elde ettiği haklara sahip çıkması ve devletin bu hakları koruması gerekir.
Sizleri biraz gerilere götürerek, bu hakların nasıl elde edildiğini izaha çalışacağım. “1215 yılında, İngiltere Kralına sunulan” ”Magna Carta” belgesi, bir derece ”İnsan Hakları Bildirgesi” olarak sayılmaktadır. Bunu haricinde, bir diğer önemli bildirge Amerika’da yayınlanan bağımsızlık bildirgesidir. Bunu haricinde, Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar 1789 yılında gerçekleşen Fransız ihtilali sonucunda yayınlanan bildirgedir.”
İkinci dünya savaşı sonrasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, kabul edilen ve 10 Aralık 1948 yılında yürürlüğe giren insan hakları beyannamesiyle duyurulmuştur.
Bildirgenin giriş bölümünde, aynen şu ibare yer almaktadır. O gün yapılan Genel Kurul Sonuç Bildirgesi, şu şekilde bütün dünyaya devletlerine duyurulmuştur. “Uluslar kendi insanların temel haklarına saygılı olmalı ve insanlarını devletin hâkim güçleri karşısında korumalıdır. Bu korumanın temel öğelerinden birisi de, hukukun evrensel değerlerine uygun hareket etmeli ve hukukun üstünlüğü ilkesi, birinci derece de hâkim kılınmalıdır.” Diyor.
İnsan hakları bildirgesinde yer alan bir başka maddelere baktığımızda bizim anayasamızla bire bir örtüştüğü görülecektir. Ne var ki zaman zaman insan hakları ihlalleri, beni de derinden yaralamıştır. Bu oluşumun meydana gelişi bir takım çıkar çevrelerinin genel menfaatlerinden kaynaklandığından meydana geldiğini biliyorum.
Bu gün dünyada var olan 190 ülkeyi aşan devletlerin var olmasına karşın, insan hakları ihlalleri birçok devlette görülmektedir. Toplumların çağdaş değerlere ulaşması için, reel gelirden kendine düşen payı almalıdır. Toplumsal barışın gereği yerine getirilmeli, seçme ve seçilme hakkı engellenmemeli, insanca yaşamanın bütün kuralları ve değerleri eksiksiz uygulanmalı ve korunmalıdır. Aksi halde her şeyden mahrum olan insanların, insan hakkından bahsetmek beyhudeliktir.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair