“He görseldeki kağıt havlı he!’
Ne var bunu paylaşacak dersiniz, he he.
Ne mi var?
Bütün Ankara ili, ilçe ve köylerindeki ve de sonra yurdumuzun bütün il, ilçe kasaba ve köylerindeki, yetmedi
Amerika’nın, Japonya’nın Çin’in Maçin’in Honolulu’nun her yerindeki ve her bir köyündeki mutfak veya mutfağımsılarındaki kağıt havlu kullanımını düşünün!
Oooooo!
İyi sektör ha!
Her ülkenin de tüketicisi olduğu gibi kendi üreticisi var tabi.
Yalnız şunu ekleiyeyim.
Yurtdışında çoğu marketlerdeki tuvalet kağıtları beyazlatılmış değil, renkli veya gri, bunu gördüm, beyazlatıcı kimyasal biz de çok kullanılıyor.
Daha tüm dünyada kullanılan tuvalet kağıdı sektörüne,
çocuk ve hastabezi sektörüne,
kadınpedi ve
renk renk desen desen peçetelere ve kağıt mendil
sektörüne hiç girmeyim.
Benim lisede okuduğum klasik cebir ve matematiğin de, günümüzün sözde modern matematiğinin de gücü yetmez bu karmaşık hesaba.
Hele yükselen kağıt fiyatlarına değinmeyim ve kapatılan kağıt fabrikalarımıza da ağıt dizmeyim şimdi, onları daha sonra dillendirelim.
Ama bir hesap eden üreten ve pazarlayanı var tabi sektörün.
Kullanmayalım mı?
Mümkün mü? Otuz kırk senedir girdi hayatımıza.
Düşününce bütün bunları üretirken kesilen ağaçlara yandım.
Kağıtları beyazlatmak albenisini artırmak için kullanılan kimyasalları ürpererek düşündüm.
Ve görseldeki son kullandığım kağıt havlunun üzerinde kalan cansız kuğu düşündürdü bütün bana bunları, ışık hızında.
Şu an bir kuğunun göle süzülerek göğüs germesini bir kağıt havlunun kabartılı baskı resminde değil de bir gölün kıyıcığında izlemeyi ne kadar çok isterdim.
Zor biraz.
Bu isteğim kaç top kağıt eder, ya da kaç kesilen ağaç acaba.
Şükran Uçkaç Yargı
2023 19 Aralık Ankara