İmrenme ey Karuna imrenen… Zenginlik cezasıyla… Dünya ahiretle… Olumsuzlar… ödülü ile, acı ödülü ile bir bütündü…
İmrenme ey Firavuna imrenen…
Ahirete inanıyoruz ama makam bizi Firavunlaştırınca, koltuk bizi Firavunlaştırınca o koltuğu ateş gibi görmeyi başaramıyoruz…
İmrenme ey Kabile imrenen…
Elimizde taş var ben galibim sanma. GALİP Allahtır… Allaha inanıyoruz ama illa taşımız olsun istiyoruz… Habilin ödülünü bilsek habil olmayı isterdik…
İmren ey hz Eyyuba imrenen…
Hastalık şer sandık… Biz ödülünü bilsek hz Eyyubun SABIRLA imtihan et beni diye dua ederdik Allaha… Belki şehide verilen ödül verilecektir. sabredersek… Sabırdan kaçtık olumsuzluk dışta değil özde… dıştan geleni yağ bal eder, sabır varsa bizde…
İmren ey hz İbrahime imrenen…
Ateşe atarlar dedin ya ateşe sön derse Allah demedin… Ateşi gördün Allahı görmedin… Bütüne değil parçaya bakıyoruz… Sevilecek şeylerden kaçıyoruz…
Evet işte ayet… İşte uyarı… “Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı; mümkündür ki bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için iyi, hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.”(Bakara/216)
Evet… Bütüne değil parçaya bakıyoruz… Sevilecek şeylerden kaçıyoruz…