Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde, dün alınan kararla, Suriye’de, Amerika ve Rusya’nın iradeleri oylanmış oldu.
Mezhepçi iktidarın, “Esad 300 bin kişinin katilidir” diye savunduğu, Suriye siyaseti, yani fetihçi strateji, resmi olarak bitmiş oldu.
Mezhepçi görüş yanlıları, “Bu tasarı ile Suriye’ye barış gelmez” diye çığlık atıyorlar.
Mezhepçi bakış açısı, her geçen gün, Suriye’de söylediklerinin hemen hepsinin, yalan ve yanlış olduğu ortaya çıktıkça, telaşa kapılıyorlar.
Bu telaş; iktidar telaşıdır. Çünkü onlar varlıklarını mezhepçiliğe borçludurlar. Ne kadar çok mezhepçilik yaparlarsa, o kadar çok iktidarda kalacaklarını düşünüyorlar.
Bu sebepten, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerle birlikte olmaktan, iktidarları için güç aldıklarını düşünüyorlar.
Oysa, Suriye’nin toprak bütünlüğünün gerçekten sağlanması, Türkiye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması anlamına gelmektedir.
Gerek Amerika’nın gerekse, Rusya’nın, Suriye’de, AKP’nin mezhep siyasetlerini ve o siyasetlerin terör uzantılarını tasfiye etmeye başlamış olması, bizim mezhepçilerin kendilerini kuşatma altında hissetmelerine sebep oldu.
Sekülerizm* ile çatışmak, akıl ile çatışmaktır. Ne kadar örgütlü ve güçlü olursanız olun, dayandığınız akli temel sağlam değilse, yani yol gösteren stratejiniz yanlışsa, yıkılış mukadderdir.
Yanlış ideoloji; yanlış yerde yığınak yapmanıza sebep olur. Mevzi muharebeleri kazansanız bile, asıl savaşı kaybedersiniz.
Bundan bir kaç hafta önce, Kıyamette Kabe’yi kurtarmaya kalkan İbrahim Karagül, şimdi “kuşatmaya direnin” diye halka çağrı yapıyor.
Mezhepçi siyaset, bir yandan, yeni topraklar ve yeni çıkar kaynakları vaat ederek Osmanlı diyor. Öte yandan, kuşatılmış olduğunun farkındalığı ile halkı imdada çağırıyor.
Mezhepçiliğin dar dünya görüşü, büyük bir çıkmazdadır. Siyasal İslam(Post-İslamiyet) terörle eşdeğer anıldıkça, mezhepçi siyasetler daha da gerileyecektir.
Senin gözün, başkalarının topraklarında olursa, başkalarının gözü de, senin topraklarında olur. Sen ABD’yi imdada çağırırsan, elin oğlu da, Rusya’yı imdada çağırır.
Ülkemiz eğer bir kuşatma altındaysa, bunun sebebi; 14 yıldır sürdürülen mezhepçi, ümmetçi, çağın aklına uymayan siyasetler nedeniyledir.
Mezhepçi siyasetlerden, halk yararına devrim çıkmaz.
Tarihe bakar ve anlamaya çalışırsak, Sünni Mezhebi önderliğinde, devrim yapan bir ülke yoktur. En son Mısır denemesi de bunu bir kez daha göstermiştir.
Ortaçağ mantığı ile halk devrimi olmaz. Ortaçağ mantığı ile modern devletlerin başında da, uzun süre iktidar olarak kalınamaz.
*Batı değerlerini içermekle birlikte insanlık değerlerinin varlığı…
BOP Projesiyle gelenmezhepçiler, eğer Suriye’nin toprak bütünlüğü gerçekten sağlanırsa, giderler.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr