Son YGS sınavları, ülkemizdeki eğitimin perişanlığını, bir defa daha ortaya koymuştur:
1- Sınavlara 2.117.077 evladımız girmiştir. Bunların 32.983’ü sıfır çekmiştir. 618.337’si 180 puanının altında kalmıştır. (Ki, bunun 237.262’si, 150 puanının da altındadır.)
2- Matematik ve fen sonuçlarına bakarsak; bir milyon iki yüz bin civarında evladımızın 180 puanının altında kaldığını görürüz. (İleri derecede problem çözme yeteneği; bizde yüzde 2,2- İsrail’de 8,8- Güney Kore’de 28’dir.)
3- Kızlarımızın yüzde 91,76’sı 150; yüzde 79,90’ı 180 puanının üzerinde, başarı göstermiştir. Bu oran erkeklerde yüzde 86,24 ve yüzde 71,83’tür. Netice olarak, kızlarımız daha başarılıdır.
4- Bu durum herkesin malumudur. Yıllardır beynelmilel değerlendirilmelerde son sıralarda yer almaktayız. Ancak; iktidar, tüm mesaisini “başkanlık projesine” ve “paralelci takibine” verdiği için bu konulara vakit ayıramamaktadır. Saraya yaranmaktan, asli görevlerine imkan bulamamaktadırlar.
5- Dört bir tarafı imam hatip okuluna çevirmek, bir işe yaramamıştır. Beni tanıyanlar imam hatiplere karşı olmadığımı ve yetkili olduğum dönemlerde, her açıdan destek olduğumu bilirler. Ancak doğru dürüst eğitim verecek potansiyelin yoksa bu tutum önce dinimize zarar verir. (Gerçi, iktidarın bunu umursadığı da yok.) Yarım yamalak bilgiyle mezun ettiklerinize çok büyük kötülük etmiş olursunuz. Evlatlarımızın hem Dünyasını hem de Ahiretini perişan edersiniz.
Bakınız; büyük rakamlarla, havlarla başlattığınız, FATİH PROJESİ’ni yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Milyarlar boşa gitti.
6- Aynı durum, üniversiteler için de söz konusudur. Şu an 190 üniversite mevcuttur. (114’ü devletin; 76’sı vakıfların.) Ancak, üçü beşi dışında hangisinin başarılı olduğu iddia edilebilir? Çoğu bir masa, bir mühür durumundadır. Bina, alt yapı, kütüphane, laboratuvar, akademik kadro vb. açılarından çok yetersizlerdir. Kaldı ki ciddi bir “insan gücü planlaması” yapılmadığı için, diplomalı işsiz üretmektedirler. Nüfusun yüzde 70’lik ve orta okul olan ülkemizin, durumunu daha da vahim hale getirmektedirler. (Diplomalı işsiz artışı yüzde 8,26’dır.)
7- Terörün eğitime (özellikle Güneydoğu’da) verdiği zarar, ayrı bir problemdir. On binlerce yavrunun eğitimi tam anlamıyla aksamaktadır.
Aynı durum, üniversiteler için de söz konusudur. Üniversite kampüslerinde çatışmalar artmaktadır. Yeterli güvenlik sağlanamamaktadır. Anarşi önlenmektedir. (Üniversiteden atılma olayı kaldırılınca, kampüsler profesyonel anarşistlerin eline geçmiştir.)
8- İktidarın hiç mi başarısı yoktur? Elbette vardır?
a- Kumarda ve çocuk pornosunda Dünya 3’süyüz.
b- Mahkum sayısı, bu iktidar döneminde, 49.512’den 156.195’e çıkmıştır. Hapishaneler ağzına kadar dolmuştur. Mahkumlar yerlerde yatmaktadırlar. Bu baskı düzeninde, her gün de yeni yeni tutuklamalar, operasyonlar, zulümler sürdürülmektedir. Ne söylesen, ne yazsan, ne yapsan, suç sayılmaktadır. (Basın özgürlüğünde 180 ülke içinde 159’uncuyuz) hukuk düzeni yok edilmiş, yargı siyasallaşmış ve (çoğunlukla) sarayın emrine girmiştir. (Hukukun üstünlüğü sıralamasın da, 102 ülke içinde 80’unciyiz. Avrupa’da sonuncuyuz.)
c- Fuhuş yüzde 1680; uyuşturucu yüzde 1700; boşanmalar yüzde 2.800 artmıştır.
Rüşvet, yolsuzluk, kamu malı yağması, lüks ve israf, kadın cinayetleri, tecavüz, kaçakçılık, terör, hırsızlık, gasp, vb. konulardaki artışlar ise, hesaba kitaba sığmamaktadır.
Neticede; can ve mal güvenlikleri; fikir-ifade-inanç ve teşebbüs hürriyetleri; demokrasi ve hukuk düzeni; tamamen yok edilmiştir. Toplum; korkutulmuş, dilsizleştirilmiştir. Saatlerini, TV’lerin saçma programları karşısında veya tablet (ya da telefonu) ile tüketir hale sokulmuştur. (2000 ile 2015 yılları arasında, 166 milyon adet telefon ithal edilmiş ve 23.4 milyar dolar ödenmiştir.)
Rabbim, ülkemizin yardımcısı olsun…