Genel kabul görmüş tanıma göre; belirli bir yerde sıklıkla gözlenen hava şartlarının genellemesine “iklim” denir.
Ancak kızımın 7 yaşındayken (çocuk gözü ve kelimeleriyle) yaptığı bir tanım var ki o da şöyle; muhtemelen aynı mağazadan alınmış aynı renklerde ancak birinde balık birinde penguen deseni olup yıkandıktan sonra yanlış eşleştirilmiş çoraplarını gördüğünde “Aaa biri kutup biri sıcak deniz, hava (iklim) değişikliği işte budur!”
Bilimsel bilginin gündelik kelimelerle harmanlanmış haline devam edecek olursak: atmosfer, kara yüzeyleri, kar, buz, okyanuslar ve diğer su kütleleri ile canlıları kapsayan karmaşık ve etkileşimleri iklimi etkiler. Günlük, haftalık, aylık yaşanan bazı hava şartlarını iklim ile karıştırmamak gerekir.
İklim değişikliğinin gerçekleşmesine en çok etki eden sebepler; yağışların azalması, düzensizleşmesi, volkanik patlamalar, güneş ile ilgili değişkenler, sıcaklığın ve kuraklığın artması, su kalitesinin ve su kaynaklarının azalması, özellikle ormanların ve hayvanların doğal yaşam alanlarının daraltılması ve tahrip edilmesidir. Diğer yandan sulama, tarım, orman gibi birçok alanın ve su kaynaklarının yanlış kullanılması sonucu yağışla gelen suyun toprağa sızmasının önüne geçilmesi, yüzeysel akışın artarak ve yeraltı su kaynaklarının azalması eklenebilir.
İklim değişimine sebep olan bileşenlerinin karşılıklı etkileşimi sonucunda meydana gelmekle birlikte bileşenlerden birinde meydana gelen bir değişiklik, zamanla diğerine sıçramakta ve bu etki zincirin halkaları gibi ekosistemin tüm bileşenlerine yayılmaktadır. Doğal olayların yanı sıra bileşenlerden biri olan insan kaynaklı etkileri de unutmamak gerekir.
Dünyamız tarih boyunca tüm zaman ölçeklerinde doğal etmenler ve süreçlerle birçok değişikliğe uğramıştır. Jeolojik devirlerdeki iklim değişiklikleri, özellikle buzul hareketleri ve deniz seviyesindeki değişimler yoluyla yalnızca dünya coğrafyasını değiştirmekle kalmamış, ekolojik sistemlerde de kalıcı değişikliklere sebep olmuştur.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BİLEŞENLERİ
Küresel sıcaklıklardaki artışlar ile döngünün değişmesi, enerji temin güvenliği, su kaynaklarının hacminde ve kalitesinde azalma, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün azalması, deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı ekosistemlerinin olumsuz etkilenmesi, sel ve kuraklığa maruz kalan bölgelerde tarım ve mera bölgelerinde azalma, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi ve yüksek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişiklikleri beraberinde getirmektedir. Bu etkiler küresel olmayıp bölgeseldir. Örneğin, dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi şiddetli hava olaylarının şiddetlerinde ve sıklıklarında artışlar olurken, bazı bölgelerinde uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar ve bunlarla ilişkili çölleşme olayları daha fazla etkili olabilmektedir.
Sıcak hava dalgaları, seller, fırtınalar, yangınlar ve kuraklıklar sebebiyle ölüm, hastalık ve yaralanma oranlarında artış meydana getirmekte, solunum-sindirim hastalıklarının sıklığı ile bulaşıcı hastalık riski artmaktadır. Bağlı olarak yaşanan beslenme bozuklukları (özellikle çocukların) büyüme ve gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Gelecekte deniz seviyesinin yükselmesiyle milyonlarca insanın yerinden olacağı, küçük adaların ise en savunmasız bölgeler olacağı tahminler içindedir.
Sıcaklıkların birkaç derece daha artmasıyla dünya genelinde ürün verimliliğinde azalma yaşanması söz konusu olacaktır. Kuraklık ve sellerin sıklığının artması ise (özellikle ancak kendi kendine yeterli olanlar daha çok olmak üzere) yerel sektörleri olumsuz etkileyecektir. Sürekli ısınmayla beraber belirli balık türlerinin dağılımı ve üretkenliği değişecek; bu durum balıkçılık ve su ürünlerinin ekonomik faaliyetlerini olumsuz etkileyecektir. Yer ve büyüklüğe göre etkisi farklılık gösterebilecek ise de iklim değişikliğine duyarlı kaynaklara bağlı ekonomilerde olumsuz sosyal etkileri de beraberinde getirecektir.