“Yaşamdaki mutluluğun ana şartları:
Yapacak bir şey, sevecek biri ve umut edecek bir şey.”
İkigai
Japonca bir kelime olan, “ikigai” iki sözcüğün birleşmesinden oluşuyor. “iki” hayat ve “gai” hedef, amaç, gaye anlamına geliyor. Yani ikigai bir hedefe, gaye ya da arzuya hiçbir zorlama olmadan içten ve kendiliğinden bağlılık hissetme duygusu. Aslında, insanın yataktan fırlayarak çıkmasını sağlayan ve hedefine yönlendiren bir duygu. Sabah uyandığında, yatağından doğrulup etrafına boş boş bakıp, neden hayatta olduğunu sorguladığında ihtiyacın olan şey. İnsanın hayatına bir anlam katan, bir misyon yükleyen, çevreniz için faydalı olacağınızı hissettiğiniz bir amaç. Kitabın en etkileyici cümlelerinden biri diyor ki:
“Ne yaparsanız yapın emekli olmayın?”
Zamanda yolculuk kavramının anıların yarattığı duygularla ilgisi olduğuna inanıyorum. Şimdi zaman kapsülümde hayatımda umut etmemi sağlayan güzel anılarımdan birine seyahat edelim. Merak etmeyin çok kısa sürecek.
2017 ilk saatlerinden itibaren (İstanbul’da gece kulübü katliamı) o kadar büyük sıkıntılarla ve üzücü olaylarla başlayıp devam etmişti ki, bir an önce bitmesini istiyorduk. Bireysel, ulusal, küresel felaketler bitmek bilmemişti. En azından benim hayatımın en maceralı yılıydı. Profesyonel çalışma hayatım da sona ermişti. Kelimenin tam anlamıyla “emekli” olmuştum. Eskiden yirmi dört saate sığdıramadığım “iş akışı ve kontrol listelerim” gitmiş yerine seyahatlerden ve hobilerden bir demet gelmişti. Yine de zamandaki boşluklar dolmuyordu. Bu akışta 2018’i büyük bir umutla karşıladık. Ocak ayının ilk haftasıydı. Üniversitemizin mezunlar derneğindeki mentörlük projesi toplantılarından ilkine katıldım. Bürokrat, akademisyen, şirket sahibi ya da üst düzey yönetici bireyler olarak bir araya gelmiştik. Çoğumuz yarım yüzyılı devirmiştik. Cebimizde çok fazla çakıl taşı vardı ve iz bırakmak istiyorduk. Amacımız, fakültemizin çiçeği burnunda öğrencilerine hayat yollarında destek olmak ve onları iş dünyasına hazırlamaktı. Her birimize mentörlük yapacağımız birer danışan “Mente” atanmıştı. Konuşmacı arkadaşlarımızın hazırladıkları bilgiler paylaşıldı. Aklımda Bülent Başkan’ın sunumundan “ikigai” kelimesi takılı kaldı. Kişisel gelişim konusunda çok araştıran ve okuyan biri olmama rağmen bu kelimeyi ilk kez bu toplantıda duydum. Bir ay sonra ikizlerimin on sekizinci doğum günlerinde kitabı onlara hediye ettim. Tabii ki onlardan önce okudum. İkigai, hayatımın ikinci perdesinin sahne ve dekorunu değiştirdi. Artık her gün zamanımın büyük bir kısmını yazmak için kullanmaya başladım. İki ay sonra ilk kitabım doğdu. İkizlerimin bir sonraki doğum günü hediyesi “ilk kitabım” oldu.
İkigai kitabında birçok örnekte göreceğiniz gibi, Japonya’da insanlar emekli olduktan sonra faal kalmaya ve sağlıkları izin verdikçe sevdikleri şeyleri yapmaya devam ediyorlarmış. Japoncada, dilimizde olduğu gibi “işi temelli bırakmak” anlamına gelen bir emeklilik sözcüğü yok. Ülkeyi çok iyi tanıyan National Geografic muhabiri Dan Buettner’e göre; “hayatta bir amaca sahip olmak Japon kültüründe o kadar önemlidir ki bizim emeklilik tabirimiz burada geçerli değildir.” diyor. Kitapta “Beş Mavi Kuşak Bölgesi” nden bahsediliyor. Okinawa’nın başta geldiği bölgelerin üçü, kaynakların eksik olduğu ve toplulukların birbirine yardım etmek zorunda olduğu adalar. Birçok insan için başkalarına yardım etmek, onları hayata bağlayacak kadar güçlü bir ikigai olabiliyor.
Kitabın yaşam felsefesinin yanında zindelik veren basit kondisyon hareketlerinin ve sağlıklı beslenme reçetelerinin de konulara dahil olduğunu belirteyim. Özellikle güneşi selamlama ve her gün yedi renk yiyecek tüketme konusunda istikrarlı olduğumu söyleyebilirim.
İkigai kozmetik ve estetik desteği alarak genç kalmaya çalışmaktan daha kolay bir yöntem. Ait olma ve desteklenme hissi insana güvenlik algısı verir ve yaşam ömrünün uzamasına yardım eder.
2020 kendine has birçok özelliği taşıyor. Ancak, herkes onu küresel sarsıntıların yaşandığı yıl olarak anacak. Zamanımızın çoğunu bireysel hapishanelerimizin konfor alanlarında mızmızlanarak ve kaygılanarak geçirdik. Şimdi tüm bunları rafa kaldırıp hayatımızın yeni kurallarını inşa etme vaktidir. Bireysel dönüşümlerle toplumların da kendilerine çeki düzen vereceğini umut ediyorum. Sanırım karanlığın en güzel taraflarından biri yıldızları görebilmektir. Karanlık geçiş dönemlerinde kendi “yıldızımı” bulan şanslılardanım.
Hadi durmayın, kitapta yazdığı gibi:
“İkigainizi takip edin. İçinizde bir tutku, günlerinize anlam katan eşsiz bir yetenek ve en iyi yönünüzü sonuna kadar paylaşmaya götüren bir şey var. Henüz ikigainizin ne olduğunu bilmiyorsanız göreviniz onu keşfetmek olsun.”
Mutlaka alın okuyun ve uygulayın.
ALINTILAR
“Bilmiyorum. Sadece henüz ölmedim.”
“Defalarca ne yapıyorsak oyuz.
Bu yüzden mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.”
“Merhaba yalnızlık. Bugün nasılsın? Gel ve benimle otur. Seninle ilgileneceğim.”
“Yedi kez düş, sekiz kez kalk.”
“Hayatımızın anlamını biz yaratmayız, onu keşfederiz.”
KİTAP KÜNYESİ:
Adı: Ikigai
Orijinal adı: Ikigai: The Japanese Secret to a Long and Happy Life
Yazar: Francesc Miralles, Hector Garcia
Baskı tarihi: 2017
Sayfa: 170
Kitabın türü: Kişisel Gelişim
Yayınevi: İndigo Kitap
https://youtu.be/3QmTDC4ob68