Emperyalizm ve Kapitalizm dünyada iki başlı bir canavar olarak şiddetiyle kol geziyor.
“Emperyalizm veya yayılmacılık, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından “yararlanma” hakkına sahiptir.” Cümleleriyle ifade edilen emperyalizm; madde ve mânada faaliyet gösteren büyük bir projedir. Etkileyen ve etkilenen bir çıkar çarkı gibi işler, bu çarkı döndüren bütün projelerde kapitalizm en önde gelir. Komünizm, Sosyalizm, Faşizm gibi cereyanlar çok gerilerde kalmış, Emperyalizm ile kapitalizm ikiz kardeş olarak dünyayı yönetme gayreti (!) içindedir.
“Diktatörlük gücü, merkezî hükümet, keyfî yönetim metotları anlamına gelmektedir. Bu kullanımının dışında Fransa’da 1830’larda Napolyon imparatorluğuna hayranlık duyanları nitelemek için, 1848’den sonra ise III. Napolyon’un kötü yönetimini ifade etmek için kullanılmıştır. Emperyalizm kavramının kullanımı 1870’lerde Britanya’da yaygınlaşmıştır.
Emperyalizmin küresel oyunları çoktur.
Kızılderililer’in “ateş suyu” dedikleri içki, içki, uyuşturucu özelliği ile kurulan bir tuzak ve büyük bir oyundur.
Dünyada içki müptelası insanlar sadece Kızılderililer değil, medeni geçinen nice kimselerdir. Günlük uçak kiralayarak Fransa’da bilmem nereye şarap içmeye gidenler, canlı olarak öldürülen maymun kafalarındaki beyinleri meze olarak kullanarak boy gösterenler Bilmem hangi adalarda, denizlerde yatlarda alem sürenler, aşırı israf ve masraflarıyle övünen baronlar, kimseler kapitalizmin bir esiri ve uşağı olmuşlardır.
Bir dostun makalesinde yer alan; “Dünya genelinde 260 milyon site pornografik yayın yapıyor. Bunların tamamı emperyalist kapitalist ülkelerde bulunuyor.” İfadeleri, abartılmıyorsa, korkunç bir olay. Canavarlar dünyayı işgal etmiş, haberimiz yok…
Bu gibi sitelerin binlerce kimse tarafından izlendiği, nice ocakların yıkıldığı, ahlaksızlığın yayıldığı, taciz ve tecavüzlerin kol gezdiği ülkeler arasındayız.
Her bilgisayarda, cep telefonlarında internet kanalıyla böyle siteleri tatip etmek mümkün.
Türk milletini çeşitli yollardan yıkmak için yıllardan beri yapılan denemeler, kurulanr tuzaklar, oynanan oyunlar yanında pornografik yayınlarla özellmikle gençliğin ahlakını ifsâd etmek, aile kurumunu yıkmak, dünya çapında bir projedir, uygulanmaktadır.
Fransız yazar Milan Kundera (Var olmanın Dayanılmaz Hafifliği) başta cinsel ve duygusal olmak üzere her türlü ihaneti yüceltir.
“Romanlarda, toplumları sarsmak için onu ayakta tutan en önemli kurum olan aileye saldırılmaktadır. Edebiyatımızda bunun misyonerliğini yapanlar bulunmaktadır. Kültürel değerlerimizin en aşağılık şey olarak gördüğü “ihanet ve aldatma” meşrulaştırılır, “aşağılık olan yüceltilerek” değer haine getirilir. Örneğin, bugünün darbe severi Ahmet Altan’ın “Aldatmak” kitabında öyle sahneler ve duygu durumlar ortaya koyar ve aldatmayı öyle meşrulaştırır, doğallaştırır ki, onu adeta yaşar.”
Popüler kültürümüzün şarkıları bile aynı amaçla kullanılmaktadır. Şarkılarda “sana bir ihanet borcum var, ödedim sonunda…” söylenir, güzel nağmelerle… “Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye, usulca sokulup merhaba dedim” örneklerini çoğaltabiliriz.
İçerseniz “çağdaş, modern, batılı…” olursunuz. Zinanın adı “çapkınlık” olur. Yapılan şey ise “kaçamak”. Bu kadar masum! Bunlara karşı çıkarsanız ya köylü olursunuz ya da gerici. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmanın adı “iş bilirlik, iş bitiricilik, beceriklilik, köşeyi dönme” olur. Teröre kayıtsız kalarak “insan hakları ödülü” bile alırsınız…” Diye feryat eden yazarlarımız, eğitimci ve kanaat önderleri, Emperyalizm ve kapitalizmin tehlikelerinden bahsederken, millet olarak biz ne yaparız?
Bu iktidarın, hükümetin, Millet Vekillerinin, Sivil Toplum Teşkilatlarının, Asrın Lideri Reis, Kumandan Recep Tayyip Erdoğan ve eli kalem tutan bütün yazar/şairlerin,söz sahiplerinin, inanan bütün insanlarımızın, Müslümanların dikkatini buraya çekmek isterim.
Bu tehlikeyi unutmayın!… Bizi ancak bu oyunlarla yıkabilir, gençleri elimizden alabilirler.
Ahlakı bitmiş bir toplum SODOM/GOMORA gibi olur, AD, NUH KAVMİ,SEMÛD ( SÜMÛD)VE LUT KAVMİ, MEDYEN HALKI , KARÛN, HAMAN,SEBE (SEBÂ) KAVMİ , ANTAKYA KAVMİ, UHUD KAVMİ, FİL ASHABI,TÜBBA Kavimleri gibi yok olur, tarihten silinirler.
Emperyalizm ve Kapitalizm; devamlı çalışan, alevi fazlalaştıran bir ocak körüğü gibi dünyayı ifsâd etme peşindedir. Projelere büyük miktar Dolar ve Eurolar yatırılmakta, şer güçlere destek verilmektedir.
Anlayanlar için, yazımı yine bir şiirimle bitireyim:
ALDANDIK!
Aldattılar, aldandık, aydınlıkta görmez göz,
Yıllar yılı dayandık, ak beyaz göründü yüz,
Çilelere katlandık, destanlar yazdırdı söz,
Yağmalara dadandık, kurtarmadı bizi öz.
YARIM ASIR BİR ZAMAN, YENİ BİR NESİL GELDİ,
TARİHLER OLDU TAMAM, HİLÂLİ MIZRAK DELDİ.
Zâhiri perdeler Din, İmam/Âbiler tamam,
Ahtapot gibi bir kin, fetva verenler haham,
Menfaat kasalar bin, günah paklamaz hamam,
İster sakla, ister sin, senaryo adı yaman.
FERHÂT BİLE İNANIR; ŞİRİN’İN YALAN AŞKI,
MECNȖN LEYÂ’YI TANIR, BİR SÜRÜ YALAN ŞARKI.
Takke düşse ne olur? Kel var ise görünür,
Mürit kimleri bulur, başa dermân sürülür,
Cahiller uyutulur, karanlığa bürünür,
Verilen hap yutulur, deli olur sürünür.
SENARYO BÖYLE OLDU, GÖLDE MAYA TUTMADI,
İMAM KAÇTI/KAYBOLDU, MİLLET BUNU YUTMADI.
Acemi maskarası, oldu yüzler karası,
Temmuz Ay’ı arası, ağır geldi darası,
Dünyanın yaygarası, san ki insan hârası,
Darbe denen yarası, Lodos Rüzgar havası.
GÜLİSTANDA KARGALAR; BÜLBÜLLER FERYÂT ETTİ,
OYUN/TUZAK KAVGALAR, MİLLET ŞAHLANDI BİTTİ.
Dünyanın da sonu var, Kıyamet hak, kopacak,
Gülün goncasında hâr, karga bülbül olacak,
Dostun yanında ağyâr, birbirini bulacak,
Yağmur yanında var kar, derelere dolacak.
İNSAN BURADA YOLCU, DÜNYA KÜÇÜK İSTASYON,
ŞÖHRETTE OL FUTBOLCU, AKIBET YAZACAK SON.
Nerden geldik nereye, damla gider Deryâya,
Ömür var mı seneye, rahvan ol, ister yaya,
Para koysan mereye, kulak versen aryaya,
Kel gizlenen bereye, çıksan yalçın kayaya.
KEMÂLİ GİDECEKSİN, MENZİLİN HAK KAPISI,
SORSA NE DİYECEKSİN, İSYAN İNSAN YAPISI.