Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin 2015 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Geçici Üyesi olması için New York’ta temaslarda bulunduğu sırada Gülen Cemaati’nin
Türkiye aleyhine kara kampanya yürüttüğünü açıkladı. Yabancı yetkililerin Washington ve New York’ta dağıtılan şikâyet mektuplarını kendisine ilettiğini belirten Davutoğlu, ‘Beni en çok üzen hususlardan bir tanesi mektupla Türkiye’nin birçok yetkiliye şikâyet edilmiş olmasıdır. Biz geçmişte bu okullara her türlü desteği verdik. Benim yurt dışına gidip de, okulları ziyaret etmediğim hiçbir örnek yok. Her zaman Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızla çok kısa süreli ziyaretlerde bile destek verdik. Bu okulların bütün sorunlarını çözmeye çalıştık’ dedi.
ÇOK AĞIR İTHAMLAR
Gülen Cemaati’nin ABD’deki dinlerarası diyalog çalışmalarını yürüttüğü Barış Adaları Enstitüsü Küresel İlişkiler Merkezi Direktörü Mehmet Kılıç imzasını taşıyan mektup, baştan sona ağır ithamlar içeriyor. İşte o mektuptan bazı bölümler:
– 17 Aralık’ta İstanbul Baş Savcısının talimatı ile Türk polisi iç işleri, ekonomi ve şehircilik bakanlarının oğulları, İranlı-Azeri iş adamı Rıza Sarraf ve Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan tutuklandı.
– Polis baskınları sırasında Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutusu içinde 4,5 milyon dolar ve kitaplıkta 10 milyon TL (yaklaşık 5 milyon dolar) bulundu. Benzer şekilde iç işleri bakanının oğlunun evinde önemli miktarda nakit para ve yedi adet elektronik çelik kasa bulundu.
-Ayrıca polis soruşturma sırasında içişleri, ekonomi ve AB bakanlarının Azeri işadamı Rıza Sarraf’tan milyonlarca dolar rüşvet aldığına dair fotoğraf, video görüntüsü, telefon görüşmeleri ve ödeme makbuzları buldu.
-İktidar soruşturma içinde yer alan yüzlerce emniyet müdürü ve polis memurunu görevden aldı ve soruşturma dosyaları herhangi bir doğrulanmış gerekçe gösterilmeden soruşturmayı yürüten savcılardan alındı. Her ne kadar Üst Mahkeme reddettiyse de, hükümet polis memurlarının herhangi bir soruşturma halinde, siyasi liderlerin kendisi dahil olsa bile, siyasi yönetimi haberdar etmelerini zorunlu kıldı Medya’nın polise erişimi ciddi oranda kısıtlandı. İktidarın tüm bu hareketleri kamuoyunda tepki aldı.
– Sizlerin de muhtemelen fark ettiği gibi Türkiye’deki geniş çaplı yolsuzluk soruşturması dünya genelinde New York Times, Wall Street, Washington Post ve başka birçok ABD yayını tarafından birinci sayfa haberi oldu. Şu ana kadar skandallar üç bakanın ve AK Partili beş milletvekilinin istifası, iktidarın soruşturmalara müdahalesi ve yargıyı, savcıyı, polisi ve basını bastırması ile sonuçlandı.
– Türkiye her zaman Ortadoğu için bir anayasal demokrasi modeli olarak görüldü. Ancak bu 90 yıllık demokrasi şu an büyük bir kriz ile yüz yüze. Üç bakanın oğlunun ve bizzat Başbakanın kendisinin karışmış olduğu bu dört ayrı yolsuzluk soruşturması hükümet kanadından toplu tepki ile karşılandı; insan hakları, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü açıkça Türk demokrasisinin altını kazılarak açıkça hukuk devleti çöküşe yaklaştırdı.
– Dikkatleri skandallardan uzaklaştırmak için AK Parti üyeleri ve yönetimi Barış Adaları Enstitüsü Onursal Başkanı Fethullah Gülen’i itibarsızlaştırmaya çalıştı. Bu nedenle sizin de kaygılarınızı giderebilmek ve aklınıza gelmiş olabilecek sorulara cevap sağlayabilmek amacıyla size tüm bu gelişmelere yönelik kısa bir özet gönderiyoruz.
-Vaktinizin değerli ve sınırlı olmasına binaen Türkiye’de bu son gelişmeleri özetleyen, kaygılarınızı karşılayacak belki de bazı sorularınıza cevap oluşturacak bu bilgi notunun ofisiniz için oldukça faydalı olacağına eminiz.
– Teveccühünüz için teşekkür eder uygun olduğunuz bir zaman için cevabınızı bekleriz.”
Noktasına kadar değiştirmediğim yazılar böyle. Hakka dayanan aklın yolunun bir olması gerçeğinde, “Allah, Kur’an, Peygamber, Vatan, devlet… aşkına” siz karar verin, söyleyin, noktayı koyun. Ne oluyor, neler oluyor, din adına neler yapılıyor, din adamları Yahudiler ve şer güçler tarafından nasıl kullanılıyor, neden kullanılıyor.
Yazımı, yine anlayanlar için bir şiirimle bitireyim:
Din adına kandırdın,
Topladın paraları.
Cemaat dolandırdın,
Kanattın yaraları.
PARALEL BİR HIYANET,
YAPTIKLARIN CİNAYET.<
Timsahın gözyaşları,
Haram ettin aşları.
Tâvizle ayyaşları,
Kanalda oynaşları.
YAPTIN AMA TUTMADI,
MÜSLÜMANLAR YUTMADI.
Villada oturacak,
Servisi kotaracak,
Yularla otaracak,
Zavallı kandıracak.
“EFENDİ”NİN FENDİNE,
BAKSA HELE KENDİNE.<
Cebinden haç çıkacak,
Tuzağına bakacak,
Rozetini takacak,
Değerleri yıkacak.
OLUR MU DİN ADAMI,
BULUNMAZ BU CÜDAMI.
Peygamber zamanında,
Çıktı böyle münafık.
Tarihin her anında,
Gerçeğe oldu tanık.
BU ZAMANDA ÇIKACAK, ŞEYTAN GİBİ YIKACAK.<
Gerçekleri görenler,
Paralel teğet geçti.
Saltanatı sürenler,
Bâtıl olanı seçti.
GEL KARDEŞİM UNUTMA,
PARALEL YOLU TUTMA.
Gün ola, harman ola,
Balta döner, sap döner.
Adalet yerin bula,
Yalancı ateş söner.
TAKKE DÜŞTÜ GÖRÜNDÜ,
ŞER YERLERDE SÜRÜNDÜ.
“Sam Amca” nın oyunu,
Hoca gördü boyunu.
Abilerin koyunu,
İçti zakkum suyunu.
VATİKAN, BİR DE SİYON,
GÖRÜNEN TUZAK VİZYON.
Hak nurunu tamamlar,
Bunu bilmez hahamlar,
Kir paklamaz hamamlar,
Paralelci yamyamlar.
ÇEKİN ELLERİNİZİ,
“MEDYA” DİLLERİNİZİ.
HDP.’yi besledin,
Oy verdin Ermeni’ye.
PKK’yi sesledin,
Pislik kaldı geriye.
VEBÂLİN EŞEK SIRTI,
YAYIN YAPAR DIRILDI.
Mizân’da hesabı var,
Yapılan yerde kalmaz.
Bilesin kabirler dar,
Bundan fazla alçalmaz.
HAİN KELİME YETMEZ,
NE DESEM BOŞA GİTMEZ.
KEMÂLİ korkmaz yazar,
Tehdit etseniz bile.
Kalemle fikir kazar,
Yapsanız binler hile.
ALLAH’IN HESÂBI VAR.
KABİR OLUR SİZE DAR.