Rahmet ve bereket ayı, Mübarek Ramazan-ı Şerife girdik. Cenab-ı Hak, ülkemiz, İslam Alemi ve tüm dünyaya, huzur vesilesi kılsın.
İnşallah, AKP dışındaki partiler, halka
verdikleri sözleri unutmazlar, sorumluluklarının idraki içinde hareket ederler. Halkın beklentilerine göre davranırlar. İnce hesapların, politik oyunların içine girmezler.
1- Cumhurbaşkanının, seçim sonuçlarından ders almadığı görülmektedir. Hala, her şeye karışmakta, gündemi işgal etmeyi düşünmekte, koalisyonu yönetmeyi arzulamaktadır. Hala, AKP genel başkanı gibi davranmakta, normalleşme sürecini engellemeye çalışmaktadır.
a) Havuz medyası ve dalkavuklar korosu, aynı havayı terennüm etmekte, halkı etkilemeye çalışmaktadır.
b) Başbakan iki arada bir derede kalmış durumdadır. Bağımsız hareket edemediği, baskı altında olduğu açıktır. AKP’ye suç ortağı aranmakta, geçmişin hesabını vermekten kaçmanın yolları araştırılmaktadır. Bu arada Kaçak Sarayın “Kaos ortamı doğurma planlarına” şahit olunmaktadır. Sanki AKP için daha iyi sonuçlar doğuracakmış gibi , “Erken Seçim” tehditleri yapılmaktadır. Sanki, diğer partiler kendileri ile koalisyon yapmaya mecburmuş gibi, havalar atılmakta, Başbakanlık ve İçişleri, Adalet, Milli Eğitim gibi yargıya en fazla hesap verecekleri, makamları vermeyeceklerini ifade etmektedirler.
2- Bu arada, Abdullah Gül’ü gündeme sokma ve parlatma gayretlerine de şahit olmaktayız. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yılları anlatan kitap, niçin seçimden önce çıkarılmamıştır? Çankaya Noteri olarak görev ifa edilmiştir. Devamlı olarak, Başbakanın gölgesinde kalınmamış mıdır?
Bu saatten sonra, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Burhan Kuzu, Mehmet Metiner gibilerin halk nezdinde itibar kazanması mümkün değildir.
3-Geçen haftadaki yazımda da belirttiğim gibi şahsi inancım, en ideal uygulamanın, (HDP’nin dışarıdan destek vereceği) CHP-MHP koalisyonudur.
Seçmenin yüzde 60’ı AKP’nin iktidardan gitmesini istemiştir. Bunu görmezlikten gelenler, halkın önüne çıkmakta zorlanacaklardır.
a) Parti liderlerinin, koalisyon görüşmelerinde, Cumhurbaşkanı muhatap olarak kabul etmeyeceklerini belirtmesi çok doğrudur. Anayasaya ve hukuka uygundur. Anayasal sınırlara çekilmeyi zorlayacak bir tutumdur.
b) Hükümet kurulana kadar, TBMM açılınca, üç muhalefet partisinin hemen yapması gereken çalışmalar vardır.
– 17-25 Aralık, Deniz Feneri, Selam Tevhid, TURGEV, özelleştirme ve ihale yolsuzlukları, yandaşlara verilen krediler, hazine arazisi yağmaları, imar rantları vb. dosyalar, hemen gündeme getirilmektedir.
Suçlular, (başta İçişleri, Milli Eğitim, Adalet, Enerji ve müsteşarlar bakanları, Beşir Atalay, Yalçın Akdoğan, MİT müsteşarı vb. olmak üzere) yargıya sevk edilmelidir.
– Dört Bakan, hemen Yüce Divana sevk edilmelidir.
– Cumhurbaşkanı yargılanamaz hükmü, yanlış tefsir edilmektedir. Yaptığı icraatlar, yargı tarafından sorgulanabilir. Anayasa ve hukuk düzeni ayaklar altına almasının, ülkeyi kaosa sürüklemesinin hesabı sorulabilir. Yolsuzluklar gündeme getirilebilir. Aile efratlarının icraatları da sorgulanabilir.
Bu arada, örtülü ödenek, Kaçak Saray, Cumhurbaşkanlığı Bütçesi, sayısız uçak, helikopter, lüks araç
Koruma ordusu, binlerce çalışan, vb. israfların önü kesilmelidir. Saraylar ve köşkler geri alınmalıdır.
– Kapatılan polis okulları, dershaneler yeniden açılmalıdır. Sulh ceza mahkemeleri ilga edilmelidir. Emeklilik ikramiyesi, asgari ücret vb. konulardaki sözler yerine getirilmelidir. Emekli edilen, görevden alınan, tüm mağdur ve mazlumlara hakları iade edilmelidir. VİP tayinler, torpilli işlemler, KPSS dışı işe almalar, iptal edilmelidir. Yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır. İç güvenlik paketi, internet yasası, MİT Yasası, vb. hukuk dışı baskı yasaları ilga edilmelidir. NBŞ kotaları iptal edilmelidir. Hapiste rehin tutulan mazlumların serbest kalması sağlanmalıdır. Dış politika ciddiyete kavuşturulmalıdır. Fikir, ifade, inanç, teşebbüs, hürrüyetlerinin yolu açılmalıdır. Tüm hortumlar kesilmeli, israf kapıları kapatılmalıdır.
-Darmadağınık hale getirilen, yandaşlara peşkeş çekilen, devlet çarkı ehil ellere teslim edilmelidir. (Milli Eğitim, Sağlık, Mülki İdare, Emniyet, Maliye, Kamu Bankaları, YÖK, RTÜK, TRT, AA, Basın İlan Kurumu, TPAO, TKİ, BDDK, TMSF, HSYK, MİT, THY, TCDD, SGK, EPDK, TOKİ, Özelleştirme İdaresi, Diyanet İşleri, Türk Telekom, İktisadi Kamu Kurumları, Kamu İhale Kurumu vs. vs.)
-Seçim Kanunu, demokratik yapıya kavuşturulmalıdır.
Muhalefetin göstereceği başarı, kendileri için yükselme imkanı doğuracak, AKP’yi de iyice eritecektir. Devlet kaynaklarını, pervasızca kullanmanın yolu da kesilmiş olacaktır. Bu arada, devamlı iftira-yalan üreten yandaş medyada, kendi günahları içinde boğulacaktır…