Kanunların uygun görmediği herhangi bir uygulamayı yürürlüğe sokmak, Türkiye’de alışkanlığa dönüştü.
Ülke-devlet, kaosa sürükleniyormuş kimsenin umurunda değil.
Türkiye Cumhuriyetinin kanunları bir şeyi olmaz diyorsa, o kanunları bir kenara atıp olur hale getirmek mümkün değildir, o kanunları değiştirmeleri gerekir.
Yürürlükte olan anayasa ve kanunlara herkes uymak zorundadır.
Türkiye Cumhuriyetinin kanunları bir şeyi olmaz diyorsa, o kanunları bir kenara atıp olur hale getirmek mümkün değildir, o kanunları değiştirmeleri lazım. Kanunlar değiştirilmeden her hangi bir uygulamanın yürürlüğe konması halinde ülkenin kaosa sürükleneceğini açıktır.
Halen mevcut olan uygulama kanunlara uygun değilse, kanunlara uygun olmadan bu uygulama yapılıyorsa, o da yanlıştır. Kanunlara uygun olarak yapılıyorsa, bu uygulamayı kanunları değiştirmeden ortadan kaldırmak çok yanlış olur.
Kanun çıkarmakta meclis çoğunluğuna sahip partinin güçleri var. Ancak her şeyi hukukun içinde yapmak lazım. Neyi değiştirmesi lazımsa, ama değiştirmeden değişmiş gibi muamele yaptığınız takdirde hukuk devletinin sonunu bulursunuz..
Bakın, Düşünce kuruluşuna göre; Türkiye hukukun üstünlüğünde sınıfta kaldı
Washington merkezli düşünce kuruluşu Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) 2010 yılı “Hukukun Üstünlüğü Endeksi”ni açıkladı. Listenin en tepesinde İsveç ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleri, en altında ise Kenya, Pakistan gibi ülkeler yer alıyor. Raporun Türkiye’yle ilgili bulguları da pek iç açıcı değil.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi 35 ülkeden 41 bin kişiyle yapılan mülakatlar ve 900 uzmanın görüşleri doğrultusunda üç yılda hazırlandı. Türkiye’yle ilgili olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de veri toplandı. Endekste Türkiye, “Doğu Avrupa ve Orta Asya” bölgesinde ve üst-orta gelir düzeyi grubunda yer aldı.
Raporun özet kısmında Türkiye’nin bölgesindeki diğer ülkelere kıyasla yargı sisteminin etkinliği açısından ortalamanın üzerinde bir performans sergilediği ancak başta düşünce, ifade ve din özgürlüğü olmak üzere temel haklar alanında çaba gösterilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Karşılaştırmalı tablolara bakıldığında Türkiye’nin durumunun pek parlak olmadığı görülüyor. Özellikle üç önemli başlıkta Türkiye 35 ülke arasında son beşte yer alıyor.
Bu faktörlerin ilki, “hükümetin yetkilerinin kısıtlanması”. Raporda Türkiye’nin bu alanda araştırmanın yapıldığı 35 ülke arasında 31’inci sırada olduğu belirtiliyor. Türkiye yine bu alanda bölgesindeki beş ülkenin sonuncusu, aynı gelir grubunda bulunduğu yedi ülkenin ise altıncısı.
Türkiye’nin son sıralarda yer aldığı diğer iki kategori ise “yasaların anlaşılırlığı” ve “temel haklar”. İlk kategoride Türkiye 35 ülke arasında 32’nci, ikinci kategoride ise 33’üncü sırada. Aynı şekilde gelir grubu ve bölgesel karşılaştırmalara bakıldığında da Türkiye’nin emsalleri arasında son sırada olduğu dikkat çekiyor.
Bunun dışında “yolsuzluktan arınmış devlet kurumları” (16/35), “sivil yargıya erişim” (14/35) ve “cezai adaletin etkinliği” (14/35) gibi alanlarda Türkiye ortalamanın üzerinde seyrediyor.
Endeksin zirvesinde İsveç ve Hollanda gibi gelişmiş ülkeler yer alıyor. Kenya, Pakistan, Liberya gibi fakir ülkeler ise hukukun üstünlüğü kriterleri bağlamında da son sıralarda.
Öte yandan endeks dünya devleriyle ilgili şaşırtıcı detaylara da işaret ediyor. Örneğin ABD’de vatandaşların hukuka erişimi “Üçüncü Dünya Ülkeleri” seviyesinde. Bu alanda 20’nci sırada olan ABD sadece gelişmiş ülkelerin değil, Dominik Cumhuriyeti gibi çok daha küçük ülkelerin gerisinde kaldı. (Raporun orijinali: http://worldjusticeproject.com)
Türkiye’de neler tartışılıyor? Tartışılmayan alan var mı?
Günün Söz: adalete güven sarsılmışsa, toplumsal barış da güvende zedelenmiş olur.