Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Pazartesi, Aralık 15, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Metin MİNTAZ

Hukukun Elbirliği ile Katledilişi

Metin MİNTAZ Yazar Metin MİNTAZ
12 Ocak 2011
Metin MİNTAZ
3
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiyede artık cerahat-kanser şekline dönüşen hukuki sorunlar gündeme geldiği zaman hukukçuların en temel mazereti 2 tanedir, bunları ileri sürerler hemen;

1- Dosya sayısı çok fazladır, okumaya zaman yoktur

2- Hakim sayısı yetersizdir,

Düşünülmez ki 10.000 yeni hakim de göreve başlasa sanki davalar hızla sonuca götürülecek, dosyalar hızla eritilecek!

Hukuk sisteminin, baştan aşağı sakat olduğu gizlenir.

TÜRK HUKUKUNUN OSMANLIDAN BERİ 2 Lİ BİR TEMEL AYIRIM YAPTIĞI, DİKEY (DEVLETE KARŞI İŞLENEN POLİTİK SUÇLAR) HUKUKTA ÇOK SERT VE ACIMASIZ DAVRANIRKEN,

YATAY (SİVİL, VATANDAŞLARIN BİRBİRİNE KARŞI İŞLETDİĞİ SUÇLAR) KONUSUNDA ÇOK LAKAYT, SAVSAKLAYICI DAVRANDIĞI, MAHKEMEYİ BİTİRMEK -VE SUÇLUYA CEZA VERMEKTEN ADETA ÖDÜ KOPTUĞU HUSUSU DİKKATE ALINMAZ

Hukukta tüm dünyada en zor konu, sanığın suçu işleyip işlemediğinin, iştirak payının ve şeklinin tespitidir.

Mahkemeler adaleti doğru uygulayabilmek için bu konuda zaman harcarlar.

Ancak suçu işleyenin belli, ispat edilmiş olduğu durumlarda artık karar aşamasına geçilmiş demektir, adalet bu aşamadan sonra hızlı işler.

Neticede tüm makul hukuk sistemine sahip ülkelerde suçun cezası bellidir. Hakim hemen takdir eder ve uygular.

Ancak Türkiye’de durum çok ilginçtir.

Türk mahkemelerinin performansının ne olduğunu ölçmenin en tipik örneklerini suçüstü durumlarında aramak gerekir.

Eğer konu sadece hakim yetersizliği ve dosya birikimi olsaydı, en azından somut suçlarda açılan davaların hızla görülüp aradan çıkarılması gerekirdi.

Gerçek tersinedir!

Düşünün, adam 6 kişiyi öldürmüş.!

Üstelik bunları bir sürü tanığın önünde yapmış.!

Karakteri geçmişi belli. Geçmişte de benzer bir sürü saldırı, darp yapmış.

Mahkemede çıkınca daha dört kişiyi vuracağını söylüyor.!

Yani işlediği suçların ağırlığında, bu suçları işlediğinde hiç tereddüt yok.

Üstelik kabul de ediyor, bir de çıkınca da tekrar bu suçları işlemeye devam edeceğini söylüyor.

Tipik bir pskopat seri katil.

Bu tip yüzlerce dava var mahkemelerde, yargıtayda.

Her uygar hukuk devletinde, bu tip davalar çok kısa sürer ve verilecek karar da bellidir. Ya en ağır ceza, ya da ömür boyu akıl hastahanesi.

Peki Türkiyede ne oluyor?

Suç somut, suçlu somut, deliller somut, hiç aksi iddia yok!

Adamın davası gene de yıllarca sürüyor, tutuklu olaral yargılanıyor, bir türlü maahkum edilmiyor, hatta neticede zaman aşımından dışarı bırakılıyor.!

Bu rezalete, vicdanları kanatan adalet katline de dava dosyalarının çokluğu mazeret gösteriliyor!

İyi bir hukuk düzeni çok fazla dava dosyasını karara bağlayan sistem demek değildir.!

İyi bir hukuk düzeninde her şeyden önce mahkemeye çok dava dosyası gelmez.

Çünkü yasalar açık, adil, etkin cezalar caydırıcı, somut ve hemen uygulanabilir olduğu için o ülke yurttaşlarında hukuka riayet bilinci çok gelişir, insanlar suç işlemekten ve cezasından korktukları için az suç işlenir, az olay mahkemeye intikal eder.

Mahkemelere çok dosya gelmesi, bizzat ülkedeki hukukun ve mahkemelerin aczinin bir göstergesidir.

Türkiye de Yasa maddelerinin belirsizliği, cezaların belirsizliği, mahkemelerin gereksiz yere çok uzatılabilmesine olanak sağlayan berbat mevzuat  ve hakim anlayışı bunda en önemli sebeptir.

Örneğin: Kolayca yalan şahit gösterilebilmesi, sanık ve tanıkların çapraz sorgulamaya alınmayıp her celsede yeni ifade vermesine göz yumulması vs.

Hakimlerin suç somut olmasına karşılık gereksiz ve anlamsız yere özel sübjektif durumları dikkate almaları sonucu ayni suça her mahkemeden farklı karar çıkar ve çok ağır suçlara komik cezalar takdir edilir!

Örneğin; sanığın tahrik oldum, alındım, ağırıma gitti, pişman oldum vb. abuk sabuk mazeretleri batı hukukunda gayriciddi bulunur ve hafifletici neden olarak asla dikkate alınmaz. Türkiye de “anama sövdü onun için vurdum” gibi artık milli gelenek halini almış abuk mazeretlerin arkasına sığınan sanığa, hakim “sen de onun anasına sövseydin vurmak ne demek oluyor” deyip çıkmaz, hemen cezayı hafifletir!

DEMOKRATİK ÜLKELERDE  ALINMA FİZİKİ ŞİDDET SEBEBİ, MAZERETİ OLARAK ASLA KABUL EDİLMEZ. FEODAL, ARKAİK TOPLUMLARIN HUKUK DÜZENLERİNDE CEZA İNDİRİM SEBEBİ KABUL EDİLİR. TÜRKİYEDE DE EDİLİR! ONUNİÇİN CİNAYET VE DARP BİZDE TEŞVİK EDİLİR !

“Kader mahkumu” gibi ülkemize mahsus moron bir anlayış, sadece halkta değil, hukuk adamlarında ve politikacılarda da vardır. Suçun mağduru değil, faili kader mahkumu kabul edilir!

Bu kader her kimse, sanığa suçu hep o işlettirir!

Sanık, aslında melek gibi masumdur! Sanığa suçu işleten, freni bozuk araba ile  saatte 180 km ile kalabalığın üzerine araba sürdürten hep o sanıktır!

Böyle arkaik, trajikomik anlayışların hakim olduğu, mağdura değil faile merhamet eden bir hukuk sisteminde vatandaşların kolayca suç işlemesi her ihtilafı da mahkemeye taşımaları kaçınılmaz sonuçtur.

Vatandaş, suçun yapanın yanına kar kaldığını, mahkemelerin ve mevzuatın her türlü oyalamayı adeta teşvik ettiğini, eskaza mahkeme ceza verse, ki çok zor, Türk mahkemeleri ceza vermeyi sevmez aslında, çok uzun yargılayarak işkence eder!

Politikacıların genel aflarla imdada yetiştiğini çok iyi anladığı için, kızdığını dövmekte, daha kızdığını şişlemekte, daha kızdığını ailesi ile kurşuna dizmekte, borcunu ödememekte, rahatlıkla kaçak kat çıkmaktadır!

Tüm bu durumlar varken, yargıtayımızın sorunlara yaptığı “çok yaratıcı!” açıklama, dosya sayısının fazla olmasıdır!

Peki neden dosya sayısı bu kadar fazla? Kimse adaletten korkmuyor mu? Sorusunu iktidarı muhalefeti, yalakası, yalaka olmayanı kimse sormamaktadır.!

12 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN BİLE 2 DAKİKADA ANLADIĞI BİR DURUMU MAHKEMELERİMİZİN 20 YILDA ANLAYAMAMASI NEYİN GÖSTERGESİDİR ?

ADALET, BU ÜLKEYE ÇOK YABANCI BİR KAVRAM MAALESEF.YURT DIŞINDAN ANTRENÖR, FUTBOLCU GETİRİLECEĞİNE BENCE HAKİM GETİRİLMELİ!

Paylaş
Etiketler: adaletdemokrasidünyahakimlerhayathukukinsanSiyasettoplumyasalaryaşamyönetim
Önceki Yazı

Hizbullah-PKK Gerginliği

Sonraki Yazı

Banvit Gn. Md.’nün Hayvancılığımızı Öldürücü Reçetesi

Metin MİNTAZ

Metin MİNTAZ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Metin MİNTAZ

18 Yaşa Karşı Değiliz, 24 Yaşa Karşıyız

06 Kasım 2012
5k
Metin MİNTAZ

Tutuklu Milletvekilleri ve Erdoğan El Koydu

29 Ekim 2012
5k
Metin MİNTAZ

LDP Genel Başkanı Cem Toker’in Başbakan’a Önerisi

27 Ekim 2012
5k
Metin MİNTAZ

Hür Basın Hür Seçim

15 Ekim 2012
5k
Sonraki Yazı

Banvit Gn. Md.’nün Hayvancılığımızı Öldürücü Reçetesi

Yorumlar 3

  1. cuneyt says:
    15 yıl önce

    Nihayet gerçekliğin çıplaklığıyla tartışılmasına yardım edecek bir yorumu Sn.Mintaz’ın yazısı önümüze koymuş. Eline sağlık. Meselenin özü yalnızca yasaların uygulanamazlığı değil, uygulamacıların bu durumu “kaçınılmaz” olarak sunmalarıdır da…Elbetteki Türkiye bir çok bakımdan öznellikler taşımaktadır. Ama mübaşirden yüksek yargıcımıza kadar hukukun devlet tarafındaki uygulamacıları tarafsızlığı devletten yana olarak algıladılar. Bu durumda Devlet güçlü ve dolayısıyla ufak tefek hatalara göz yumulmalıydı.Devlet algısının yara almaması adına Türkiye bu durumu önceleri anlayışla karşıladı.Cumhuriyetin kuruluşundan beri devlet anaya kızsak ta hoşgördük. Zaten devlet biraz da gerçekten annelik yaptı bu topluma. Vergi saldı sorgulamadık. Kamulaştırdı devlet alsın, varlığım Türk varlığına armağan olsun dedik. Küçüklerimizi sevdik devletimizi saydık. Ama artık kral çıplak demenin vakti geldi. Başkent’in ankara’dan taşınması artık zarurettir. Aksi takdirde bu yüksek memur, yüksek rütbeli asker ve siyasetçiler birbirlerini ağırlamaya devam edeceklerdir. Önce Ankara’nın dört bir tarafı karadan oluştuğu için başkent yapıldı salaklığını tarih kitaplarından atıp, gerçek nedeni anlamalı ve sonra Başkent’i taşımalıyız. Sonra bu ve benzeri devlet arı kovanlarını dağıtmalıyız. Büyük ve önemli yol alındı. Neyi temizlemek gerektiğini biliyoruz. Yerine ne koyacağımız ise yaşayanların gelecek nesillere bırakacakları miras meselesidir. Bu miras Osmanlının sınırlarını geri almak değil, elele tutuşmaktır. Ufkumuzu geniş tutarak iki dünya savaşından önceki durumu haritalarımıza nakşetmeliyiz. Onların bize bizim morale ihtiyacımız var. Birinci cumhuriyet buraya kadar. Şimdi ne yapacağız?

  2. Metin MİNTAZ says:
    15 yıl önce

    Cüneyt bey yorumunuz için teşekkürler. Söylediğiniz gibi Kral çıplak demenin zamanı geldi. Kralın çıplak olduğunu haykıranlar çoğaldıkça herhalde bu ülkede bir şeyler değişecek.

  3. Metin MİNTAZ says:
    15 yıl önce

    İŞTE BİR İMPARATORLUĞUN ARKASINDAN BİR CUMHURİYETİ DAĞILMA NOKTASINA GETİREN ADALET ANLAYIŞI:

    Urfa da bir genç adam, 3 yıl önce İzmirden üniversiteye okumaya gelen genç kız ilgisine karşılık vermeyince 47 yerinden bıçaklıyarak öldürmüştü.. Kız yaralı iken gene de kaçmış, katil takip edip gene öldürmüştü..Ülkem usulü aşk!))
    Mahkeme ömür boyu olması gereken cezayı 25 yıla indirdi!
    Yargıtay da kararı onadı!

    Mahkemenin gerekçeleri:

    1- katilin daha önce sabıkası olmaması!))
    2(Bu daha ilginç!) Sanığın geleceğinin kötü etkilenmemesi!

    47 darbe ile isteyerek planlayarak öldüren bir psikopatın cezasıını verirken, daha önce sabıkasının olmamasını, bir hayat söndüren katilin geleceğine hassasiyet göstermeyi düşünebilecek bir mahkeme Hamurabi’den beri bu dünyaya herhalde gelmemiştir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Aksekili Hayriye Ana

Aksekili Hayriye Ana

15 Aralık 2025
Milli Eğitimde Reform Hemen Şimdi

Eğitimi Ayağından Vurmak

15 Aralık 2025
Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

Konkordato Sürecinde Takas Hakkının Sınırlandırılması

15 Aralık 2025
Mezarlıktaki Dilenci

Mezarlıktaki Dilenci

15 Aralık 2025
Birlik Olalım

Birlik Olalım

15 Aralık 2025
Hediye Kitap (l)

Hediye Kitap (lV)

15 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap