Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
HOŞ GELDİN YÂ ŞEHR-İ RAMAZAN
Ramazan, kelime olarak yüksek dereceli sıcaklık veya güneşin şiddetli hararetiyle yerin ve taşların ısınması ve kızması anlamlarına gelmektedir. Bu ayda, tutulan orucun verdiği açlık ve susuzlukla yanma veya oruçla günahların yanıp silinmesinden dolayı yakma anlamı ile ilgili olarak Ramazan adı verilmiştir.
Bazı âlimlere göre ise; ramazan, Yüce Allah’ın isimlerinden biridir ki, Allah’ın af ve mağfiretiyle günahların yanıp yok olması demektir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde adı geçen ramazan, İslâm takviminin dokuzuncu ayıdır. Ramazan ayı, eşsiz faziletlerle dolu çok şerefli bir aydır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir.
Sevgili Peygamberimizin deyişiyle; Ramazan, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem ateşinden kurtuluş ayıdır. Her kim, bu ayda idaresi altında bulunanların iş yükünü hafifletirse, Allah ona mağfiret eder ve cehennem azabından kurtarır.
Rahmet, bereket ve oruç ayı olan Ramazan; kardeşlik ve sevgi bağlarının güçlendiği, ruhlarımızın güzel öğütlere ve uyarıcı telkinlere açık olduğu, manevi duygularımızın canlılık kazandığı, birlik ve beraberliğimizin daha da güçlendiği kutsal ve uğurlu bir aydır.
Ramazan, oruç gibi türlü hikmetlerle dolu bir kulluk görevini ifa edip ubudiyet zevkini tatmanın başarıldığı eşsiz bir aydır.
Hayat rehberimiz olan ve bu ayda inen Kuran’ı Kerim, in Bakara Suresi’nin 185. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Ramazan ayı öyle bir aydır ki onda Kur’an indirildi. Kur’an ki insanlara yol göstericidir. Doğruyu eğriden, hakkı batıldan ayıran delillerin kaynağıdır. Kim o ayda bulunursa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta yahut yolcu olursa başka günlerde sayısınca tutsun. Allah sizin için kolaylık ister. Zorluk istemez.”
Kur’an’, Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir.
Bu nedenle Kur’an insan için hayati değer taşır ve Kur’an okumak bir ibadettir.
Peygamberimiz Allah’ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur’an’ı çok okumayı teşvik etmiştir.
İslam inancında önemli bir yere sahip ramazan ayı, sosyal yaşantıyı düzenleyen soyut kuralları barındırmaktadır. Asırlardır devam eden bu soyut kurallar, bir çeşit davranış kurallarını oluşturur. Birlik ve beraberliğin temsili olan mübarek günlerin en hayırlısıdır…
Son peygamber Hz. Muhammed’e Kur’an ayetlerinin gelmeye başladığı ay olan Ramazan, müminler için oruç tutulup, nefislerin terbiye edilmesine vesiledir.
Oruç tutmak öncelikle sindirim sistemini ve sonrasında tüm vücudu rahatlatan, yenileyen bir ibadettir. Sadece fiziksel değil manevi olarak da insanın güçlenmesini, nefsini köreltmesini sağlar.
Oruç dünyevi hazlardan uzak durmaktır. Hz. Peygamber’in hadislerinde kötülüklerden koruyan bir kalkan olarak nitelendirilen (Buhârî, Savm, 9) orucun Arapça karşılığı olan savm/sıyâm kelimesinin kökünde de “kendini tutma, geri durma” anlamı vardır. Kişinin orucu bozan şeylere karşı kendini tutması anlamına gelen “imsak” yanında oruç kelimesi de hem maddi hem de manevi anlamda bir korunmayı, sakınmayı ve arınmayı ifade etmektedir.
Ramazan ayının önemi elbette ki oruç ibadetinin önemi olarak iyiliğe ulaşmak, iyiliğe dokunmaktır. ‘Başı rahmet, ortası mağfiret sonu ise cehennemden kurtuluş’ olan bu güzel ayda komşuluk, ümmet bilinci ve İslam kardeşliği daha da pekişir. Zekât ve fitremizi bu ayda verdiğimiz gibi, oruç tutmaya engel süreklilik arz eden hastalığımız kapsamında oruç fidyemizi bu zaman diliminde bağışlarız. Sadakamızı, hayrımızı ve hasenatımızı bu ayda fazlalaştırdığımız gibi iyiliğe bu ayda daha çok dokunuruz.
Hz.Selman (R.) anlatıyor.
Şaban ayının son günü Allah’ın Resûlü bize şöyle hitap buyurdu:
-Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay gölgesini üzerinize saldı.
Bu ayda bin aydan daha hayırlı olan bir gece; (Kadir gecesi) vardır.
Allah bu ayın orucunu farz kıldı. Gecelerini ibadetle (değerlendirmeyi de) öğütledi. Allah’ın sevgisine ermek için kim bu ayda bir hayır yaparsa Ramazanın dışında yetmiş hayır yapan kişi gibi sevap kazanır. Kim de bu ayda bir farz yaparsa bu ayın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevap alır…
Bir iyilik medeniyeti olan İslâm, her iyiliği sadaka olarak saymış ve herkesin yapabileceği türden iyilikler olduğunu haber vermiştir. (Buhari, Zekât, 30) Bundan dolayı “iyilik”, kültür ve medeniyetimizi şekillendiren değerler manzumesinde en önemli yerlerden birine sahip olmuştur. İslam’ın varlığa, insana ve ahlâka bakışı, iyilik anlayışının da temelini oluşturmuştur. İslam’ın “iyilik tasavvuru” daima aşkın ve metafizik değerlerle, insan onuruyla, fayda ve maslahatla, sorumluluk bilinciyle, hayatın nihai anlam ve gayesiyle birlikte inşa edilmiştir. Dinî metinlerimizde Müslüman, hayatını iyiliğe adayan ve ömrünü iyiliklerle anlamlandıran kişidir. Resûl-i Ekrem (sas) “Allah’ım! Yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!” (Müslim, Zikir, 71) duasıyla iyilik için yaşamayı bir varoluş sebebi olarak takdim etmiştir.
Sonuç olarak: Ramazan ayı oruç, ibadet ve sabır ayıdır Allah’ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı aydır Sevgili Peygamberimiz, Ramazan ayında içtenlikle yapılan dua, ibadet ve iyiliklerin Allah katında daha değerli olacağını bildirmiştir. Ramazan-ı Şerif ayı iyilik ve yardımlaşma ayıdır. Bunu bilerek her gün bir iyilik yapabilirsiniz. Maddi durumu iyi olmayan insanlara bu ayda yardım edebiliriz. Bu yardım, susamış bir hayvana su vermek veya yaşlı birinin taşıdığı torbaya yardım etmek olabilir. Yani iyilik, iyilik, iyilik hep iyilik…
Zamana tanıklık eden ve “Ben Müslüman’ım” diyen herkes, iyiliğin yeniden gönül coğrafyamızda ve bütün dünyada hâkim kılınması için seferber olmalı; en yakın çevresinden başlamak üzere her işinde hayra anahtar, şerre kilit olmayı ilke edinmelidir.
O halde dostlarım hiç olmazsa bu ayda hiç vakit kaybetmeden, dilimizden gıybeti, kalbimizden haseti, aklımızdan kini çıkartalım yerine sevgi dolduralım ve insanlara, muhtaçlara yardıma, iyiliğe koşalım, kötülükten bencillikten uzak duralım, ibadetlerimiz yapalım.
Kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayri ahlâkî özelliklerden, hastalıklardan birisidir. Bilgisizlik ve tamahkârlığın birleşmesinden, kaynaşmasından doğar. En çok da tanıdık ve akrabalar arasında kendisini gösterir…
Allah bir kimseye bir nimet bağışladığı zaman diğer insanda ona karşı iki türlü hal belirir. Birincisi, o nimeti çok görerek onun elinden gitmesini istemektir; buna haset denir. Hasedin tezâhürü de insanın elindeki varlığı, nimeti çok görmek ve yok olması halinde sevinmektir. İkinci hal ise ne varlığa sevinmek, ne de yok olmasını istemektir. Buna karşılık o insanda bulunan nimetin kendisinde de bulunmasını istemektir. Buna da gıpta denilir.
“Mü’min gıbta; münâfık haset eder.” sözü bu iki durumun farkını ve bulunduğu insanın niteliğini ortaya koymaktadır…
Bunun için, kendisinde kıskançlık ve haset duygusu olduğunu gören, bu kötü huyundan kurtulmalıdır. İnsanlar, kendilerini ıslah edebilirler. Kıskançlıktan kurtulanlar rahat ve huzura kavuşur. Bu iş, zenginlik ve fakirlik işi değildir. Bu iş, kalbin zenginliği ve fakirliği işidir.
Nice fakirler vardır ki, bir lokma ekmek kazanınca, Allahü Teâlâ’ya şükreder ve zenginlerin hâlini düşünmez bile. Nice zenginler de vardır ki, milyarlarına daha birkaç milyar ekleyemediği için üzüntü içindedir…
Sevelim, sevilelim… Sevmek dünyadaki en büyük güzelliktir.
Hayat sevince güzel ve diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Hadi kahvenizi alın, oturun bir köşeye. Ruhumuzu keşfe çıktık, sizde katılın bu serüvene…
Kim ki; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım…’
Hepimiz için güzelliğin adının gerçekten daima ‘güzellik’ kalacağı ve daima gerçek rollerimiz için sahnede yer alabileceğimiz ömürler diliyorum…
Binlerce çiçek var, ama gül başka. Milyonlarca insan var, ama dost başka. Milyarlarca Ay var, ama bu ay başka, Ramazan ayının gelişi sizlere ve sevdiklerinize mutluluklar getirsin…
Allah’ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, bu ay edeceğiniz tüm dualarınız kabul olsun.
Hayatımızın her alanında barışın, sevginin ve anlayışın hâkim olması dileğiyle, Ramazan ayınızı tebrik eder, dostlukların sevgi ile beslendiği, bu Mübarek Ramazan ayında gönlünüzün sevgi ile dolup taşmasını ve bu mübarek zamanın tüm güzelliklerini yaşamanızı dilerim değerli dostlarım…
Ramazan ayının bereketi hanenize hoşgörüsü gönüllerinize, sabrı ruhunuza dolsun…
Hayırlı Ramazanlar Ey Müslümanlar. Ramazan ayı; kalbinizi O’nun yoluna koymaya… Ellerinizi O’nun dergâhına açmaya… Ruhunuzu doyurmaya… Kalbinizin gerçek vuslatı bulmasına vesile olsun…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetler gönderdim… Hoş kalın, hoşça kalın, hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde tekrar görüşmek ümidiyle…
#öskurşun