Ahde vefa kelimesi son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkmakta. Kullanılma şekli ve hangi konuda kullanılması gerektiği kime göre önem kazandığını vurgulamak için bir yazı seçtim. Ne yazık ki bu benim bamtelim ve haksızlık varsa dayanamam.
Ahde Vefa doğruluktan ve dürüstlükten şaşmadan sözünü tutan anlamına gelmektedir. Verilen sözlere, anlaşmalara ve konuşulanlara bağlı kalmak demektir. Bila beklentiyle çalış gayret göster ama karşındaki bunları yok hükmünde saysın. Bunlarda yetmezmiş gibi sen çok yaşa padişahım demeni beklesin. Yozlaşmış bir toplum haline geldik. Bir güruh maaşını, yol ücretini alıp her türlü konfordan faydalanıyor. Karşılık olarak yaptığına ahde vefa diyor. Diğer bir güruhta hiçbir şey beklemeden gayret gösteriyor verilen sözler yerine getirilmemesine rağmen ahlakından ödün vermiyor. Kendi dışında herkesin yararına her türlü üretim yapıyor. Bu kişiler padişahın isteğine hayır deyince ahde vefasızlıkla yaftalanıyorlar.
Bunun adı dürüstlüktür. Çıkarcı ve yalaka olmamaktır. Nemalanmayan kesim demektir. Bulunduğu örgütün etik kurallarına bağlı kalmaktır. Kişilere değil kurum ve örgütlerine sahip çıkmaktır. Onurdur, Halktır, Emekçidir. Her şeyden önce ahde Vefa’yı öğrenin.
Vay efendim, nasıl söyler? Nasıl yazar? Akıl ve zekâsı olan herkes istediğini yazabilir. Hani sosyal demokratlar ve demokrasi savunucusuyuz ya. Tek adam rejimine karşıyız ya… Kişinin kararları ne olursa olsun körü körüne evet demek biat kültürüdür diyoruz ya… Size gelince ahde vefa bize gelince ahde vefasız. Kendinizi kandırırsınız. Kandır mayada devam edebilirsiniz. Etkili misiniz hayır. Yetkili misiniz hayır. Etki ve yetki halktır. Gönüllüdür. Kişisel çıkarlarınıza karşı gelenlere istediğiniz kelimelerle yargılama hakkını size kim veriyor. Siz kimsiniz?
HIRS
Gelelim atasözlerine dahi ilham olan devedikeni hikâyesine:
Develerin çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar, keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider, böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve.
İşte bu dikenli bitkiye “harese” de denir. Arapça kökenli olan bu kelimeden hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri türemiştir.
Okuduğumuz bu deve ve diken hikâyesi hırsından ve ihtirasından boğulan insanların durumunu anlatması açısından çok güzel bir hikâye.
(Kaynakça; İnternet özlü hikâyeler)
Hırs bir şeyi helal demeden, haram demeden, gözü körleşmiş şekilde ihtirasla istemedir. Ve bu uğurda istediğini elde etme arzusuyla herkesi girdabın içine sürükler. Hırsı azimle karıştırmayalım. Azim tam da benim kod adım. Zorluklara karşı metanetli ve sabırlı olmak, her koşulda mücadeleden vazgeçmemektir. Hırsta hakkına razı olmamak ve daima daha fazlasını istemek vardır. O nedenle hırs insanı kanaatsiz yapar. Kendini yaktığı gibi diğerlerini de ateş çemberine çeker. Etrafındakilerde çalışma şevki bırakmaz.
Son zamanlarda yaklaşan yerel seçimlerde hırsının kurbanlarına çok rastlamaktayız. İdeolojiler ve kurallar silsilesini yok sayanlarla doldu. Sevdiği oyuncağı elinden alınan çocuk küser. Adı üstünde çocukça bir davranış sergiler. Koca koca insanlar maalesef bunu yapıyorlar. Küsenler, istifa edenler, halkı ikiye hatta üçe bölüp ötekileştirenler mi dersin.. Sıkıldık.. Yorulduk. Sizler koltuk sevdasıyla kararlar alırken bizlerin ne çektiği umurunuzda mı?
Hırsını sosyal medyada gösterenlerin en kısa sürede psikolog bulmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Birileri kişisel savaş derdine girmiş siz de onun klavye silahşörlüğünü üstlenip yazıp çiziyorsunuz. Toplu olarak hırs okyanusunda dalgalarla boğuşuyorsunuz dalgalar bir gün gelir sizi yutar zaman kişiler üzerindeki kullandığınız dil size merhem olur mu sanıyorsunuz!
Biraz sakin olun!
Hiç mi aklıselim insanlarımız kalmadı?
Neyin peşindesiniz? Kim için? Kime göre?
Hızlıca dostlukları bitirdiniz? Kim için? Hani ideoloji desem oda yok. Kişi için mi? Oturup düşünün. Kişiler gider koltuklar kalır. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Herkes depremin acısını unuttu. Yarınlara tek taşıyacağımız dostluk, sevgi ve muhabbet. Birilerinin hırslarının kurbanı olmaya değmeyecek kadar hayat kısa.
Son sözü Hz. Mevlana’dan dinleyelim: “Kötülük insana tamahtan gelir. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.”
Sevgiyle kalın….