Gün/aydın dostlarım…
Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
“HIDRELLEZ”
(Bahar Bayramı)
Çağlar boyu süregelip zengin kültür değerlerinin oluştuğu Hıdrellez, çeşitli adlarla kutlanmaktadır. Hıdrellez Anadolu’da “Hıdrellez”, Dobruca’ya yerleşmiş bulunan Kırım Türkleri arasında “Tepreş”, Makedonya’da “Ederlez, Edirlez, Hıdırles” gibi adlarla bilinmektedir…
Hıdrellez her sene 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanıyor. Baharın müjdeleyicisi Hıdrellez 5 Mayıs günü başlar, 6 Mayısta sona erer.
Hıdrellez, ortak kültürel değer olması yönüyle önemli bir yere sahip olup Türk dünyasında ve Anadolu’da ortak inanmalarla, ortak heyecanlarla yüzyıllardır kutlanılmaktadır.
Tarihin ilk topluluklarından beri ay, mevsim yıl vb. değişiklikler törenlerle kutlanmaktadır.
Avcı kültüründen tarım kültürüne geçildiğinde tarımda bolluk, bereket için çeşitli törenler yapılmaya başlanmıştır. Çeşitli kültürlerde mevsim değişiklikleri törenlerle kutlanır. İslamiyet öncesi Türk kültüründe bahar bayramı yapılarak kıştan sonra canlanan doğanın sevinçle karşılandığını ve şenlikler düzenlendiğini biliyoruz.
Hıdırellez’de yaşlılar yeni bir yıla erişmenin, yetişkinler geçimleri için gerekli olan hayvansal, bitkisel bolluk ve berekete kavuşmanın, gençler ve çocuklar da eğlenmenin tadını çıkarırlar Hızır ve İlyas çevresinde oluşan efsanelerle Hıdrellez adı, sosyokültürel bir sembol halini almıştır.
Böylece, pratiklerde ifade edilen dileklerin kabulü için sihri-dini bir zemin yaratılarak eski Türk yaşamının ve dolayısıyla inanç sisteminin dini-büyüsel pratiklerine İslâmî renkler verilmiştir (Özdemir,1999:31-38).
Takvimin olmadığı dönemlerde insanlar hayatlarını temel uğraş konularına göre düzenlerlerdi.
Bunlar; ekin ekme, bağ bozumu, hasat, koç katımı, baharın gelmesi, tabiatın canlanması vb. gibi olaylardı. (Genç, 1995:15).
Ayların, mevsimlerin, yılların düzenli geçişleri bunlara bağlı olarak bitkilerin düzenli olarak yeşermesi ve sararması, törenleri belirli bir takvime bağlamıştır. Bir yıl içerisinde doğadaki değişiklikler toplumların hayatını her zaman etkilemiş ve bu değişiklikler tarih boyunca bütün halklar tarafından çeşitli tören, ayin ve bayramlarla kutlanmıştır. (Pirverdioğlu, 2002: 44).
Hayvancılıkla, tarımla uğraşan topluluklar için kışın bitip baharın gelmesi yapısal, işlevsel ve yeniden dirilişin sembolleşen başlangıcıdır. Geleneksel ve toprağa bağlı her sosyal grubun toprakla ilgili baharı, hasadı ve kışa girişi törenlerle kutladığı şenlikler vardır. Doğanın uyanması ateşle kutlanır. Çünkü ateş evreni canlandıran güneşin dünyadaki uzantısıdır. Bütün milletlerin kültürlerinde görülen yeni yıl törenleri, yaşama biçimlerine, coğrafyalarına, ekonomik yapılarına, inanç yapılarına uygun koşullarda, uygun zamanlarda çeşitli pratiklerle kutlanır.
Hıdrellez bahar bayramı niteliğinde kutlanan mevsimlik bayramlarımızdandır. Türk kültürü içinde canlılığını koruyan geleneklerden biri de “Hıdrellez”dir. Hıdrellez geleneği, bir bayram olarak bütün Türk milletinin topluca katıldığı, kutladığı, bir takım töreleri yerine getirdiği bir bahar bayramıdır.
Bu tarih kışın bitişi yazın başlangıcı, yılbaşı olarak kabul edilir. Rûz-ı Hızır (Hızır’ın günü) olarak adlandırılan Hıdrellez günü, Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında Hıdrellez şeklini almıştır.
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olduğu savıyla kutlanmaktadır.
Hıdrellez, kışın sona ermesinin ve tabiatın uyanışının simgesi olarak kabul edilir. Hıdrellez Bayramı veya Hıdrellez Günü’nde Anadolu’nun bazı bölgelerinde duaların, isteklerin ve dileklerin kabulü için çeşitli ritüeller gerçekleştirilir.
Farklı kültürlerde doğanın uyanışı, bereket ve bolluğun tarihsel bir simgesi olarak kabul edilen Hıdırellez Bayramı her sene Mayıs ayında kutlanıyor. Hıdırellez’de çeşitli etkinlikler düzenlenmesinin yanı sıra dilek dileme ritüelleri de gerçekleştirilecek, her sene olduğu gibi bu sene de kâğıda çizilen dilekler gül ağacı altına bırakılacak.
Halk arasındaki yaygın inanışa göre; İlyas ve Hızır Peygamberlerin yeryüzünde buluştuğu gün olan Hıdırellez Günü; Hz. Hızır ile Hz. İlyas “ab-ı hayat” suyunu içmişler ve ölümsüzlüğe kavuşmuşlardır. Bu iki dost, ab-ı hayat suyunu içtikten sonra; Hızır karadakilerin, İlyas ise denizdekilerin yardımcısı olmuştur. Baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolü olan Hıdırellez, kültürel ve sosyal bağlarlarla kardeşliğimizin pekişmesine vesile olan bir gündür.
Ve yine halk arasında Hızır’dan beklenen şeyler ise darda kalanlara, sıkıntıda olanlara yardım etmesi, insanlara bolluk-bereket bahşetmesi gibi hususlardır. Türklerdeki bazı deyim veya atasözleri bunu güzel bir biçimde aksettirmektedir: “Kul daralmayınca / sıkışmayınca Hızır yetişmez.”
Halk arasında Hızır’ın sahip olduğuna inanılan vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya çıkar. İslamiyet öncesi “Gök Sakallı, Ak Sakallı Kocalar” gibi medet umulan, yardım istenen, akıl danışılan, kılavuzluk etmesi beklenen, barış, mutluluk, sağlık, refah getirdiğine inanılan bir kurtarıcı güç olarak düşünülür.
Halkın Hızır hakkında kanaat ve inanışı onun ölümsüz olduğu ve baharda tabiatın uyanmasını sağladığı yönündedir. Anadolu’dan başka Kafkasya, Trakya, Kırım, Azerbaycan ve Suriye’nin birçok yerinde makamları vardır; bu da onun İslam âleminin hemen hemen her yerinde varlığına inanılan ancak belirli bir hüviyete bürünmemiş bir sembolden ibaret olduğuna delalet eder. Hızır tabii bir durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler.
Kur’an’da Kehf Suresi’nde (60-82) Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Kehf Suresi’de dâhil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. Olayın yaşandığı yer için “iki denizin birleştiği yer” denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette “Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” denilerek gönderme yapılan Hızır’dan söz edilir.
Her yaratılanı, Yaratan’ın emaneti saklı bir cevheri olarak addedip, Yunus Emre’nin o veciz ifadesiyle “Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven” bir insanın ruh ikliminde inkişaf eden hasletlerinin membaı, Hızır ve İlyas Peygamberlerin içtiği ab-ı hayat suyudur. Bu ab-ı hayat suyunun bereketini sembolize eden Hıdırellez’in kaynağı da, Mevlana’nın;
“Bu denizde ne ölmek var bize
Bu denizde ne gam, ne dert, ne keder.
Bu deniz alabildiğine muhabbet,
Bu deniz iyilikten, cömertlikten ibaret” dizelerinde mahfuz olan sevgidir…
“Kaynar kazan taşmaz mı,
Yol buradan aşmaz mı,
Merak etme seherim,
Ayrılan kavuşmaz mı?
Adaya giden olsa,
Seher gören olsa,
Uçan kuşa yalvardım,
Bir haber veren olsa.”
Bu iki dörtlük, Sayın Numan Güneş’in (Hayatım ve Görüşlerim kitabından alınmıştır.)
Hey gidi günler hey, neydi o günler demeyi pek sevmem ama daha dün gibi geliyor insana. Mahallede toplanır, kızlı, erkekli ateş yakılır, üzerinden atlardık. Darbuka ile şarkılar söyler, oynardık. Dörtlük maniler okunurdu. Eski hıdrellez kutlamaları bir başkaydı.
Söze neyle başladık, nerelere geldik. Öyle ya da böyle günler geçiyor, geçiyor geçmesine de, insanoğlu geçen günleri arıyor, özlüyor. Geçmişte yaşanan o günleri özlüyorum. Dileğim o günleri bugünkü nesil de anlayıp yaşayabilse. En önemlisi yaşatabilse…
SONUÇ:
Yeryüzünde sayısız din ve geleneği bulunan farklı insan grupları vardır ve her insan diğerinden farklıdır. Ama birleştikleri, yani aynı, benzer veya ortak yönleri de vardır. Dolayısıyla her insan bir dünyadır ve her insan ve her inanç anlamaya ve araştırmaya değerdir. Bunun için gerekli en önemli vasıf ve argüman ise saygıdır. Saygı duymak ve saygıya değer olmak hem önemli hem güzel hem de ihtişamlıdır.
Günümüzde ilk çıkışı işlevsel olan Hıdrellez, doğanın çözülebilmesi oranında işlev değiştirerek güncelleşmeğe başlamış ve şenlik şeklini almıştır. Hıdrellez, kökü çok eski bir geleneğin günümüzde şenlik ve kutlama biçiminde sürdürülen bir örneğidir.
Modernleşme ile köylerdeki eski Hıdırellez kutlamaları dönüşüme uğramış ve toplu kutlamalar neredeyse hiç kalmamıştır. Dönüşümlere rağmen Hıdırellez’de yapılan birçok geleneksel uygulamaların görülme olasılığı vardır. Hıdırellez uygulamalarının başında, gül dalına dileklerin gerçekleşmesi için bağlanan bez parçaları ve sahile çizilen şekiller gelmektedir.
Bireysel olarak gerçekleştirilen bu pratikler, “inancın gereği” olarak ifade edilmektedir. İnancın gereği ifadesinin temelinde Hıdırellez’in tarihi vardır.
Hıdrellez, toplumsal yaşamda canlandırıcı etkisinin bulunması, geleneklerin sürmesine aracı olması, törelerin kökleşmesini sağlaması yönüyle işlevseldir. Hıdrellez geleneğini sürdürenler kültür taşıyıcıları olarak görev yapmaktadırlar. Hıdrellez, halkın ortak duygu ve düşüncelerini dile getiren, Türk kültürünün korunup yaşatılmasında önemli bir yeri olan mevsimlik törenlerimizdendir.
Bayramlar fertleri bir araya getirir, onlar arasında toplumsal bağları güçlendirir, ortaklıkları pekiştirir. Hıdrellez, takvime bağlı bir kültür veya folklor olayı olarak toplumu, belli değerler üzerinde birleştirir
Bu duygu ve düşüncelerle; umut ve sevgi dolu bir geleceğin müjdecisi kabul edilen Hıdırellez’in, toplumsal huzur ve dayanışmayı artırması dileklerimle; tüm dostlarımın Hıdırellez (bahar) bayramı kutlu olsun… Her gününüz bahar bayramı olsun…
Bugüne güzel başlayın, bugüne gülümseyerek ve sevgiyle başlayın… Mutluluklar yakanızı bırakmasın ve Güneş üzerinize doğsun… Doğan şey nasıl isterseniz size öyle gelsin… Ve Sevin/ Sevinin/ Sevilin… Sevmek en güzel duygudur. İnsanın kalp atışları ve bakışları değişir. Sevmek güzeldir, her derdin ilacı sevmektir.
Hayat sevince güzel ve hep birlikte diyelim ki her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir… Yeni bir gün daha size ve sevdiklerinize şans getirsin…
Güzel bir Pazartesi günü gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet dolsun, gecenizden doğan sabahınıza selam olsun… Hayat ağacınıza asılan yeni günde yürüdüğünüz yolunuz açık olsun…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#
HIDRELLEZ
Dört kıtada kutlanır, arzu istek dilenir
Susayan topraklara berekettir Hıdrellez
Dualar edilirken kalpten kötü elenir
Yaşamda kıpır kıpır harekettir Hıdrellez
Yeşerir tüm tabiat ağaçlar dallanır
Rengârenk çiçeklerle berekettir Hıdrellez
Delikanlılar çalar kızlar oynar sallanır
Gönülde kıpır kıpır harekettir Hıdrellez…
05.05.2022/ 11.00 – İZMİR (2)
Ömer Sabri KURŞUN