İnsanlar şartlı dünyada yaşarken gördüklerini hep farklı birimler olarak algılamaktadır.
Yaşadığı dünyada ne ışık, ne de görsel hiç bir şeyin aslında olmadığı ve bunları kendinden öte düşünmemesi gerektiğini anlamakta – algılamakta zorlanmasına rağmen; İnsanoğlu bir beşer olarak bunları bireysel olarak araştırmaz.
Tam tersine ışık mı karanlık mı, şu renk mi bu renk mi, hangisi ne için yaratıldı gibi sonu boş tartışmalar yaşarlar.
Oysa ne ışık vardır ne de renk.
İnsanlar beş duyuya şartlı dünyasından bile gafil bir şekilde sadece yaşadığını zanneder.
Bakara(*) Sûresinin 269. Ayetinde
Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar.
Ki biz insanoğlu bu yanılgıdan kurtulamamışken karşımıza farklı yerlerde farklı kavramlar çıkmaktadır. Nihilizmde bu kavramlardan birisidir ve de din adına tehlikelidir.
Çünkü, nette dolaşırken Nihilizmin çeşitli yerlerde “HİÇ” lik kavramıyla aynı anlamda kullanıldığını gördüm.
Bu kavram kargaşası bazı tarafların işine geldiğini düşünerek kendimce bir açıklama yapmak istedim.
Şimdi;
Bu kavramların aynı boyutta ele alınması mümkün değildir.
Zira Nihilizim sosyal kavramlarla ilgili görüşleri içine alan felsefi bir kavramdır. Tamamen reddetmek prensibi üzerine kuruludur. Olguları kabul dışı görür.
Oysa “HİÇ”lik;
Kendini aşmak,kendinde ve dolayısı ile yaratanda yok olmak = Teklik inancını doğurur.
Bu kavramların anlaşılmadan aynı düşünce tarzında yan yana gelmesi düşünce kargaşasına ve “HİÇ”lik kavramının algılanamamasına neden olacaktır ki bundan Allah cümlemizi korusun.
Burada her iki kavramında genel anlamlarını vermek istiyorum.
Hiçlik ;
Görünüşte, anlam yitimi, yürürlükte olan kabûllerin, değerlerin anlamsızlığı.
Onlara “hayır” demek değil, “hayır”da yine bir kabul vardır. Onlara kayıtsız kalmak… Özlemlerin yokluğu, bağlanmanın. Yaşanılan boşluk. Kendi benliğini kendinden silmek… Soyutlanmak.
Nihilizm ;
Nihilizm siyasal açıdan her türlü siyasal düzeni yadsıyan görüşleri dile getirdiği gibi törebilimsel açıdan her türlü törebilim kurallarını ve değerlerini yadsıyan görüşleri ve bilgi bilimsel açıdan her türlü bilgiyi ve bilgilenme olanağını yadsıyan görüşleri dile getirir.
Nihilizm temelde yararcılığı ve bilimsel usçuluğu savunur. Toplumsal bilimleri ve klasik felsefe sistemlerini bütünüyle reddeder. Yalın olgucu ve maddeci bir tutumla yerleşik toplumsal düzene baş kaldırmayı temsil eder, devlet, kilise, ya da aile otoritesine karşı çıkar. Yalnızca bilimsel doğruları temel alır, ancak bilimin toplumsal sorunlarının üstesinden gelebileceğini ve bütün kötülüklerin cehaletten kaynaklandığını kabul eder.
Nihilist düşünce Ludwig Feverbach, Charles Darwin, Henry Buckle ve Herbert Spencer gibi düşünürlerin etkisinde kalmıştır. İnsanın beden ve ruhtan oluşan dualist bir yapısı olduğunu reddettiği için kilisenin şiddetli tepkisine yol açmıştır.
**
“HİÇ”lik sürekli yeniden doğuş gibidir. Her anında , sonsuz, sınırsız,her daim yaratma halinde olan güç ile birlikte olmak;”BİR” olmaktır. Fizik bilimi adına Boyutsal bir yokluk yşamını temsil etmektedir. Boyutsal bütünlüğün algısızlığını ve aynı zamanda bütünü parçası olarak beşer ile boyut arasındaki git-gellerin çözümü demektir.
Hiçlik = Kendi egosunu kendinden silmektir.
Yokluk = Şuur olarak iki boyut arası bilince ulaşmaktır.
Heplik = Boyutlarda yok edilen benliğe bütünsel bilinç olarak sahip çıkmaktır… Dönüşüm olarak kedinde “ÖZ” ü bulmaktır..
Bunların hepsini “HİÇ”lik zannedenler yanılır. Bu aşama aşama yaşanması gereken olgulardan ibaret olup insan olarak olgunlaşmayı gerektirir. ( Nefis terbiyesi)
Kısaca biz bunlardan bile bir haber yaşarken birde bu kavram üsütüne alakasız bir kavramı kullanmak tamamen inancımıza zarar vermektedir Bu kavramları kelime bazında düşünüp basit alırsak inancımıza yazık ederiz.. “İdrak”tir aslolan…
“HİÇ”liği yaşayamamış ve tadamayan toplumlar sınırlı yaşam içinde hapsolmuş ve bu kısır döngünün, bilinçsiz mahkumlarıdır.
Gelin “HEP” “BİR” olalım.
Gelin “Öz”ümüzü bulalım.
Gelin “Öz”de yok olalım.
Fetih suresi 2,3,4’de;
Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bilelim ki Allah dileyene verir.
Allah hepimize farkı fark ettirsin ve hepimizin idrakini arttırsın inşallah..
Yüreğimden yüreğinize sevgilerimle.
Habibe E.Ağaçdelen
Oysa “HİÇ”lik;
Kendini aşmak,kendinde ve dolayısı ile yaratanda yok olmak = Teklik inancını doğurur.