Sayın AKP Genel Başkanını; hayret, ibret ve üzüntü ile izliyorum. Hep aynı üslubu sürdürdüğünü, yandaş olmayanları devamlı dışladığını, her türlü hakareti/ tehdidi/ baskıyı/ engellemeyi/ haksız tenkidi mubah saydığını görüyorum. Sık sık “tevazudan” bahsediyor. Ancak kendisi gibi düşünmeyenleri, devamlı olarak küçümsüyor, ciddiye almıyor, hor görüyor. Hele hele istişareye hiç önem vermiyor. Devamlı olarak her konuda tek başına karar veriyor. (Ne yazık ki çevresinde doğruları dile getirecek cesarette kimse yok.)
1– Halbuki; AKP Genel Başkanlığı statüsü yerine Cumhurbaşkanlığı görevini benimsese; tarafsız, tüm toplumu kucaklayan/ adil/ hoşgörülü/ sabırlı/ fikir, ifade inanç ve teşebbüs hürriyetlerine önem veren/ gerçek anlamda parlamenter demokrasiyi/ kuvvetler ayrılığını ve adil yargı düzenini benimseyen/ muhalefet belediyelerinin önünü kesmeyip, aksine destek veren/ farklı fikirlere değer veren bir tablo çizse, fena mı olur? Toplum huzura kavuşmaz mı? Bu bölünmeler, kamplaşmalar, sona ermez mi? İç ve dış düşmanların morali bozulmaz mı? Sempati ve puan kazanmazlar mı?
2– Son mahalli idare seçimlerindeki mağlubiyet, ne zaman hazmedilecektir? Diğer partilerin belediye başkanlarının AKP’ye transferi için yapılan baskılar/ engellemeler/ vaatler, siyasi ahlaka ters düşmemekte midir?
3– AKP’li belediye başkanlarının başarılı oldukları iddia edilebilir mi? Kaybettikleri şehirlerdeki, israfı/ saltanatı/ hortumlamaları/ ihale ve rant yolsuzluklarını/ kayırmaları/ binlerce bankamatik yandaşı/ astronomik borç yükünü görmüyor muyuz? (Kaldı ki başarılı iseler, Ankara/ İstanbul/ Bursa/ Balıkesir başkanlarını niçin istifa ettirdiler?)
4– En azından, geçmiş dönemlerden ders alınmalıdır. ANAP olarak 1989 belediye seçimlerinde, hezimete uğradık? Tüm ülke üstümüzden silindir gibi geçti.
a) Bugün, valiler, kaymakamlar, bakanlar, tüm bürokratlar, saraydan korkuyorlar ve muhalefet belediye başkanlarına soğuk davranıyorlar. Bazıları da engelleme yapıyorlar. Hâlbuki 1984- 89 ve 1994- 99 döneminde (başta İzmir Valisi Vecdi Gönül olmak üzere) tüm valiler, kaymakamlar, emniyet teşkilatı, silahlı kuvvetlerimizin komutanları ile harika bir işbirliği ve dayanışma içinde olduk. Hepsine minnettarım. M. Kemal Sahil Bulvarı’ndan/ Büyük Kanal Projesi’ne kadar her konuda destek verdiler.
b) Rahmetli Kenan Evren’in/ Turgut Özal’ın/ Süleyman Demirel’in desteklerini de unutmak mümkün değildir. Her konuda önümüzü açtılar, destek verdiler.
c) Bunların yanı sıra (hiçbir parti ayrımı yapmadan, İzmir/ Manisa/ Balıkesir/ Bursa/ Aydın/ Denizli/Muğla/ Kütahya/ Uşak/ Afyon il ve ilçe belediyeleri olarak) “Ege Belediyeler Birliği”ni kurduk. Mükemmel bir dayanışma, destek ve dostluk ortamı gerçekleştirdik. Bu güç, tüm başkanlar için yararlı oldu, başarılı icraatlar yapmasına imkan sağladı. Ayrıca, her türlü baskı ve engellemeye set çekti.
5– Şahsen hiçbir olaya partisel açıdan bakmıyorum. Ülkenin gelişmesini, huzura kavuşmasını, iç ve dış problemlerden kurtulmasını, kalkınmasını, refahın sağlanmasını, işsizliğin sona ermesini gönülden istiyorum. AKP bunları gerçekleştirebilirse mutlu olurum. Tenkitlerimizin ve acizane çözüm önerilerimizin amacı da budur. Belki eskiden “ağabey” dedikleri kişinin, söylediklerini duyan, yazdıklarını okuyan çıkar…