Eski Amerikan Hazine Müsteşarı Paul Craig Robert; “Türkiye NATO’nun kuklasıdır” diyor.
Ukrayna sorunu derinleştikçe, NATO’cu aydınlar daha da görünür oldular.
Bizim, NATO’cu aydın olur mu tartışmasını tartışmamız bile abesle iştigaldir diye düşünüyorum.
İşbirlikçiliğin, yandaşlığın, yalakalığın, tetikçiliğin birbirine karıştığı bir yerde, insan bulamazken, aydın aramak!
Bilim onurunun kalmadığı, bilim insanının ülkesi adına konuşmadığı, konuşursa da güç odaklarını çıkarına konuştuğu bir ortamda, aydın varmış yokmuş tartışması kimseyi doyurmuyor.
Aydın kime denir, aydın nedir gibi kitap dolusu yazıların da pek bir yararı yok.
Artık “aydın” nefret edilen sözcükler sınıfına girdi.
Hem aydın, hem NATO’cu ifadesi; hem Kemalist hem gerici gibi bir şey…
Ülkemizde yaşanan işbirlikçi iklim, öyle bir insan türü üretiyor ki, hem Kemalist hem Fetocu olunabiliyor.
Kimliksizlik derinleştikçe, ölçü, toplumsal çıkar değil de bireysel çıkar oldukça, kimin kim olduğunu anlamak için, kişinin çıkarının nerede olduğuna bakmak, daha akıllıca oluyor.
İlkesizlik, kitle partilerinin ilkesi olduktan sonra, ilkeli aydın salak sınıfından kabul ediliyor.
Aslında tartışılan aydının karakteri mi, üretilmiş insanın kendisi mi, o da karışıyor.
Finans kapitalin hâkim olduğu toplumda, gelişen ilişkiler manzumesi ve bunun yarattığı iklimde, filizlenen insan işte budur.
Bu insanı dönüştürmek, insanlığın hizmetine sunmak, ancak bir alt-üst olmayla mümkün olabilecektir.
Aslında aydın diye tartıştığımız konu; kimliksizleşen toplumda, kişinin geldiği yerdir.
Kişinin bir kimliğe sahip olması bile, içinde yaşadığımız ortamda, büyük başarı ve dürüstlük abidesidir.
Televizyonlardaki kişilerin bir şeyler tartıştığını sanırsınız, oysa tartışanların her iki tarafı da, NATO’cudur.
Peki, neyi tartışıyorlar dersiniz?
Ülkenin içinde bulunduğu düzen ve/veya düzensizliği…
Ya be kardeşim…
İkinizin de kuyruğu Amerika’ya, NATO’ya(Batıya) bağlı olduktan sonra, siz ne söylerseniz söyleyin boş…
Senin nasıl yaşayacağın (radikal piyasacılık), hangi ülke ile dost veya düşman olacağın, Ukrayna veya Suriye’de ne yapıp yapmayacağın, Amerika ve NATO tarafından belirlendikten sonra, sen tuvaletin renginin ne olacağını istediğin kadar tartış.
Yeni bir insan, yeni bir aydın yaratılabilmesi, yeni bir dünya kurulmasıyla oluşacaktır.
İlişkiler değişmeden insan değişmez.
Hem aydın, hem NATO’cu olunur mu sorusundan daha garibi; hem solcu, hem NATO’cu olunur mu sorusudur.
MHP ve CHP’nin çıkmazı buradadır.
Hem milli, hem de NATO’cu olunmaz. (MHP)
Hem solcu, hem de NATO’cu olunmaz. (CHP)
İsrail silahlarıyla Suriye’de cihat, Amerikan ideolojisi ile Türkiye’de Müslüman olunmaz. (AKP)