Bir hekimin bugüne kadar ki başarısını kavrayamayacak cahilin, ona kafa atması düşünülemeyecek ilkellikte bir durumdur. Bu tür cahillerin koşullarına bakılmaksızın, gereğinin yapılması ve gün yüzünü bir daha görememesi gerekir.
Sabır denilen bir meziyet vardır. Sabretmesini bilmiyorsan, içi boş beyinsiz kafayı, gidip sahildeki kayalara çarpmanın, topluma büyük fayda sağlayacağını, bilmen gerekir.
İç güdüsünü tatmin eden bu mahluklara, verilecek olan kimyasal maddeler ortadan kaldırılmalıdır. Böylece iç güdüsü kalmayacak ve sokakta uyuşuk ancak yürüyebilen bir canlı hâline dönüşecektir.
Hekim binlerce kişiyi hayata döndürürken, çektiği zorluğu, sıkıntıyı düşünürsek, yediği kafayı nasıl yorumlamak gerekir. Burada doktora kafa atma zeminini hazırlayan, görevlilerin durumu da önemlidir. İşini gerektiği gibi yapmayanı hiçbir kurum bir daha işe almamalıdır. Hastaneye isteyen elini kolunu sallayarak girebiliyor.
Böyle bir ortamda hekime kafa da atılabiliyor. Kafa atan gibi onu içeriye alanın da suçlu sayılması gerekir. Hastane özelmiş, özel olması isteyenin istediğini yapması anlamına gelmez.
Kim olduğumu biliyor musun?
Hayır bilmek istemiyorum.
Ben adaletçiyim.
Adaletçi olmak kuralsız davranmak anlamına gelmez. Kurallara uyacaksın, insan olmak bunu gerektiriyor.
Kurallar uygulansa ve adaletli hareket edilse, yapılanın cezası verilse, böyle mi? olur.