İnsanların karşılaştığı karakter değişimini “hayatın izleri,” adı altında takip etmek istedik.
Bu amaçla “Emekli öğretmen” ile söyleşide bulunduk. Öğretmen gençleri, hayat izlerine göre analiz edilebilir olduğunu söyledi.
Bitkilerin çimlenme, çiçeklenme ve meyve verme gibi geçirdiği evrelere benzerini insanlar da geçirirler. Bu evreler meyvenin olgunlaşmasıyla sonuçlanır.
Emekli öğretmene, her zaman olgunlaşmayla sonuçlanmama ne demektir? Diye soruldu.
Öğretmen bazı gençler çimlenme, bazıları da çiçeklenme veya meyve verme gibi evrelerde kalırlar. Yani gençlerden bazıları çiçeklenme ve meyve verme gibi evrelerle ilgili özelliklere ulaşamazlar. İstenmeyen karakterleri taşıyanlar, olgunlaşıp tatlı ve sulu meyve olgunluğunu gösteremezler. Gençlik özelliklerini yıllara rağmen yaşlılığa da aktarmış olsalar da bir türlü olgunlaşma devresini gösteremezler. Bunlar aşırı yıpranmış, çevresel uyarılarda kalmış gençler gibidirler.
“Gençliğinde iyi niyetli olmayanlar, yaşlılıkta da kimsenin gözüne üflemeyecektir.” Gençliğindeki haytalığı ve fesatlığını yaşlılığında da sürdürecektir. Böyle gençler çiçek bile açmazlar ki, birine kokusu ve güzelliği fayda sağlar, diye. Böyle bir gençte hayatın izleri büyük lekeler olarak varlığını devam ettirir.
Bu defa emekli öğretmene gençlerde hayatın izlerinin olumlu yöne değişimine örnek verir misiniz? Diye soruldu.
Öğretmen, karanlık dehlizinde insan yüzüne bakamayacak karakterleri sürdüren ve kendini tanıma zahmetinde bulunmayan, kişiliksiz gençlerle de karşılaştım. Bu gençlerde yaş ilerledikçe beden ve ruh çökmüş, insanlıktan nasibini almamış karakterleri değişmemiştir. Bunlarda yaşının verdiği güçsüzlük, tüm yönleriyle belirgindi. Fakat hala kötülüğün peşindeydiler. Bunlar da zamanında çiçek bile açmamıştı.
Gençlerde değişim yeni karakterlerle görünür hale geldiği hiçbir şekilde olmuyor mu?
Emekli öğretmen gençliğin beden ve ruh özelliklerini göstermeyen, yaşlanmış kişiler de aramızda yer alıyor, kendini tanıyor. Başka yaşlılardan da etkilenmiş ve tahmin edilmeyecek kadar, değişik kabiliyetleri ortaya koyuyorlar. Bu kişilerde ise meyve olgunlaşmış, tatlı ve sulu hale gelmiş olabiliyor.
Yaşı ilerlediği halde beklenen olgunluğu gösteremeyenlerle de karşılaşılır. İnsanların bu durumda olması normaldir. Yosunlar ve likenler gibi değişmeden kalabilirler.
Hasan TANRIVERDİ