Hayat bir bütünlük içerisinde evrenseldir. Hayatın evrensel kurallarını ihmal etmezsek, varlığımızın sorumluluğunu taşıyoruz demektir. Aksine sorumluluğumuzu yerine getirmezsek, başarıya giden yolu tıkamış oluruz. Demek ki, doğru birdir. Bin metre havada, bir tel üzerinde olmak, kuralsızlığın en küçük ihtimalini bile kaldırmaz. Yani en küçük bir sarsıntı veya dikkatsizlikte, hayatı sonsuza dek harcamış oluruz.
Hayatın anlamını bilip kurallarına göre davranış göstermek, sıfır yaşından başlar. Yaşanılan zamanda her saniyenin bir değeri vardır. Bu değeri bilip korumak, kişinin elindedir. “Bir defayla bir şey olmaz.” demekle hayatın akışına ve anlamına vurulmuş en büyük darbedir.
Bu tür darbeler, kişinin ettiğini bulmasıdır. Allah akıl vermiş, o hâlde kullanmalısın. Kullanamıyorsan, başkasının altın köşkte oturmasını sağlıyorsan, başkasının hayatına feda oluyorsun demektir.
Allah vücudumuzu bize emanet vermişse, sen hangi hakla onu başkasına kiralıyorsun. O ne derse yapıyorsun. Buradaki yanlışlık, aklına veya arkadaşına sormuyorsun da başkasından haber bekliyorsun.
O hâlde bir tel üzerinde yürüme olayına etkiyi, vücudumuza yapılmış olan, şeklinde düşünürsek, ne kadar nazik bir yolda ilerlediğimizi anlıyor musunuz? Bu ince ve uzun, ömür denilen yolda organ ve sistemlerimiz arasındaki bağı kuran, sinir sistemi ve hormonlardır.
Sinir ve hormonlar sistemimizi çok iyi korumamız gerekir.
Sinir sisteminin merkezi beyindir. Beyni korumak iki şekilde gerçekleşir. Beslenme ve kitap okumayla. Beslenmede esas olan, doğallıktır. Kimyasal bir maddenin, katkı maddesinin girmediği besin doğaldır. Ayrıca beyne zarar veren, GDO ürünleridir. GDO genetiği değiştirilmiş demektir ve beyine vücuda çok zararlıdır.
Hormonlar ise, kan ile hücrelere bilgiyi ulaştırırlar. Demek ki, hormonlar kan yoluyla görev yaptığı için, kanın önemi ortaya çıkar. Kan tahlilini boşuna yapmazlar.
Hayatın bir tel üzerinde devam ettiğini bozmuş, iç ve dış etkilerin yıkıcılığını görmüş olan bir arkadaşa doktor; anan, baban ve deden ile ninen köyde nasıl yaşıyorsa, köye git ve öyle yaşa. Onlar ne yiyorsa, hangi şartlarda çalışıyorsa sen de aynen tekrarla, diyor.
Arkadaş, doktorun dediğini uyguluyor. Bir ay sonra, rahat ettim diyor.
Hücresel yapımızın istemediği, maddeleri vücuda almak, doğru değildir. Çünkü birim yapımızın çalışmasında problem başlar.