Özellikle evlerimizde, bazı yerler çok önemlidir. Farkında olmadan
çoğu önemli kararlarımızı "o yerler" dediğim yerlerde alırız. Veya, o
yerlerde hep aynı türden, benzer türden düşünceler veya duygulara
kapılır gideriz…
Balkonlar önemlidir. Balkonlar hakkında söylenecek çok şey var
aslında…
Turhal'a, ailemin yanına her gelişimde mutlaka, uzun süreli durduğum
yer evin geniş balkonudur. İki balkon var fakat diğer
kullanmadığımız balkon, belli sebeplerle, fazla samimi olmadığımız
komşuların evlerine dönük.
Bu arada, hemen belirteyim: Tokat'ta kaldığım ev, Tokat'ın zengin
muhitinin olduğu yere çok yakın. Caddelerde yürürken, o taraflara
doğru ilerlerken apartmanların lükslüğünü her zaman farkediyorum ve
bunun yanında önemli bir şey daha var. Bu, uzun zamandır doğal
gözlemlerim sonucu oluşmuş yarım-yamalak da olsa sosyal bir bilgi:
Zenginler, balkonlarını fazla kullanmazlar. Bilemiyorum; burada
gördüğüm şey bu. Ben de Tokat'ta iken balkonları fazla kullanmam.
Zengin bir adam değilim fakat "karıya-kıza bakıyor ulan bu"
demesinler, diye çıkmıyorum fazla. Çamaşırları bile evin içindeki
telli çamaşırlıkta kurutuyorum, halbuki balkon ve onun alanı için
de kira ödüyorum ben. Fakat komşulara anlatamazsınız bunu; her
mahallenin "karı turşusu" kuran üç-beş yobazı olur çünkü.
Burada, her gelişimde, özellikle akşamları, balkonda uzun vakitler
geçiririm. Kale tarafına doğru bakarım, Demiryolunun diğer
tarafında eski mahallemiz tarafına bakarım, Bir komşumuzun oğlunun
yükse sesli müzik dinleyişini hep duyarım. Ben burada en fazla
bir-iki gece kalılyorum da tahammül sınırlarım zorlanmıyor. Bu adamı
karısı mı terketmiş ne… Öyle duydum. O günden kelli içer durur ve
iç yangınlarını bizlere-mahalleliye dinletir durur-muş. Üzülüyorum
onun için. Şifa diliyorum hep. Ben de zamanında eşimden ayrıldım
fakat salya sümük olmadım hiç. Kendimi içkiye filan da vermedim. Ne
olmuş karısı terkettiyse, gittiyse. Sürmesine kurban olduğunun
sürmesini bir gün toprak çekiyordu zaten. Herkes zaten gidecek
birgün. Mahalleyi sümüğe boğmanın pek alemi yok fakat yine de
üzülüyorum onun için.
Her gelişimde geceleyin mutlaka gördüğüm bir de sincap var. Yan
komşunun evinin duvarından bir yerlerden peyda oluyor, tin tin
geziniyor. Bizim bahçenin duvarında da gezinip duruyor, sonra diğer
komşuların evlerinin bahçelerinde gezilerine devam ediyor.
Bu balkonlar önemli yerler. Dışarıyı hizaya getirmiş gibi
güçlüdürler. Herşey yerli yerindedir dışarda sanki. Kale, karşı
komşular, sincaplar, kediler, şehir mekezinden gelen gürültüler,
düğün sesleri, elektrosazların hiç sevmediğim sesleri…her şey bir
hizaya girer bu balkonlar sayesinde. Yani, bir huzur buluyorsunuz bu
balkonlarda. Ve belki en çok önemsediğiniz şeyleri, kişileri
buralarda anıyorsunuz.
Bu balkonu babam biraz daha genişletti. Ben babamı bazen
anlamıyorum. İnşaat yapmayı nerden öğrenmiş, bahçe-tarım-budama vs
şeyleri ne zaman öğrenmiş, metal işlerini ne zaman öğrenmiş..ve daha
pek çok şeyi. Sadece babam değil, ömrümce tanıdığım bu eski
öğretmenler çok farklı adamlar… O öğretmenlere bakınca şimdikileri
buruşturup atasınız gelir..Neyse. Balkonu babam genişletti. İyi de
oldu. Sabah kahvaltıları için de iyi oldu, akşam oturmaları için de
iyi oldu, misafir geldiğinde farklı bir mekan da olmuş oldu.
Balkondan içeri çift renkli kiraz ağacının dalları dökülür gibi
sarkıyor. Kiraz zamanları, sarı kırmızı kirazlar veriyor bu balkona
sarkan ağaç. Sarı idi aslında hepten fakat, babam bu ağacın bir
tarafına aşı maşı birşeyler yaptı, sarı kırmızı kirazlar veriyor,
kirazlar ye ye bitmiyor.
Kirazlar bitince de verdiği sefa belki durgunca bir huzur devam
ediyor. Kiraz ağacının kalın bir dalından balkon demirlerine
torunları için bir de salıncak kurdu babam. Ben baba deyip
duruyordum, da, bir bakarsınız ki babalar dede olmuş zaman geçmiş,
balkon hala var. Seyrediyor gibi her şeyi. Anı, acı, aşk meşk, önemli
kararlar, bütün mevsimler, serçeler, sincaplar, gürültü,
elektrosazlar, beklediğiniz birileri, beklediğim, belki salıncakta
salınmasını hayal ettiğim bir sevgili, gerçeği yalanı…balkon
hepsinin merkezi gibi. Her şeyi hizaya sokan bir mekan. Belleğin de
merkezi. Sırdaş. O olmadan her şey dağınık gibi. Koruyor da sanırım
bu balkon beni.
Balkonlar ilginç yerler.
…
Gece olur
aydınlık bir lacivert üstünde
gökyüzüne balkonlar kurulur
salıncaklar gibi görünmez ipleriyle
Balkonlardan geçmiş ve gelecek
görünür bakan her göze
sanki kuruludur her yazgı
her anı her düş her gerçek sanki
seyir içinde bir eski düş izler gibi
balkonda oturan geçmiş ve gelecek
Olanı biteni hep bilecek gibi
04 Ekim 2009