Benliğinden uzaklaştığı gibi, çevresinden de kopmuştu. Kafasına göre hareket eder ve eve gitmezdi.
“Hayat bayat” derdi, kiminle karşılaşırsa. Hayal gücüne güvenip delikanlılığını uzatmıştı. Hep böyle kalacağım diyerek kimseye laf bağışlamazdı. Öngörüme güveniyorum. Mevki makam ayağıma gelecektir, derdi.
Uzun boylu ve yapılıydı. Bir yere dikkatli bakıp daldığında, gözleri şeşbeş gibi oynardı. Öylece bir süre beklerdi. Bu sürede görmez, işitmez ve hissetmezdi. Hülyalara daldığında uyandırılmak istemezdi. Bu durumu da normal zannediyordu. Halbuki doktor muayeneye gelmelisin, filmini çekmeliyiz demişti. O yine, “Hayat bayat” derdi.
Pardösü ile tanınıyordu. Siyah uzun saçlarından güç alırdı. Dört parmağıyla taradığı saçlarına ikinci eliyle de yardım etmeyi ihmal etmezdi. Soğuktan korkar fakat nasıl sabahlar bilinmezdi. Tanıdığıyla karşılaşırsa görmezden gelirdi.
“Hayat bayat, iş bitmiş, bu gidiş gidiş değil” derdi. Geçmişin akılsız olayı savaştır. İnsanlar bu kadar akılsız, aptal olamazlar. Oyun masasında zihnim açılıyor, karşımda insan göremiyorum, derdi.
Hayat bayatı ikna etmek o kadar kolay değildi. Büyükleri davranışına kahroluyordu. O da oyun peşinde zihninin açıldığını söylemekle yetiniyordu.
İnsanın kendine çektirdiği çileyi, kimseden çekmezdi. Sokakta şöhretten bahsetse, arkadaşları dalgaya alıyordu. Arada kayboluyor ve tekrar ortaya çıkıyordu. Bazen oto yıkama işine giriyordu. On gün çalışıp yirmi gün geziyordu.
İlginç yönü sanatçıların sergilerini takip etmesiydi. Sanat sever bir kişiliktir, denilmesinden çok hoşlanırdı. Sanatla ilgili bir kursa gitmem, zaten sanatçıyım, derdi. İyi bir sanatçıyım, yağlı boya çalışırım ama hayatın ezici kurallarına yenildim. Ezildim çünkü hislerim köreldi. Fırçayı elime alamıyorum. Biraz çalışabilsem, resim sanatının zirvesinde eser veririm.
Ana ve babası kahvede kaldığını öğrenince yıkılmışlardı. Oğullarını kahveden almak için önce yalvardılar ve alıp eve geldiler. “Hayat bayat” büyüklerinin yüzüne bakamadı. Kızardı ve gözleri yaşardı. Anası insan gibi eve gel evden git, dedi. Temiz gezersin, bu ne kadar pislik utanmıyor musun?
Pişmandı ama “Az bulunur zekamla insanları soyuyorum. Cebim para doluyor ve geziyorum,” dedi. Haksız kazanç olarak görmüyorum. Çünkü kendi iradeleriyle oynuyorlar, dedi.
Babası karşına birilerini çıkarırlar, dedi.
Hayat bayatı bir gün kapının önüne bıraktılar ve kapıyı çalıp gittiler. Ana ve baba kapıyı açtıklarında, ana ağaç kütüğü gibi yatanın oğlu olduğunu görünce çığlık attılar. Baba anayla birlikte oğullarını, hastaneye götürüyorlar. Taksici böyle insanları hastaneye bile götürmeyeceksin, diyor. Ana üzülse de çıkmayan canda ümit vardır, diyor.
Hayat bayat hastanede bir hafta kalıp eve geliyor. On günde evde kalıyor ve evden çıkmıyor. “Ana ve baba sevgisi içime düştü, bir daha asla çıkmayacağım, diyor.
Hayat bayat, ana ve babasıyla birlikte yaşamaya başlıyorlar.
Hasan TANRIVERDİ