Çok ilkel bir sevinç gösterisi şekli olduğunu söylediğim ve kabul ettiğim şu havai fişek konusu malesef yine acı acı gündemimize oturdu. Üretilen yerde patlama oldu, insanlar öldü, hava kirlendi, kuşların ödü patladı.
Ta çocukluğumda ilkokul yıllarımda, bir Milli bayramda atılan bir havai fişek biraz havalandıktan sonra geri dönmüş biz çocukların arasında tıslayarak dolaşmış Hatice diye bir arkadaşımızın ayakları arasında patlamış, arkadaşımız hem yaralanmış hem de eli yüzü, bembeyaz kudeleleri ve yakası simsiyah is olmuştu, korkudan ve ağlamaktan kızaran gözleriyle bakıp görmeye çalışan hali çok can acıtıcıydı. Bu durum karşısında biz çocuklar bas bas bağırmış çil yavrusu gibi kaçışmıştık, yaralanan arkadaşımıza müdahale edildi, bizleri de öğretmenlerimiz yatıştırmıştı, hiç unutmam. O zaman belediye görevlileri törenin bir parçasıymış gibi bayramın sonuna doğru birkaç havai fişek gümletirdi, onlar renkli filan değildi ucu topuzlu kocaman çubuklardı, zabıtalar veya itfaiye erleri o çubukları baş kısmının topuzundan bir yerden tutuşturur fırlatırdı, havai fişekler peşpeşe patlayınca da şiir, marş ve konuşmalarla milli duyguları galeyana gelmiş çocuklar, gençler alkışlardı. Ama o günkü kazada bütün çocuklar çok korkmuştu, bu yüzden sonraki yıllarda yapılan törenlerde bir daha atılmadı. Bu benim elli yıl önceki kötü bir havai fişek anım, biz çok korkmuştuk zavallı Hatice’nin halini düşünemiyorum. Hemen hastaneye götürmüşlerdi.
Yıllar sonra yine kötü bir anım var havai fişekli. Doksan yedi yılında Sungurlu’ya yakın olan Kırıkkale Makine Kimya Enstitüsü silah fabrikasında büyük bir patlama olmuş, etrafındaki evlerin bütün camları kırılmış, oturulmaz hale gelmiş ve boşaltılmış. Kırıkkale’de silah fabrikası yakınında yaşayan evleri zarar görüp oturulmaz hale gelen bütün akrabalarımız canlarını zor kurtarmış bu yüzden Sungurlu’ya gelmişlerdi. Bütün gün çok korktukları patlamanın şiddetini, evlerin nasıl oturulmaz hale geldiğini ve yaşadıklarını anlatırlarken bir gümbürtü koptu, peşinden birçok gümbürtü daha hepimiz çok korktuk, bağırmış çağırmış aha buraya kadar geldi patlama, dedik ve kapıya koşuştuk çünkü tam da diyorlardı ki silah fabrikasında patlamalar devam etseydi buralara kadar gelirdi. Rahmetli çok serinkanlı biriydi, herkes kapıya koşarken o balkona koşmuştu. Atılan nesneleri takip eden babam durun korkmayın bu silah patlaması değil havai fişek atıyor birileri, dedi. Nerden anladın? Dedik, patlayan şeyler hep parka düştü, düştüğü yer yanmadı, silah, top, bomba olsa park yanardı, dedi rahmetli hepimizi yatıştırdı, zar zor eve girip oturduk, meğer üç apartman gerimizdeki komşumuzun oğlunun düğünü başlamış, havayifişek atışıyla kutluyorlarmış, etti mi size iki havai fişek korku ve nefretim. O yıllarda küçük olan, o hengamede çok da korkan oğlum da anne havalı fişek çok kötü değil mi? Demiş hepimizi güldürmüştü.
Gelelim sonlara, Cumhuriyetimizin yetmiş beşinci yılı kutlamasında da coşkuyla doldurduğumuz Kızılay Meydanındaki gece yapılan fener alayında da o kadar çok havai fişek atılmıştı ki patlamaların şiddetinden kulaklarımız sağır olmuş, çoluk çocuk gittiğimizde pişman olmuştuk kutlamaya.
Yine 2010’da yılında gittiğim yurtdışı görevimde Almanya’da yılbaşı kutlamalarında atılan havai fişeklerin şiddeti, ve patlamaların bütün gece sürmesi benim havayifişeğe olan nefretimi kat kat artırmıştı. Şehri havaya uçuracaksınız şerefsizler, deyip durdum bütün gece uyuyamadıkça.
Bir de bu kutlamaların tüm dünyada yapıldığını düşünürsek yapılan israfı varın siz hesap edin artık. Görev süremiz boyunca bunu her yılbaşında kutlamasında yaşadık. Dünyada açlıktan ölen insanlar varken bu zaten israfa çok kızıyorken bir de dün aynı havai fişek üretim yerinde üçüncü kez patlamaların olması beni o kadar derin üzdü ki anlatamam. Çok mu gerekli bir madde üretilen, çok mu güzel bir kutlama onu patlatmak? Bu kadar mı ahmak bu insanoğlu anlamadım gitti, bilmem anlata bildim mi?
Daha turistik yerlerde ve eğlence mekanlarında atılan havai fişekler konusuna hiç girmeyim. Köy düğünlerin bile işgal etmiş bu ilkel kutlama. Evet çok çok ilkel bence ay ve güneş tutulunca göğe ateş etmek kadar ilkel, Afrikalının tam tamlı dansları kadar ilkel.
Şükran Uçkaç Yargı
5 Temmuz 2020
Sungurlu