Zihin kontrolü, beyin yıkama, ipnoz, cips yerleştirme gibi çağdaş
yöntemler gerçekte tarihin derinliklerinden bugünlere ulaşan egzoterik
bilgilerin mekanikleşmesi sonucudur. Teknoloji her alanda olduğu gibi bu
alanda da önplandadır.
* *
İster din mensubu, tarikat, cemaat, hizmet erleri densin, ister partili
densin, ister ajan densin uygulanan yöntem benzerdir. Nasıl mı bakın;
* *
Haşhaşilerde olduğu gibi Fedaayiinlerin yetiştirilişinde adaylar, yaşam
boyu kendilerini de öğretmenleri kadar önemli kılacak olan, ebedi bilgelik
ve gizli güç sahibi olacaklarına inanarak* cemaate* katılırlar ve dokuz
dereceden oluşan bir aydınlanma sürecinden geçirilirler.
İlk derecede; öğretmenler adayları, önceden öğrenip kabul ettikleri
dinsel ve siyasal düşünce ve yargılardan kuşku duyma durumuna düşürürler.
Daha önce kendilerine öğretilen her türlü bilginin önyargılı ve
sarsılabilir olduğuna, olası her çeşit tartışma tekniği kullanılarak,
inandırılırlar. Bunun sonucu, öğrencilerin her sorunun en doğru yorumunu
yapabilen tek gerçek bilgi kaynağının öğretmenleri olduğuna inanmaları ve
öğretmenlerinin kişiliklerine bağımlı duruma gelmeleridir. Öğretmenler,
aynı zamanda, formel bilginin aslında, hazır duruma geldiklerinde
öğrenecekleri, gerçek, gizli ve güçlü sırrın sadece bir örtüsü olduğu
hakkında sürekli ipuçları verirler. Bu akıl bulandırma tekniği, öğrencinin
bir öğretmene körü körüne bağlılık andı içecek hale gelmesine kadar
sürdürülür.
İkinci derecede; Öğrencilere bu derecede, korunması İmama teslim edilmiş
olan içrek bilgiler olmadıkça, bu içrek öğretinin basit birer simgesi
durumunda olan dinsel kurallar izlenerek Allah'ın rızasına ulaşmanın
imkânsız olduğu öğretilir.
Üçüncü derecede; Gelmiş geçmiş imamların sayısı ve kişilikleri, yedi
sayısının maddi ve manevi dünyadaki anlamı aktarılır. Artık, kesinlikle
Onikiimamcı inanç ve görüşlerden uzaklaşılarak, son altı imamın saygı
duyulmaya gerek olmayan, manevi bilgilerden yoksun, sıradan insanlar
oldukları öğretilir.
Dördüncü derecede; Öğrenciye, yedi Natık (bildiren-peygamber) dönemleri,
onları izleyen altı Samit (suskun imamlar) ve her yeni natığın kendinden
önce gelenlerin dinsel öğretisini nasıl değiştirdiği öğretilir. Bu eğitim,
Muhammed'in son peygamber ve Kur'an'ın da Allah'ın son vahyi olamadığının
kabul ettirilmesini içerir ki, tüm bunlar öğrenciyi İslam dininden çıkarır.
Bu derecede ayrıca, yedinci ve son natık, Sahib-ul-Amr (varlıkların sahibi)
İsmail'in oğlu Muhammed'in Eskilerin Bilimini (Ulum-ul Evvelin) tamamlayıp,
içrek öğretinin bilimi olan Tevil bilimini (Allegorik yorum) kurduğu
aktarılır.
Beşinci derecede; Geleneklerin tümü terkedilerek, Sayılar Bilimi ve Tevil
uygulamalarının öğretimine başlanır. Sürekli konuşulan konu dindir.
Kur'an'ın sözcük anlamına giderek daha az önem verilirken, İslam dininin
tüm kural ve koşulları ortadan kaldırılmak istenir. On iki sayısının anlamı
ve on iki hucca (kanıt) öğretilir. Bu huccalar, imamların propagandasına
temel oluşturan ve onların kişisel öğretilerini yönlendiren kanıtlardır.
Aynı zamanda, hucca sözcüğü, her imam tarafından, baş dai olarak atanan
kişilere de ad olarak verilmiştir. Sonradan, oniki hücce insan
omurgasındaki oniki sırt omuru ile bağdaştırılır; yedi kafa omuru
(cervical) ise yedi peygamberi ya da yedi imamı simgeler.
Altıncı derecede; İslam dininin koşulları (namaz, oruç, hac, zekat,
kelime-i şehadet) ve tüm diğer ritlerinin allegorik anlamları bu derecede
öğrenciye aktarılır. Görünümde uygulanan bu koşul ve ritlerin temelde
önemsiz olduğu ve bilgiye ulaşmış kişilerin bunlardan vazgeçebileceği
öğretilir. Çünkü bu uygulamalar, kurnaz yasa koyucular tarafından, cahil ve
kaba halkı yönetmek için konulmuştur.
Yedinci derecede; Bu ve bundan sonraki derecelere, öğretinin gerçek
yapısı ve amaçlarını kavrayabilen önde gelen kişiler kabul edilir. Önceden
varolan (Pre-existent) ve Sonradan ortaya çıkan (Subsequent) kavramları ve
bunların dualist yapısı bu derecede öğretilir ve böylece, kişinin Tek Tanrı
öğretisine olan inancının yıkılması amaçlanır. Yedinci derece Büyük Giz'in
açıklamasını getirir; tüm insanlar ve evrendeki tüm varlıklar aslında bir
bütündür, en basit şey bile bu bütünün bir parçasıdır ve bu bütünün
yaratma/yoketme gücü vardır. Bir *cemaatci olarak birey,* kendinde uyanmaya
hazır olan bu gücü kullanma şansına sahiptir. Bu nedenle, gücün bir parçası
olduğunu kavrayan kişi, insanlığın bu muazzam potansiyelinden habersiz olan
diğer bilgisizleri yönetebilir. Bu güç, Zamanın Tanrısı (Lord of Time) adı
verilen esrarlı varlık sayesinde edinilmiştir.
Sekizinci derecede; Önceden var olan-Sonradan ortaya çıkan ikili öğretisi
geliştirilir, öğrenci tarafından derinlemesine kavranmasına çalışılır.
Ayrıca, en önemlisi, bu iki kavramın da üzerinde, ne adı, ne nitelikleri
bilinebilen, hakkında hiç bir bilgi bulunmayan, tapınmak bile mümkün
olmayan bir yüce Varlık olduğu hakkında ilk bilgiler verilmeye başlanır. Bu
isimsiz Varlık, Zerdüşt inancındaki, Zervan Akanana'yı (Sonsuz Zaman)
andırmaktadır. Ancak, öğretinin bu noktasında, cemaatler arasında farklı
anlayışlar, çatışma ve karışıklıklar ortaya çıkmıştır. Yine de, bu
fikirleri kabul edenlerin yeri, dualistlerin ya da maddecilerin yanından
başka bir yer olamaz.. Bu derecede, öğrenciye peygamber olmak için,
mucizeler yaratmaktansa politik, sosyal, dini ve felsefi bir sistem yaratıp
uygulamak kabiliyetini göstermek gerektiği öğretilir. Ayrıca, dünyanın
sonu, yeniden doğuş, cennet-cehennem gibi allegorik kavramların yanısıra
çeşitli kıyamet doktrinleri de aktarılır. Sekizinci dereceye hak
kazanabilmek için*,* kişi tüm dinlerin bir sahtekarlık olduğuna
inanmalıdır. Önemli olan yalnızca birey ve bireysel akıldır; o da ancak, en
büyük güç olan imama hizmet ederek mükemmelliğe erişebilir.
Dokuzuncu derecede; Aydınlanmanın bu en son derecesinde, tüm dogmatik din
kurumlarından sıyrılan kişi artık, en saf ve basit anlamıyla, bir filozof
olmuştur. Kendi arzusuna ve keyfine uygun düşen, düşünce sistem veya
karışımını istediği gibi kabul etme özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu derece,
inanç diye bir kavramın mevcut olmadığı, aslında herşeyin eylemden ibaret
olduğu sırrının açıklandığı son derecedir. Her hangi bir eylemi düşünüp
uygulamak da, tüm akıl ve mantığın yegane sahibi olan imamın elindedir.
Türkiye'de ve İslam ülkelerinde yaşanan olayları, bu eğitimi almış,
ABD-İngiltere-Fransa istihbarat siyasi, askeri ticari kurslarına
seminerlerine katılmış tipler açısından değerlendirin.
* *
Günün Sözü: Dürüst olmayan yalancı hangi kimlikte olursa olsun insan
olamamıştır.