Ağaçları keser doğrar, şekillendirir ve adeta konuştururdu. Öyle maharetli ellere sahipti ki, bu konuda, yapamayacağı iş yoktu. Çalışmalarını da iptidai aletlerle yapıyor, onlarla harikalar yaratıyordu.
Ağacı keser ve bir iki işlemden sonra, işe yarayacak eşya oluyordu. Bu tür eşyalar yaylalarda kullanıma sunuluyordu. Akıllara gelen her türlü eşyayı el sanatı denilen olayla gerçekleştiriyordu.
El emeği ve göz nuru ürettiği eşyalar pazarda da alıcı buluyordu. En çok sattığı eşyalardan biri de “Harman küreği” idi. Harman küreği, yıl içerisinde bir defa kullanılırdı ama kesin gerekiyordu.
Harman küreği, kurumaya bırakılan fındığın, çevrilmesinde daha çabuk ve kaliteli bir yapıya dönüşmesinde esastı. Böylece toplanan fındığa kuruma yolunda önemli mesafe aldırıyordu.
Harman küreği için, en elverişli malzeme, kızıl ağaçtı. Kızılağaç kesilir ve tomruk hâline getirilirdi. Tomruklardan kürek elde edilecek, malzemeyi çıkartırdı. Fındıkçılar, harman küreği için, ustaya sıraya girerlerdi. Tomruğunu temin ettiğimiz için, küreği hiç beklemeden alabilirdik.
Ustanın işi başından aşkındı, eve gitmek adına acele etti. Yan yoldan gelen, kamyonun altında kalmadı ama, arkadan çarpmasıyla savruldu. Hastaneye kaldırıldı. Canı sıkıldığı için bir şeyim yok diyordu. Sağ tarafı tutmuyordu. Doktor felç geçirdiğini söylediğinde, dünyası yıkıldı.
“Doktor, çalışamayacak mıyım?” Dedi ve gözlerini kapattı.
Doktor, hayat yolundan uzaklaştırıldın. Başka bir yaşam biçimine mecbur edildin. Bundan sonra faaliyetini sınırlayıp yeni şartlarla baş başa kaldın.
İyileşip ayağa kalkana kadar hastanede kalması gerekiyordu. Doktorun dediklerini aynen uyguluyordu. Ayrıca iş hayatında hiç kitap okumadığı için, kitap okumaya başlamıştı. Hayatın anlamsızlığını kabul etmiyordu. Okumaya devam ederken kültür fizik hareketlerine de devam ediyordu. İlaç almazsa ağrılarına dayanamıyordu.
Kürek yapımını küçük kardeşine öğretmeyi düşündü. Yataktan doğru kürek için, nelere dikkat etmesi gerektiğini söylüyor ve kardeşi de uyguluyordu.
Yattığı yerden, kitabını okuyordu. Okuması çalışmayı bırakmaması demekti. Okurken kardeşini kürek yapımında eğitti. Kardeşi de aynı özellikteki bir küreği yapmayı başardı. Böylece insanların beklentisini de yerine getirmiş oldu.
Harman küreği, fındık mevsiminde, önemli araçlardan biri olmayı koruyordu.






















