Hani aklıma takılıyor…
İnsanlar neden sorun yokken illa da sorun yaratıp günü, anı, zamanı zehir eder ki?
Üstelik bunu yaparken kendilerini üzdüklerini bir kenara bırakalım, hayatlarında olan kim varsa onlara da kan kustururlar. Oysa yaşam elimizden kayıp giderken ve ilk kaybettiğimiz yakınımızın acısını yaşarken dönüp de denmiyor mu “şu üç günlük dünyada birbirini kırmak niye” işte o zaman delleniyorum.!
Madem üç günlük dünya ,madem tüm canlılar bir gün ölecek niye bu kavga?
Hayır anlamaya çalışıyorum bu sözleri tanıdığım, tanımadığım bütün konuşan varlıklar söyler buna eminim!
O zaman kim çıkarıyor bu kavgaları arkadaşlar ? Çekişmeleri, aile içi, aile dışı ,sevgili olanlar, olamayanlar ne diye didişir ki?
En önemli olan ise, savaşlar!
Bebeklerin,kadınların ya da ne fark eder ki, ha kadın ha erkek ha çocuk hepsi yüce Allahın yarattığı değil mi?
İnsan hakları çiğnenirken “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diye susan insanlar, niye bir bardak suda fırtına koparırlar ki?
Beynimde binlerce soru işareti var! Hepsini maddeler halinde sıralamaya gerek yok .
Düşünce yetisi olan her canlı bu soruları, daha doğrusu soru işaretlerini biliyor, kendine soruyor olmalı.
Bunları yazarken artık bir espiri haline gelen “seçimlerde AKP’ye oy veren her iki kişiden biri ben değilim, o halde sensin”lafı geldi!
Ben kendimce çok masum biriyim. Etliye, sütlüye karışmam. Komşum gürültü yaptı diye ilk fırsatta onu iğnelemem mesela. Kıskançlık yapıp hayatımda olan birinin de başının etini yemem.
Ulaşılmayan bir telefona “hay ben senin telefonuna” demem. Hoşgörülüyümdür övünmek gibi olmasın!
Eee o halde niye bu konuda sinir kat sayım tavan yapıyor da kapıları çarpıyorum kardeşim!
Meclistekilere niye kızıyoruz ki ayrıca? Bunu da çok merak ederim.!
Biz çekirdek ailede, arkadaşlıkta birbirimizi yiyoruz, üstüne bir güzel su içiyoruz.!
Niye eleştiri getiriyoruz ki ülke yönetenlere, temsilcilerimize. Bence kızmayalım, aynaya bakalım ne dersiniz…
Ha, kavgaların çoğunun altında ekonomik sebepler vardır, yani para!
İyi de bir yere kadar.
Sonra kim götürmüş ki onu mezara.
İnsanoğlu 50 yaşına kadar para kazanmak için sağlığını harcar, 50 yaşından sonra da sağlığını kazanmak için parasını harcar. Ozaman bir de şu cümleyi tersten okuyup ona göre yaşasak daha iyi olmaz mı. Daha kavgasız çekişmesiz bir dünya olmaz mı, ne dersiniz?
Sinirlenmeyin efendim bunlar benim fikrim katılmak zorunda değilsiniz!
Gülücükle kalın istedim.
“Canım arkadaşım, ne güzel demişsin iyi demişsin de şu kısacık dünyada bize de huzurlu bir yaşam hakkı tanımayanlara ne diyeyim ben şimdi. Aferin iyi ettiniz de diyemem ki. Bırak azıcık da ben öfkeleneyim…” diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
Sonuna kadar yazdıklarına katılıyorum. Çok mu kızgınım birisine… Onu hayatımdan çıkarmak o kadar da zor değilmiş. Denedim gerçekten. Hayatı ne kendime ne de karşımdakine zehir edeceğim bundan sonra.
Ama devlet meselesi başka tabii. Onlar en doğruyu bulmak zorundalar. Kavgasız gürültüsüz bişeyler başarmak zorundalar. Biz onlara güvenmişiz. Ha onlara da kızarsak, onları da oylarımızla değerlendiririz.
Sakin huzurlu günler dileğimle önce yüreğini sonra kalemini kutluyorum.
sevgilerimle.
Sayın Köseoğlu
Her şeyi paylaşmak adına burdayız.Ama ne paylaştığımızı bildiğimiz sürece desem de tabii ki yazılarınızı ve faydalı bilgileri örnek aldığımızı
söylemek isterim.Sevgimle efendim..
Elbette güzel düşünen güzel gören bizlerin aklına takılacaktır… Amma neden böyle oluyor savaşlar olacak ki barışın, Ölümler olacak ki sağlığın, acılar olacak ki mutluluğun, kavgalar olacak ki anlaşmanın, karanlık olacak ki aydınlığın ve en önemlisi çirkinlik olacak ki güzelliğin değerini bilmek için fakat ne oluyor! bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz hep kolayımıza geleni yapıyoruz gerek para gücümüzü gerekse bilek gücümüzü kullanarak oysa yürek gücümüzü yani sevgimizi kullansak ne iyi olur değil mi iyi olmasına olur da Yüce yaradan dengeyi bu şekilde eylemiş neylersin her şey bizler için gör geçir dünyası işte her şeyde bir hayır vardır diyelim biz yine de güzel yüreğine sağlık canım arkadaşım başarıların daim olsun. Güzelliklerde kalmak dileği ile…….