Halkın içinden gelmek, halkın dertleriyle dertlenmeyi bilmek demektir. Halkın derdi çoktur. Fakat halk feraset sahibidir. Derdini sokaktakine, devlet dairesinde de olsa önüne gelen masa başındakine anlatmaz. Yöneticilere de açıklamaz. Ziyaretçilerine kendisinden bir şeyler talep edene; ağamsın paşamsın ile işi geçiştirir. Sonuçta kendinden bekleneni vermez.
Halkın içinden gelmeyen, halkın düşüncesini okuyamaz. Çünkü halkı özelleştirirsek, Türk halkı, misafirini kırmaz, saygıda kusur etmez. Hatta gelen, devlet memuru ise önünde eğilir. Bilir ki, devlet babadır. Babayı temsil eden ise büyük düşünmeye mecburdur. Bakıyorsun ki, yırtıcı hayvan bile yavrularını korumak için güçlü olanın karşısında takla atıyor.
Devletin büyük düşünmesi gerekir. Büyük düşünen, aile içerisinde sorumluluğunu bilen babadır. Onun için Türk Milletinin temel değeri, “Baba” olmadır. Baba vasfından başlamak üzere, manevi değerlerinin içini boşalttılar. Devlet baba olmaktan çıkınca her şey normal durum alacaktır. Çocukların babayı dinlememesi gibi. Ayrıca baba da aileyi dağıtmama çabası içerisine girmeyecektir. Çocuklarına farklı gözle bakarak, adam kayırmayı normalleştirecektir.
Halkın içinden seçtiğiniz bir ana çocuklarından birini daha çok seviyorum demeyecektir. Çocuklarına ve aile içerisinde tüm bireylere eşit davranacaktır. Hatta yaşlı büyüğe daha çok özen gösterecektir.
Bakıyorsun devlet babanın yanında daha dün devlete baş kaldırmış adamlar. Bunların varlığı halkı tanımamaktır. Halkı hiçe saymaktır. Aile ilk ve önemli öğretme mercidir. Aile bireyleri en iyi öğretmenin yardımcısıdır. Onun için, aile büyükleri çocuğa örnek olur. Bütün kötülüklerin başı olan yalan söylemez, asla küfretmez. Saygılı ve hoş görülüdür. Kimsenin peşinden, aleyhine konuşmaz.
Kesinlikle kötünün yanında olmaz. Adam milletim anasına küfrediyor, yine de baş tacı ediliyor. Bütün bunlar, ailenin dağılmasını körükler. Ailenin eğitim ve öğretim açısından o kadar önemi vardır ki, bunu çoklarımız biliyor.
Halkın değerlerine girmeyelim. Halkın o kadar ince bir ruh hâli ve sevgi dolu yüreği vardır ki, insan olan o güzellikleri tatmak için halkın arasına girer. Öyle masa başında atıp tutmaz.
Onun için köyde büyüdüğüme, çekilen zorluklarının mutluluk olduğunu şimdi anlıyorum. Bu konuda şöyle de düşünüyorum. Köyden geldim ama köylü kafasında değilim. İki söz sırala kandır beni öyle saçmalık yok. Ağladı sızladı sümüğünü döktü ve meclisi bombaladı. Anladınız mı? Aklımızı öne almazsak ya davulcuya ya da zurnacıya yar oluruz.
Halkın içinden gelmek ne demektir anlıyor musunuz?