Seçilmiş ve atanmış sevk ve idarecilerimiz başta olmak üzere aziz Türk milletine doğruluğu, dürüstlüğü, huzur ve güven içerisinde çalışıp yaşayarak çağdaş milletler seviyesine ulaşmanın yolunu ve yöntemini adam gibi anlatmakla yükümlü bütün toplum önderleri sadece ve sadece kendileri adına aziz milletin ve devletin hizmetkârıdır, kölesidir. Millete ve devlete hizmetkârlık ve kölelik aslında kişinin kendine olan hizmetkârlığı ve köleliğidir.
Çünkü kişi yaşamak için rızkını kazanırken kendine ve ailesine çalışır, kendine ve ailesine çalışan kimse başkalarının ve devletin değil yine kendisinin hizmetkârı ve kölesidir. İşin özü budur. Hizmetkârlıktan ve kölelikten maksat kişinin kendisinin hizmetkârı ve kölesi olduğunun açık bir anlatımıdır. Bundan başka mana çıkartmanın, öküz altında buzağı aramanın anlamı yoktur ve olamaz.
Evet, saygıdeğer okurlar ve sorumluluk duygusuyla yaşamını idame ettiren akıl izan sahibi insanlar. Yüce Allah’ın inayetiyle Dünya Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşları önderliğinde fakir ama onurlu ve gururlu atalarımızın canı ve kanı pahasına yokluk ve yoksulluk yanında şer güçlerle yaptıkları kurtuluş savaşı mücadelesi sonunda kazanılan ve dünyanın en stratejik noktasında kurularak bizlere emanet edilen eşsiz vatanımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde yaşamlarını idame ettiren hepimiz birbirimizin hizmetkârı ve kölesiyiz.
Hiçbirimizin bir diğerimize zerre kadar üstünlüğümüz ve ayrıcalığımız yoktur. Olmaz ve asla olamaz. Ama bugüne kadar ve halen oluyor, buna ne dersiniz diyenlere, kusuru karşındakinde değil, sen kendinde ara deriz.
Çükü akıl izan sahibi insan hatayı bir yapar, iki yapar, haydi olmaz ve olmamalı ama üç kez yapar! Biz ne 3’ü,ne 5’i nede 105 kez değil, ne yazık ki ülkemiz kurulduğu günden buyana hata yapıyoruz. Toplum kendisinin ve ülkenin idareciliğine soyunanların yalanlarını yanlışlarını ve çevirdikleri entrikalarını yine kendilerinin yaptıkları ve yapacakları hatalar ve yanlışlarını görerek öğrenecektir. Görülen o ki öğreniyorlar. Çünkü herkes işinin ve aşının hizmetkârıdır ve kölesidir anlayışı toplumun belli bir kesimi tarafından yavaş yavaş benimsenmeye başlandı.
Bu toplumumuz adına çok önemli bir gelişme ve değişmedir. Hiçbir seçilmiş ve atanmış hatta sivil toplum kuruluşu ya da toplum önderi insanları geçmişten gelen alışanlıklar nedeniyle yalandan yere dışlayamayacak. Çünkü insanların büyük çoğunluğu artık seçilmiş ve atanmışların devlet adına kendilerine hizmet etmek için görev aldıklarını ve kendileri adına bizlerin hizmetkârı ve kölesi olduklarını biliyor. İşte bu yüzden diyoruz ki herkes kendisi ve kendi güvenli geleceği adına Türk Milletinin ve devletinin hizmetkârı değil kölesi olmak zorunda. Ama bugüne kadar elinden ekmek yedikleri ve her türlü nimetlerinden azami ölçüde faydalandıkları gibi bir avuç yandaşlarına ballı börek yedirdikleri millete ve devlete kölelik, hizmetkârlık efendilik edeceklerine efelik ettiler. Ve halende efelik etmeye devam ediyorlar.
Başta devletimizin ve milletimizin Cumhurbaşkanı olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına aziz Türk milletine hizmet etmek için yola çıkarak, aziz milletin çoğunluğunun oyu ile seçilerek iktidar olmuş, yine aziz milletin tek tek sandığa attığı namus olarak addettiğimiz oylarıyla iktidarı millet ve devlet adına denetleyerek doğrularında tebrik, yanlışlarında tenkit ederek taraftarlarının verdiği oyun hakkını vermek suretiyle oy potansiyelini yükseltmeleri için muhalefet görevi verdiği bütün partiler, gerek yeni kurulmuş, gerekse eski kurulmuş olmalarına rağmen bir önceki yerel ve genel seçimlerde oyların artırmış ya da düşürmüş olsalar dahi kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmalarına kaldıkları yerden daha ciddi bir şekilde devam etmek mecburiyetinde olan bütün siyasi partiler, meslekleri ve meslektaşlarının hak ve menfaatlerini korumak ve kollamak gayesiyle kurulmuş bütün sivil toplum kuruluşları ile yazılı görsel ve işitsel basın kurum ve kuruluşları, memleketin esnaf ve sanatkârları cennet vatan ülke ile aziz milletin hizmetkârlığından öte kölesidir, kölesi! Kölesi olarak çalışmak zorunda olan hizmetkârıdır.
Milletin oylarıyla Milletin ve devletin hizmetkârı olması gerektiği gibi bugüne kadar milletinin ve devletinin önünde saygı ile eğilerek bir başka isteğiniz ve arzunuz var mı demek yerine milleti ve devleti kendi önlerine eğdiler, aziz milleti ezdiler, büzdüler ve ağzımızdaki otuz iki dişimiz gibi bir kenara dizdiler. Hala da dizmeye devam etmektedirler. Ancak günümüz iktidarı geçmiş iktidar ve muhalefet partilerine oranla milletin kulağını kesip ağzına verme konusunda işlerinin piri olduğunu, olmaz denilenleri oldurdukları ya da oldurmak için gerekeni yaptıklarını yakından takip etme imkânı bulan ya da kendine bu imkânı yaratan akıl izan sahibi vatandaşın büyük bir çoğunluğunun gözünü açmıştır.
Atalarımız yaptığı olumlu çalışmalarının yanında azda olsa sergilediği olumsuz çalışmaları ile akıl izan sahibi insanların siyasilere ve siyasetçilere karşı nasıl bakmaları ve onlara karşı ne şekilde davranmaları gerektiği yolunda kafalarında şimşek çaktırarak gözlerinin açılmasına çok önemli katkı sağlayanlar için “yiğidi öldür, ama hakkını ver” demiş. Bizde öyle yapıyoruz.
Geçmişte görev yapanların havadan bakmalarını doğru bulmadığı gözlenen halkın büyük çoğunluğunun desteği ile geçmiştekilerden daha güçlü olarak iktidarda olduğu için aba altından sopa göstererek cesur düşünüp sağlıklı ve güvenli yaşamanın gerekliliğini ortaya koyarak halkın gözünün açılmasına çok önemli katkı sağlamıştır. Bu cesur girişimin ne getirip ne götüreceğini zaman gösterecektir diyerek yorumu siz saygıdeğer okurlarımıza bırakalım.
Ve biz yine başladığımız yere geri dönerek her ne olursa olsun ne giderse gitsin millet olmadan devlet olmayacağına göre millete efelik yok efendilik var diyoruz ve ekliyoruz. Devletimiz kurulduğu günden buyana ülkemizin ve milletimizin sevk ve idaresine gelenler halkımıza günlük ekmeğini çıkarmaktan öteye yarını için düşünme şansı vermemiştir. Günümüz iktidarınca insanlarımıza bu önemli şans yavaş yavaş verilir gibi gözükürken eski alışkanlıklar bazı kurum ve kuruluşlarda kendilerini ve yandaşlarını düşünen birkaç kendini bilmez tarafından yaşanıyor ve yaşatılıyor olsa da, tabansız olan bu tabuları yıkmak o kadar da zor değil diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Halk Kendine Geliyor