Dalgıcın belinde halat eksik olmazdı. Dalgalara rağmen denize halatla dalar ve kayıkları kenara çekerdi. Kasabada ona “Halatçı Dalgıç” denirdi.
Ona göre hayatın anlamı, deniz, kayık ve balık üçlüsüyle tanımlanırdı. Halatçı dalgıç, balıkçı barınağında kalır, halatların üzerinde uyurdu. Eve üç günde bir gidebilirdi.
Kayıkların geldiğini görünce güler ve mutlu olurdu. Belindeki halatını kontrol eder, kayığın kenara yaklaşmasını beklerken de gülerdi. Kayıkçıya yol göstermek üzere gerekli işareti verirdi. Kayıkçı ayağa kalktığında halatın ucundan tutar ve ona atar, kayığın ön tarafına da diğer ucunu bağlar ve kenardaki kalasa denk gelecek şekilde iyice yanaşırdı.
Halatçı görevini ustaca yapar ve kayığı çekmeye başlardı. İnat eden köpek gibi, kenara çıkmak istemeyen kayık, halatçının gücüne boyun eğmek zorunda kalırdı. Kayık balık dolu da olsa kazıklara bindiğinde kumun üzerine çekilirdi. Halatçı kayığı direğe yaklaştırır ve bağlardı. Balığın bereketli olsun, hayrını gör der ve dinlenmeye çekilirdi.
Halatçı, kayığı çektiği için karşılığında para veya balık alırdı. Böylece ailesinin günlük nafakasını çıkarırdı.
Kayıktaki balık, toptancılara satılırdı. Dalgıç, kayıkçıya balıkları satalım öyle yemeğe gideriz, dedi. Rüzgâr sertleşti, gelen olmayacağını zannettiler. Biraz sonra toptancılar gelip balıkların hepsini satın aldılar. Peşinden kayıkçıyla birlikte yemeğe gittiler.
Yemekte sohbet ettiler. Yan masadaki kayıkçı da onların misafiri oldu. Geçen sene kenara çıkarken kayığı kayalara çarptığında denize düşmüş ve kıyıya zorlan çıkmıştı. Hastanede on gün kalmış ve öyle iyileşebilmişti.
Balıkçının kaderi, dalgalara bağlıdır, dedi kayıkçı. Boğulabilirdim, kurtulmam dalgaların bir an üzerinde kalıp kenara atılmam oldu. Öldürmeyen Allah da öldürmüyordu.
Dalgıç, deniz kazaları büyük talihsizliktir. Dalgasız denizde kenara çıkmak zevk verir. Fakat deniz çıktı dalga başladı mı her an taşlara çarpabilirsin. Onun için deniz ustalık ister. Suyun üzerindesin. Her an her şey olabilir.
Yemekten sonra deniz kenarına giden dalgıç, halatı düzenledi ve kayıkların gelmesini beklemeye başladı. Kayıkların sesiyle yüzü güldü. Balık dolu gelirler de boşa çalışmamış olurlar, dedi.
Dalgıç kayığı çekmiş ise bereketli satış oluyordu. Onun için kayıkçılar dalgıcı beklerlerdi.
Hasan TANRIVERDİ