Geldi geliyor derken Ekim ayı da geldi sonunda. Bir haftasını tükettik bile. Zaman su gibi akacak tabi, huyu, tabiyatı bu.
Haftanın ilk günlerinde Ankara Üniversitesi ibni Sina Hastanesi’nde rutin tetkik ve rapor işlemlerimi yaptırdım.
Gözlemlerim şunlar ki insanları şehrin epeyce uzağına yapılan hasta garantili büyük ve karmaşık şehir hastanelerine yönlendirme amaçlı kapatılan, işlevselliği azaltılmaya çalışılan şehir içindeki hastanelerine halk, hem yakınlığı, ulaşım kolaylığı gibi nedenlerden hem de köklülüğü ve alışılmışlığı gibi nedenlerden sahip çıkıyor ve bu hastanelere gitmeyi tercih ediyor, ben de bunlardan biriyim.
Şehir içindeki hastanelerimiz durmalı, poliklinik hizmetleri vermeye devam edilmeli.
Şehir dışındaki bu uzak, büyük, ve karmaşık hastanelerin ‘hasta yatış senatoryumları’ olarak kullanılırsının daha verimli olacağını söyleyebilirim uzman bir eğitimci gözüyle.
Bir çok tetkik için gittiğim bölümlerde düzenin yeniden sağlandığı, her bölümde tetkik numunesi alan elemanların tecrübeli oluşları, özellikle kan alan hemşirelerin düzenli ve özenli oluşları takdire şayandı.
Sağlık tetkik işlemlerimi bir bir yaptırdık, emeği geçen her sağlık çalışanına teşekkür ediyorum.
Özellikle gencecik hekimlerimize maşallahlarımla bakarken her birine gurur duydum ve içimden dualar ettim bir eğitimci anne olarak.
Bu gün bir hekim yetiştirmek kolay mı? Gençlerimiz açısından bakarsak hekimlik eğitimi kolay mı, hekimlik mesleğini yürütmek kolay mı? Hiç kolay değil.
Bununla kalmadım işim bitip ayrılırken de ‘iyi insanlarla karşılaşın yavum’ diyerek dualar ettim onlara.
Bir topluma eğitimli ve disiplinli gençler kazandıran aileleri ve bu eğitimlere emeği geçenleri kutluyorum.
Demek ki neymiş insanı tedavi eden devasa hastane binaları değil hekimler ve sağlık elemanları ve görevlileriymiş.
Gelelim haftanın ikinci kayda değer olayına.
Çocuk ve Gençlik Edabiyatı Derneğinin Ankara Gençlik Parkı içindeki Necip Fazıl Salonun’da yapılan 11. Sempozyumuna.
Bu seneki konu ‘Destan, Masal, Bilmece, Çocuk Oyunları’ gibi oldukça önemli bir konuydu.
Daha önceki yıllarda Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Derneği’nin düzenlediği bu sempozyumlarında ben de bildiriler sunmuştum, ancak derneğin bu sene düzenlenen 11.sempozyumunun kısa bir bölümüne dinleyici olarak katılma şansım oldu. Çok değerli bilgi ve çalışmaları dinledik.
Eşimin vefatı nedeniyle iki aydır içinde yaşadığım ve bulunduğum üzüntülü hüzün ve taziye döneminden sonra çok iyi geldi bir sempozyumda ilgi de duyduğum bilimsel konuşmaları ve bildirileri dinlemek.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kültür Sanat etkinliklerinin broşürünü de dindim ve inceledim. Ekim ayında Ankaramıza yakışacak çok değerli oyun, film, Mehteran, konser gibi kutlama etkinlikleri var, kutlu olsun.
Anlayacağınız güzel geçti bir haftam.
Darısı ekimin diğer haftalarına.
Ne de olsa Ekim ayı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarını barındırıyor. Kutlu olsun hepimize, nice istendik ekimlere.
Şükran Uçkaç Yargı Sazsızozan 3-5 Ekim Ankara