Vefatla, aramızdan ayrılanların ardından duygularımı sayfalara aktarmak, zorlandığım yazılarolarak çıkar karşıma. Ama yazarım, yazmaya çalışırım yinede.
H. Rıdvan Çongur, Türk Dili sevdalısı, bildiğini açık açık söylemekten çekinmeyen, eleştirilerini yüksek seviyede yapan, açık sözlü, temiz yürekli bir büyüğümüzdü. Şiirimiz, edebiyatımız O’nun öz evlatları gibiydi. Bunların üzerinde titrer, bir santim, bir kelime taviz vermezdi. Benim ağabey olarak hitab ettiğim birkaç kişiden, birkaç isimden biriydi. Rahatsızlandığım, ameliyat geçirdiğim günlerde, O’da rahatsızdı.
Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği İLESAM’ın yönetiminde birlikte çalıştığımız yıllarda, daha çok bir araya geldiğimizde, titizlik ve duyarlılığını sıklıkla gösterdiğini hatırlıyorum. Rahmetli Ahmet Tufan Şentürk’le yakın dostlukları nedeniyle, Seyran bağlarındaki Ahmet Tufan Şentürk evinde, sıklıkla bir araya geldiklerini zaman zaman tartıştıklarını, Cuma namazlarını evde birlikte kıldıklarını, Mezarlık Kültürümüzden Örnekler kitabımın 290,291. sayfalarında yeralan 4 bölümlük “İşte geldik gidiyoruz” adlı 15 Eylül 2004 yazılış tarihli H.Rıdvan Çongur şiirini burada ilk kez dinlediğimi hatırlıyorum.
Bu şiir “Olur ya bir sabah erken/Emr-i Hak vaki olursa/Bülbül susmuş, Ezan okunmuş /Güneş doğmuş olmalı” diye başlıyor, “Ölmüş olabilirm/Varsın olsun yine de/Her sabah ki gibi uyanmak/Yatağımdan kalkmak/Traş olmak, Kahvaltı yapmak/Yarım cıgaramı tüttüre tüttüre çayımı yudumlamak/Yazsa balkonda sabah kahvesini/Karımla birlikte içmek isterim” diye devam ediyor ve ikinci bölümün başında; “Günlerden Cuma olabilir/Vakit öğle üzeri/Seyran Bağları’nda Ahmet Tufan’la/Mutfakta çorbayı karıştırmalı/İsa gelmeli/Sonra namaza durmalı/Yemek yemeli, kahve içmeli/Konuşmalı, tartışmalı, helalleşmeliyim” diyerek, ölümle ne kadar yakın ve iç içe olduğunu gösteriyordu.
H.Rıdvan Çongur: 26 Temmuz 1932 tarihinde Bilecik’de doğdu. Eskişehir lisesinden 1950, AÜ.İlahiyat Fakültesinden 1962 yılında mezun oldu. 1959 yılında Ankara Radyosunda çalışmaya başladı. TRT Radyolarında değişik görevlerde bulundu. TRT Yayın Tanıtma Planlama Dairesi Başkanlığı, Başbakanlık Müşavirliği, Devlet Planlama Teşkilatı Yayın-Temsil Müdürlüğü yaptı.
1982 yılında emekli olan Sürekli Basın Kartı sahibi Anadolu, Gazi ve Selçuk Üniversitelerinin İletişim Fakültelerinde dersler veren, Radyo ve Televizyonlarda okuduğu şiirlerle, gür sesiyle tanınan H.Rıdvan Çongur 1950 yılından itibaren, İkbal Varlık, Türk Yurdu gibi dergilerde yazmaya başladı. Şiir, deneme, araştırma ve biyograf türünde pek çok kitap yayınladı. Ses, Dil tartışmaları, İlhan Geçer, Ahmet Tufan Şentürk isimli kitapları ve öteki yayınlarıyla dikkat çeken H.Rıdvan Çongur 14 Mart 2013 tarihinde Ankara’da vefat etti, 15 Mart 2013 tarihinde Kocatepe Camiinde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra, Cebeci Asri mezarlığında toprağa verildi.
Bir Anı: Ağustos 1997’de Ankara Gazeteciler Cemiyeti yayınları arasında çıkan, “Türk Basınında Unutamadıklarımız” adlı vefat eden gazetecilere yönelik, biyografi kitabımdan bir adet Ahmet Tufan Şentürk ağabeyime bırakmıştım. Rıdvan abi, bu kitabı A.Tufan’ın evinde görüp, beni telefonla aradı: “İsa bu kitap da biz niye yoğuz?” diye sordu. “Abi siz o kitapda yer alamazsınız” deyince “Hadi ben yoğum, A.Tufan niye yok?” diye ısrar edince “Abi O’da yer alamaz bu kitapda” diye söyleyince, kızarak “Ahmet bak, sende yer alamazmışsın bu kitapta öyle söylüyor. Bak kerata, neler söylüyor” diye söyleyince; “Abi bu kitap da vefat eden gazeteciler yer alıyor.. Siz vefat ettiniz mi?” diye sordum.. “Yav kusara bakma, biz yaşayanlar olarak düşündük” diye cevap vermişti, vermişler, biraz mahçup, gülüşmüşlerdi.