Bu yıl güz yağmurları hiç dinmedi. Onun için de insanlar bahçeye inmedi. Her gün yağmur mu? olur diye isyan etti. Fakat yağmur dinlemedi ve yağmaya devam etti.
Yaşlılar yağmurlu geçen böyle bir yıla “çürüme” diyordu. Dereler sürekli çağladı. Yol kenarlarında arkların açılması çalışmaları bıkkınlık yarattı. Köylüler, yollarda toplanan sularının heyelana neden olacağı korkusuyla, diken üzerindeymiş gibi çile çektiler.
Meyvenin olgunlaşmasına bakmaksızın, toplayıp mereğe depoladılar. Babam, meyve için iyi rüya görmeyeceğiz, derdi. Derdi ama içi de sızlardı. Kış nasıl geçirilecekti. Babam, bu yoklukta Allah nasibimizi verecek, çok çalıştık, diyordu.
Sebzelere ve bahçe çayırına, gün doğmuştu. Çayır biçildi fakat kuruması problem oldu. Tarladaki fasulyeleri toplamakla bitirilemedi. Sebzelerin yaprakları kırılıp ineklere verildi.
Yağmurlar dinse de dere kaşlarından birkaç yerin kopmasından büyüklerimiz tedirgin olmuştu. Olay heyelanın daha büyük olabilmesinden kaynaklanıyordu.
Yağmur, sel ve heyelan olaylarından korkulurken, yıldırımın düştüğü ev yanmaktan kurtulamadı. Yıldırım öyle ki elektrikli ev aletlerini önce yaktı ve aletler de evin yanmasına neden oldu. Yıldırımın eve isabet etmesini, açık giden kabloların yağmurun etkisiyle geçirgenliği olarak değerlendirdiler.
Evin enkaza dönüşmesi karşısında hemen herkes korktu. Köyün elektrik sistemi kontrol edilerek, aksayan yanlar onarıldı. Gelişi güzel yapılan yerler yenilendi. Köyde yıldırım olayı da felaketler grubuna eklenmiş oldu.
Felaket geliyorum demiyor. Yağmurla birlikte gevşeyen toprak, peşinden olmaz denilen olayları karşımıza çıkarıyordu. Evinin önündeki büyük kiraz ağacının rüzgârında etkisiyle kopması sonucu, çatı çöktü ve kapıda duran araba hurdaya döndü. Felaket geliyorum demiyor. Kimse böyle bir olay olur, düşünmezdi.
Güz yağmurlarıyla başlayan olayların devam etmemesi için ağaçlar budandı. Yolların arkları açıldı. Suyun kanalından bahçelere sapmaması sağlandı.
Yapılan işleri uygun olarak ortaya çıkartmazsan sonuç bir yerden problem doğuracaktır.
Kuruduğu kadarıyla çayır yığın hâline getirildi. Sebzeler günlük olarak kırıldı ve ineklere besin oldu. Çürüklükte meyvelerden gerekli randıman alınamadı.
Güz yağmurları biraz olsun ara verdi. Bundan faydalanıp bahçe işleri yapıldı. Tüm ağaçlar budandı. Meyvelerin olgunlaşması beklenmedi.
Evlerin çatıları onarıldı.
Doğayı kurallarına göre kabullenmenin gereği anlaşıldı.
Hasan TANRIVERDİ