Merhaba/tün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Filmlerde ve dizilerde (özellikle Türk filmleri ve dizilerinde) yalanı en bağışlanamaz suç olarak izledik yıllarca. “Yalan söylüyorsun, yalaaaannn” repliği dilimize bir dolandı ki, çekip çıkarabilene aşk olsun.
Sevgilisi kendisine yalan söyledi diye meyhanelere düşüp berduş olanlar mı istersiniz, yollara düşüp gezgin olanlar mı, hepsi vardı o filmlerde. “Sana ne yaptı?” sorusuna, “yalan söyledi yalaaaannn” cevabını alınca, kalabalığın dehşetle açılan gözleri falan…
Tamam, bu biraz abartılı oldu, ama zaten film sonuçta, gerçek değil. Biraz abartmak hakkıdır. O abartıyı minimalize edip, gerçek hayata uyarlarsak çıkartılacak ders şu; Yalan söylemek kötüdür, dürüstlük iyidir! Ama güvenmekte iyidir. Zaten güven duygusunu karşıya vermezsen karşıdan tereddütlü sevgi alırsın. Sevgi öyle heder edilecek bir duygu değildir. Zamanında güven verip aldığın sevgi güveni sarstığın anda sevgi senden yalın ayak kaçar geldiği kalbe.. Ve artık her şey bitmiştir o beraberliği hiç bir düğüm, hiç bir dikiş bir arada tutmaz…
Hele ki sevgiliye yalan söylemek en kötüsüdür ve sevgiliye dürüst olmak da en iyisi (Keşke buradaki orantının ters mi doğru mu olduğunun ayırtına varabilseydim, neyse).
Duygu temelli bütün ilişkilerde yalandan uzak durmak gerekir tabi. Ya da ilişkiyi falan boş verin, ilişki olsun olmasın yalandan, kendine söylemek de dâhil (çünkü kendine güveni yok eder), uzak durmak gerekir. Sevgiliye söylemekten özellikle uzak durulmasının nedeni de, diğerlerine nazaran daha hassas bir dengesinin olması ve yalanın bu dengeyi çabucak bozabilmesi. Kim ister güven duymadığı biriyle ilişki yaşamayı? Hadi diyelim birileri ister; iyi de o ilişki ne kadar sağlıklı olabilir?
Cevabı sorunun içinde gizli… Bu arada sözüm yalanlar söyleyip türlü türlü işler çeviren, niyeti kötülere değil. Onlara ne desem boş! Belki durumu kurtarmak için, belki sevgilisini üzmemek için ya da başka herhangi bir neden için küçücük, minicik bembeyaz, akça pakça yalanlar söyleyen iyi niyet kumkumalarına benim sözüm.
Güven ruh, gibidir terk ettiği bedene asla geri dönmez. Bu yüzden, ne terk eden, ne de terk edilen olun. Kaybetmeyin, yakımlar yasatmayın sizin yap mis öldüklerinizin bedellerini bir başkası ödemesin.
Hiç şüphesiz bir ilişkiyi ayakta tutan 3 bacağından biri güvendir…
İlişkilerin bir numaralı düşmanı olan güven sorunu, genelde kişinin çocukluk ve ilk gençlik yıllarında yaşadığı olumsuz deneyimlerden ve travmalardan kaynaklanır.
İnsan ilişkilerinde güven, en güçlü araçlardan biridir. Kişi, emanet edildiği güven ile bir insanı kazanabilir ya da kırabilir.
Çoğu zaman insanlar size sadık kalır, sözlerini tutar ve güveninizi kazanabilir. Ancak, bazı insanların sizi aldatması da hayatın bir parçasıdır. Ne kadar iyi olursanız olun, birçok kez aldatılacaksınız. Bu nedenle, herkese kolayca güvenmemeniz gereklidir. Birine olan güvensizlik söz konusu olduğunda o insana karşı hep bir şüpheyle yaklaşırız. İçimizde ona karşı hep bir kuşku olur. Bu insan ister sevgili, ister bir dost veya bir arkadaş olsun fark etmez.
Bir ilişkide güvensizlik varsa, oradaki sevgi yalandır ve güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır.
Güven ağacının bütün dalları kırılmış bir insanın meyve vermesini beklemeyin.
Hayatta en önemli şey güven duygusudur, öyle gidip bakkaldan 1 kilo şeker, 1 paket sigara, 1 adet ekmek almak gibi bir şey değildir ki güven. İnsanız hissetmek isteriz en derinlerde bunu. Hissedemeyince kırılan üzülen taraf oluruz hep. Bir ağacı aşılamak gibidir bir insana güven vermek, ağacı aşılarsak istediğimiz verimi alırız. Aşılamazsak ağacın bize verdiği kadarını, yani kısacası güven alınmaz, güven verilir.
Güven, kendini emniyetli hissetme halidir. Bir his ama özel yaşanabilenen his, bana güven demekle olunmuyor hemencecik…
Aslında kişi kendine güvenmekle başlamalı. Her daim ne olur ne olursa olsun. Ben bunu başarabilirim, yapabilirim diyebilmeli insan. Bir dosta arkadaşa sevgiliye güvenmekten önce kendine güvenmeli insan.
Güvenin olmadığı yerde huzur ve mutluluk olmaz, hep bir kuşku vardır. Çocuğun annesine, sevgilinin sevgiliye, işverenin işçisine, komutanının askerine sırtını dönebilmesidir.
Güven kaybında ne cüzdanını bırakabilirsin ortaya ne de gözlerini yumabilirsin huzurlu uykulara, ne içini dökebilirsin, ne de sımsıkı sarılabilirsin güvenini kaybettiğin insana.
#öskurşun#