Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
GÜVEN
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre, Güven ne demek, anlama gelir?..
– Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat…
– Yüreklilik, cesaret…
Başkalarına karşı beslediğimiz güvenin en büyük kısmını doğuran, kendimize olan güvenimizdir…
“Geçici bir güven uğruna temel özgürlüklerinden vazgeçenler, ne özgürlüğü hak ederler ne de güveni.” Demiş Benjamin Franklin
Zordur bir insanla hayatı paylaşmak… Her yönü ile tanımak, her şeyiyle kabul etmek ve ona tüm duygularınızı açabilmek. Tüm bunlara olanak sağlayan bir his vardır ki: Güven____
Güven kelimesinin anlamı tektir, ama kişiden kişiye göre değişir. Başınızı yasladığımız bir omuz, size uzanan bir el, kimi zaman da sizi içtenlikle dinleyen bir çift gözdür. Her insan yaşamı boyunca güvenme ihtiyacı duyar. Çünkü yaşamın en temel gereksinimlerinden biridir, güvende olmak. Kendini güvende hissetmek… Dostlarınız, arkadaşlarınız, eşiniz size güven verebildikleri ve güvendiğiniz için yanınızdadır.
İlişkiler üçayaklı bir masa gibidir. Masanın üçayağıdır, Sevgi-saygı-güven. Bir tanesi kırılsa, masa sallanmaya başlar, sonunda devrilebilir. Kimi zaman ilişkiler de yapılan hatalar, kıskançlıklar, aldatmalar güven kaybına sebebiyet verir.
Günlük yaşamımızda birçok kişi ile etkileşim halindeyiz… Kimileriyle ticarî, kimileriyle birlikte çalışma, kimileriyle sadece selamlaşıp geçme veya ayaküstü kısa bir sohbet şeklindedir…
Bazı kimselerle ise dertlerimizi, sıkıntılarımızı, endişelerimizi, sevinçlerimizi, mutluluk ve hasretlerimizi paylaşırız. Hayat onlarla daha güzel ve daha anlamlı hâle gelir. İç dünyamızı açabildiğimiz bu insanlar doğrularımızı ve yanlışlarımızı, iyi ve kötü yönlerimizi dostça söylerler.
Hayallerimizi, isteklerimizi, daha doğrusu kendimizi gerçekleştiririz onlarla birlikte. Ve onların yanında “gerçek BEN” oluruz. Dostluğu, arkadaşlığı, kardeşliği, sırdaşlığı, dürüstlüğü onlarla yaşarız. Gerçek dostluk ve arkadaşlıklar yılların geçmesi, insanların birbirini tanıması, anlaması ve güven duygusuyla kurulur.
Güveni sarsmadan bu güzel ilişkileri hayat boyu sürdürmek gerçekten zordur. Güven sarsılınca bütün ilişkiler bir anda yıkılır; yere düşen cam misali paramparça olur. Çünkü güven duygusu insanları birbirine bağlayan, birbirleri ile olan ilişkilerini perçinleyen bir mıknatıs gibidir.
Bir insana güvenebiliyorsanız, kendinizi onun yanında daha iyi hisseder, tereddüt etmezsiniz. Size zarar vereceğinden kuşku duymaz, olduğu gibi kabul edersiniz. Yanında huzur duyar, her şeyinizi paylaşabilir, kontrol etme ihtiyacı duymazsınız. Güven kaybı ise, ilişkilerin kırılma noktası olur çoğu zaman. Güveni ise kıran size verilen tutarsız, kaçamak ve olumsuz cevaplardır ve bazen yakalanan yalanlardır… Bir de lafı lafa boğmak meselesi vardır ki bu döner dolaşır size yapışır… Yani kendine zaten olamayan güvensizliğinizi size bulaştırır… O zaten güvensizlik yaptığını bilmektedir size güveni yokmuş paravanını ortaya koyar…
İşte bu noktada, karşınızdaki insanı hala seviyor olabilir, ona saygı da duyabilir ama güvenmeyebilirsiniz. Güven eksikliği ise bir ilişki için çok şeyi ifade eder. Zor kazanılan bir duygudur, kaybedildiğinde ise geri kazanmak zaman alır…
Güvensizlik ailede; eşler arasında, çocuklarla anne-baba arasında, işyerinde; işverenle işçiler, yönetilenlerle yöneticiler arasında, ülkelerde; devlet ile fertler arasında ve kurumlar arasında olduğu zaman hiçbir şey yolunda gitmez. Bu durumda insan gücünü kullanamaz, güzel duygularını sergileyemez, yapabileceklerini yapamaz, yenilikleri deneyemez, ilişkiler sıradanlaşır, hayat rutin hale gelir, maddi ve manevî kazanımlar biter…
Güven duygusu olmayan bir aile düşünün; anne-baba birbirine, çocuklar anne-babaya güvenmiyor, aynı çatı altında olmalarına rağmen kimse niyetini, yapacaklarını çeşitli endişelerini açıkça söyleyemiyor. Orada ailenin hangi ferdinin düşüncesi, sevinci, acısı veya derdi paylaşılır ki? Kim gerçek duygusunu açıklar ve kim dürüst olur? Bu ailede olsa olsa, sorunlu, kendine güveni olmayan, sevgiden mahrum çocuklar; birbirini yiyip bitiren, kendi menfaati için diğerini istismar eden, kızgın, bunalmış, yorgun eşler olur.
Duygu ve düşüncelerini, ideallerini, hayallerini, güçlü ve zayıf yanlarını açıkça ortaya koyabilme ve bundan zarar görmeme güvencesine sahip fertlerden oluşan bir ailede bir toplumda, bir ülkede, anlayış, sevgi, hoşgörü, şefkat, merhamet, huzur ve mutluluk esintileri hakimdir; acılar, sevinçler, endişeler hep birlikte paylaşılır; hayâl ve özlemler birlikte gerçekleştirilmeye çalışılır.
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı baş başa bırak___ demiş Mevlana
Hep birlikte güvenli yarınlara ulaşmak ve insani duygulara sahip bir ömür dileğiyle sevin, sevilin, güvenin ve güvelinin, hayat sevince güzel, güvenince daha güzel.
Diyelim ki her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız, güven dolu günler dilerim.
Umut ve sevgi gönül sofranızın baş tacı olsun… Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun