Bulutlar gökyüzünü kapatma sevdasındaydı. Yer yüzüne sis gibi çökmek isterken, güneş de aralardan aydınlatmaya devam ediyordu. Güneşin karşı tepede olduğunu gördüm ve o tarafa geçmek istedim. Parkın kümelenmiş çiçeklerini, ağaçların gölgelerini çevremdekilerle beraber izledim.
Parkın üzerinden giden teleferikle karşı tarafa geçerken, güneşle bulutların oynaşmasını gördüm. Bulutlar parkın güzelliğini de sis içinde bırakmaya kararlıydı. Belki de çiçeklerin kokuları hissedilmeyecekti.
Bahar dalı renklenmiş ve her dal çiçeklerle süslenmişti.
Parkı kısa sürede geçemedik. Güneşin ışınlarıyla çiçeklere bakmak istiyordum. Parkın heykelleri gözüme takıldı. Heykeller gökyüzünün maviliği gibi parladı. Heykelin kaidesindeki ortanca, çevresini kapatmıştı. Heykeller havuza yakındı. Havuzun kenarındaki bitkiler ise daha çok büyümüş ve havuzun etrafını iyice kaplamışlardı.
Erguvanların diplerindeki sardunyalar çiçeklerini açmaya hazırlıyordu. Güzelliklerini taçlandırmak için az kalmıştı. Parkın yürüyüş yollarının kenarında da sardunyalar güzelliklerini sergiliyordu. Yürüyüş yolunun ince kırmızı çakılları güneşin ışınlarını yansıtıyordu. Gözümüze kırmızı ile mavi arasında gözüküyordu.
Parkın bankları öğrencilerin tartışmasına sahne oluyordu. Çünkü sınav korkusu yaşıyorlardı.
Oynaşan bulutlar parkın güzelliğine göz dikmiş, havuz başındakiler, tedirgin olmuşlardı. Esinti resmen geldim, diyordu. Yağmur ile birlik olan bu esinti bir süre sonra amacına ulaşacaktı.
Ormana sığınan atlılar gibi öğrenciler parktan uzaklaşmaya başladılar. Kapalı bir yere sığınmanın peşine düştüler. Bir anda parkta kimse kalmadı. Nerede ise heykeller de kaçacaklardı. Ağaçlar ve çiçekler yalnız kalacaktı.
Fıskiyenin suyu çevresini ıslattı. Rüzgâr sert esmeye başladı. Yağmur bir anda geldi sayılır. Kaçanlar ıslanmaktan kurtulmuştu. Teleferikle gelenler doğrudan okula yöneldiler. Hareketler seri olarak yapılıyordu. Yağmurun şiddeti artmıştı.
Parkı sel aldı. Havuz, yağmurun işgaline uğradı. Kapalı çay ocağından parkı izlemek güzeldi. Güneşin tarafından izlemek hiçbir şeyi değiştirmedi. Çünkü güneş etkisizleşmişti.
Parkın bir sabahı da böyle geçti. Çünkü bulutların azizliğine uğramıştık.
Hasan TANRIVERDİ