Demokrasiyi ne diye istiyoruz? Devlette sadakat (kayırma) değil, liyakat egemen olsun diye… Yoksa ne diye ağrımayan başımızı ağrıtalım ki?… Yoksa ne diye vicdan (adam sendeci karşıtı) muhasebesi yapalım ki?…
· Liyakati ne diye istiyoruz? Çalıp çırpma değil, çalışıp çabalama ödüllendirilsin diye… Yoksa ne diye etliye sütlüye karışalım ki?… Yoksa ne diye onur (enayilik karşıtı) mücadelesi yapalım ki?..
· HSYK seçim haberlerine bakar mısınız, liyakat değil sadakat yarışı yaşanıyor.
· PKK Batılı “müttefiklerimiz” için PKK terör örgütü değil müttefik oldu. Müttefiklerimizin müttefiki bizim neyimiz olur?
· Ortadoğu bataklık mıdır çoraklık mıdır bilmem, ama artık kaçarı yok, sınırlarımızın ötesine gireceğiz galiba… Gireceğiz de çıkarken ne alacağız neleri vereceğiz şimdilik meçhul… Kırım savaşı (1853-1856) geliyor aklıma… Osmanlı İngiliz ve Fransızlarla Ruslara karşı girdiği müttefik olarak girdiği savaştan borca batak olarak çıkmıştı da…
· İslam’ın terör ürettiğine ben de inanmıyorum… Gel gör ki, devlet dini olan Şia İslam’ı ile devlet kurma iddiasında olan Sünni İslam’ın da terör ürettiği bir gerçek… Ahmet Yasevi ekolüne mi dönsek acaba?
· Bu nasıl bir okumaysa, Kuran-ı Kerimi birileri okuyor “gel kim olursan ol gel..” diyebiliyor, birileri de okuyor “benim gibi Müslüman olmayan kafirdir, katli vaciptir..”
· Alevilerin nerede ibadet ede(me)cekleri konusunda fetva verebilen devletin diyaneti, bu hususta, vakur idareyi maslahatçılığını muhafaza ediyor.
· Bir Ermeni vatandaş anlatıyormuş, “Biz bu 12 yıllık dönemde kullanamadığımız birçok haklarımızı elde ettik, rahat ibadet ediyoruz, kendimizi rahat ifade ediyoruz, vakıflarımızı ve mal varlıklarını geri aldık…”. Ermeni vatandaşın mutlu olmasına sevinmemek elde değil… Lakin aynı şey Aleviler için yapılmayınca, “cürümünüz kadar yer yakarsınız” sözü geliveriyor insanın aklına…
· Laik Müslümanlar olarak “azınlık haklarını” kabul etsek can, mal ve namus olarak daha mı güvencede oluruz ne?…
· “Çağdaş devletlerde” iktidarlar için üç tip tabiiyet vardı: Tabi olanlar, tereddütte olanlar, tehdit olanlar… Birincilere ikna gerektir, ikincilere ıslah gerektir, üçüncülere itlaf gerektir… Birinci ve ikinciler için kardeşlik kanunları uygulanır, ikinciler için “paralel yasaları” uygulanır çağdaş devletlerde(!)…
· “Paralel olmak” kimsenin tekelinde değildir; gün gelir herkes paralel ilan edilebilir!…
· Türban ortaokula inmiş… 2015 seçim kampanyaları da 18 yaş altı “türban” üzerinden yürütülecek anlaşılan…
· 18 yaş altı “türban” gündeme oturdu ya, 4 bakanın yolsuzluk fezlekeleri de 2015 seçimlerinden sonraya kalacak demektir, ne dersiniz?…
· Ağır abiler, Ortadoğu’ya da ağabeylik yapacaklardı, olmadı… Ortadoğulular kurnaz, düvel-i muazzama dişli, bizimkiler hayalperest çıktılar…
· Ve velhasıl vesselam…
24.09.2014