Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
GÜLÜMSE-SEV-GÜL
Bir biri ardına, devrilen her yıl, insandan, bir şeyler alıp, götürürken, birçok şeyleri de getirip, koyar ömür heybesine. Kaybettiklerimiz uğruna, kazandığımız ve ileriki yaşantımızda, bize fayda sağlayacak her şey tecrübedir. Her dert, her sıkıntı, her üzüntü, her kayıp, hayatın bize bir şeyler katma, bir şeyler anlatma çabasıdır. Bu çabaya kızarak, kırılarak, küserek, kendi kabuğumuza çekilerek değil, sebebini sorgulayarak, eksikliklerimizi gidererek, fazlalıklarımızı törpüleyerek ve bir daha aynı duruma düşmemek için, evvelce attığımız yanlış adımları, tekrarlamaktan vazgeçerek, hayata verdiğimiz her cevap tecrübedir… Tecrübe acıdır ve aynı zamanda paha biçilmezdir zira onu kazanabilmek adına, bir şeyi kaybetmek, bir şeyden vazgeçmek, bir derde katlanmak, bir sıkıntıyı aşmak, kısacası büyük bir bedel ödemek zorundayızdır.
Ve yazarsın tek tek ödediğin bedelleri ama kâğıtlara yazdığını unutursun da, yüreğine yazdıkların hep seninledir. Ve o mektup asla bitmez. Sevdalar zamana sığmaz, vuslatlar da bu dünyaya.
O halde hüzünlü kalpler dua ile birleşsin, yitik yüreklerde en acımasız zifirilerde olmasın, feryadı isyan edene, şahit olan Yaradan. Sabır şükür dua tuttu, seven gönüller heves istemedi, ten derdine düşmedi, ezberleyen diyebildi seviyorum seni diye, gerçekten seven susmayı öğrendi, suç oldu sevmeler, gün geldi yargılandı duygular.
Karma karışık şimdi yazılanlar, ne yazıcı anlıyor, ne de yazıcıyı okuyan.
Olsun varsın. Veda zamana sığmadı ya kalsın mahşere, tüm vuslatı sevenin yalnızda olsa, içinde de tutsa, uzakta olsa, söyleyemese de seven sevdiğini, hasret de güzel artık, olmasan da olmayacak, olsan da, bilsen de bilmesen de… Anlasan da, anlamasan da bu böyle…
Her sevgiyi büyüten sevilene olan özlemdir mutlaka. Sevdiğine bir kere olsun, gözlerinin içine bakarak ”SENİ SEVİYORUM” diyeceği anı yaşamak için çırpınmış, ömrünü sadece o anı yaşamak uğruna heba etmiş nice sevdalıların öykülerini biliriz. Biliriz de, yine de sevdiklerimizin kıymetini ancak ve ancak ayrılıkta biliriz. Genellemek tabi ki yanlış olur, ancak aynaya bakan herkes görecektir ki sevdiğine ihanet etmemiş tek bir yürek yoktur. Kimi zaman duyduğumuz bir söze kırılmışızdır. Kimi zaman, suskunluğunun sebebini hiç sorma gereği görmeden çekip gitmişizdir.
O gidişteki ilk dakikalar ve hatta ilk saatler hep intikam duygusuyla doludur. İşte o tek bir damla ile ağlamasına bile kıyamadıklarımızı yüreğimizde kurduğumuz darağacında, mantığımızda oluşturabileceğimiz savunmalarını bile dinlemeden idam ederiz çoğu zaman. Ve öfkemizin bittiği yerde yaşanan her daim pişmanlık olmuştur.
Yani aynaya baktığımızda, baştan aşağı ihanet kokarız. Ve bu tecrübeyi yaşamadıkça, çekip giderek yanından, güneşe benzettiğimiz gülüşünü özlemedikçe; aslında ondan ayrı aldığımız nefesin bile anlamsız olduğunu asla öğrenemeyiz.
“Gönül çiçeklerinin toprağı sevgi, suyu gülümsemek, güneşi gülmektir.”
İşte o üzerine titreyip, bir anlık gülüşü için ömrümüzü feda ettiğimizin bile hasretini tatmadan, onunla vuslat etmenin lezzetini asla yaşayamayız.
Hz. Mevlana: “Sen çiçek olup etrafa, gülücükler saçmaya söz ver.
Toprak olup, seni başının üstünde, taşıyan bulunur” demiş…
“İnsan, kendi çorak toprağından, güzel bir sevgi çiçeği çıkartabilmeli, o çiçeği, layık olan, bir başka toprağa ekmeli toprak, kendinde çoğaltıp o çiçeği, sevginin hâkim olduğu, bir bahçeye çevirmeli ama her kişi, evvelce ve illaki, kendi çorak toprağını, ekilip, biçilen verimli bir toprağa çevirmeli, zira çorak ve bakımsız toprakta, emek ve sevgi vermeden, sevgi çiçekleri değil, ancak ayrık otudur yetiştirebileceği…”
Hz. Mevlana’nın da dediği gibi ” aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir…”
Bence bu duygunun adı sevgidir ve sevgi yeryüzündeki en güzel dildir aynı zamanda zira Sevgi; hoşgörüyü, saygıyı, fedakârlığı, nezaketi getirir, barışı, kardeşliği, birliği, beraberliği getirir, güzel olan, iyi olan, hoş olan ne varsa getirir ve Seven insan, sever tüm yaratılmışları hiç ayırt etmeden, Yaratanın hürmetine. Zira büyük bir sevgi ile yaratılmıştır insan, sevmek için yaratılmıştır, yeryüzünde sevginin hâkim olması için…
Haydi o zaman dostlar: Her sevenin söyleyebilmesi dileğiyle bu seferki son sözümüz bu olsun…
“Olmadığın yerde bir asır yaşamaktansa, yanında bir nefeslik ömrüm olsun”
O halde dostlarım: Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız her bir anı sevgi dolu günler dilerim. Yüreği sevgiye damlayan, tüm güzel yürekli sevgili dost damlalar, gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderiyorum… Hoş kalın, hoşça kalın hep sevgiyle dostça kalın…
#ösabrikurşun#