Sabahın nefis ışınları, aydınlık bir günü müjdeliyordu. Bu davranışla yüzler güldü, hüzünlü anılar dağıldı. İyi niyetler öne çıkarıldı.
Yüzler gülerken, dillerden nağmeler döküldü. Tebessüm dudaklarda, yürekte coşku kulakta şarkı sesleri. Yüzün güzelliği tebessüm, kalbin güzelliği coşku ve vücut neşe içinde.
Gözlerinin içi gülerken, dudaklar hafif tebessüm ve yüzümüzü saran derini gençleştiğinin farkına varırız. Ne denir, “Gül ki, güller açılsın,” diye.
Neşeli ve sevgiyle dünyaya bakan insan, genç kalır. Gençliğin ve genç kalmanın ölçüsü gülmesini bilirken, neşeli olmayı kabullenmektir.
Yüreği sevgi dolu insanın işleri de başarılı olur. Çünkü yürek sevginin çokluğundan taşar. Sevgi dışa vurur. Dili tatlı konuşur, kırıcı ve iğneleyici söz etmez. Bu tür insanlar toplumda “Yüreği sevgi dolu,” Diye anılır.
Güler yüzlü, yüreği sevgi dolu ve tatlı dilli.
Acaba insanlar, bir gün boyunca rol gereği, bu özellikleri kullansa, bundan sonraki hayatına bir saatlik rolü nasıl yansıyacaktır. Bu olayın tersini düşünün. İnsan günün bir saatini, sinirli ve ekşimiş bir suratla önüne gelene ters sözler atsa, bu saati normal şartlarda geçiremez.
Bu durumda ruh sıkılır ve beden tahrip olur ve yorgun düşer. Biraz zaman geçse yüzünün derisi kırışır. İşte yüz hatlarının kırışması ve çökmesi olayı bir bakıma elimizde.
Hayata hoşgörüyle bakacaksın. Misafiri nasıl ki, koltuğa oturtuyorsun, en çirkef olayda olsa onu hoşgörü koltuğuna oturtup hoşgörü meyve suyunu ikram edeceksin.
Hoşgörü havasında, meyve sularını için misafirini kontrol edersen, davranış farklılığını göreceksin. Sevgi, neşe ve inanç ahlakı olgunlaştırır. Para ise bu değerleri bozar. Ancak bunları kullanmasını bilirsen faydalanırsın.
Cebinde bir lira varsa, ona göre gerekirse davranırsın. Bu senin bir liralık adam olduğunu göstermez. Aksine var olanla yetinen veya yetinebilen bir ahlaka sahip olduğunu gösterir. Değerli olmak burada başlar. Yeter ki, iyilik üzerine yaşamayı bilesin.
Erdem sahibi bir kişi, kötülük nedir bilmez. Davranışı insanları sevmektir.
İnsanları seven genç ve dinç kalır.