Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Bu gün günaydını heceliyorum, eklerine köklerine ayırıyorum ve diyorum ki:
GÜÇ
Güç ne kadar hızlı enerji aktarılabildiği ya da ne kadar hızlı iş yapılabildiği anlamına gelir. Birim zamanda aktarılan veya dönüştürülen enerjiye ya da yapılan işe güç denir, P simgesiyle gösterilir. Matematiksel olarak şöyle gösterilir:
İş
Güç= ——————
Zaman aralığı
Aktarılan enerji
Güç= ———————
Zaman aralığı
Dönüştürülen enerji
Güç= —————————
Zaman aralığı
Bunu Simgelerle yazarsak:
W
P=——-
Δt
ΔE
P= ——
Δt
Tabi ki ben burada matematik, fizik, cebir, kimya falan filan dersinden bahsetmeyeceğim sizlere. Çünkü buna yetkimde yok yeteneğimde. Bu konularda( matematik, fizik, cebir, kimya , edebiyat) uzmanlaşmış hocalarım dururken, benim bu konuda ahkâm kesmem hadsizlik olur ki ben haddimi bilenim…
Burada bugün insana verilen güçten yani yönetenlere, liderlere verilen ya da verilmeden alınan güçten bahsedeceğim…
Liderlik, organizasyonun başarıya ulaşması için çalışanları motive etmek ve iyi bir şekilde yönetmek; yönetimdeki dürüstlük, güven açıklık ve çalışanlara saygıyı temin ve tesis etmek olarak tanımlanmıştır…
LİDER nedir:
TDK Sözlüğünde; “bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü” ve “bir etken veya bir sebebin sonucu” olarak açıklanıyor. Bu açıklamalarda da görüldüğü gibi liderliğin özünde, liderin sahip olduğu güç ve bu güç ile sonuç üretmesi veya değişim oluşturabilmesi yatıyor…
GÜÇ nedir:
TDK sözlüğe göre 13 farklı anlamı var.
Ama biz konuya muhatap olan anlamlara bakacağız…
– Düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor…
– Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu….
– Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli…
Güç kelimesi, toplum ve bireyler tarafından çok sevilen bir kavram değildir. Güç, başkaları üzerine baskı yapan, onların davranışlarını zorlayan ve hatta kısıtlayan bir unsur olarak görülmektedir. Güç, bir bireyin başka birey ya da bireylerin davranışlarını etkileme kapasitesidir ve bu nedenle etkilenen birey etkileyen bireyin istek ve arzuları doğrultusunda faaliyette bulunur…
Güç kavramı genellikle başkalarının üzerindeki hâkimiyet (A’nın B üzerindeki gücü) olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen, Follett (1924) güç kavramının kişilerle birlikte geliştirilmesinin mümkün olabileceğini öne sürerek güce ilişkin farklı bir bakış açısı ortaya atmıştır. Follett (1973), bu tarz gücü “ortaklaşa”, “birlikte geliştirilebilir” ve “zorlayıcı” olmayan güç olarak tanımlamıştır (Coleman, 2004).
Güç ve otorite birbirlerine yakın kavramlar olsa da aslında farklı olgulardır.
Otorite, insanları etkileme salahiyeti; güç ise etkileme yeteneğidir. Bu nedenle otorite bir yetkidir ve birileri tarafından verilir, gerektiğinde de geri alınır. Güç ise, yetenektir; kazanılır ve kaybedilir, birileri tarafından verilmez, olsa olsa kazanılması için destek sağlanır…
Güç çoğu zaman zorlamayı da beraberinde getirir ve çalışma kampları, hapishaneler gibi yerlerde sıklıkla görülür. Diğer taraftan otorite, güce çok benzese de, fiziki bir zorlamayı içermeyebilir.
Her nerede olursa olsun sınırsız /kontrolsüz güç tehlikelidir…
Demokrasiyi yok edecek en büyük tehlikelerden birisi siyasi güç temerküzüdür…
Bakınız, tarihe adını altın harflerle yazdırmış bilge insanlar neler söylüyor!
Bunlar boş sözler değildir!…
Boşa söylenmiş sözler değildir, hiç değildir!..
-“Sınırsız olan güç asla istikrarlı değildir.” Tacitus
-“Bütün insanlarda bir tehlike vardır. Özgür bir ülke için tek kural şudur; güce sahip olan herkes halkın özgürlüğü için bir tehlikedir.” John Adams
-“Güç ne kadar fazla ise o kadar tehlikelidir.” Edmund Burke
-“ Eğer, insanlar melek olsalardı, o zaman devlete gerek olmazdı. Eğer melekler insanları yönetselerdi, o zaman da devleti kontrol etmeye ve sınırlamalar getirmeye gerek olmazdı.” James Madison
-“Güç söz konusu olduğunda, insanlara hiçbir zaman güvenme ve onları kötülük yapmamaları için anayasanın zincirlerine bağla.” Thomas Jefferson
-“Anayasal Devlet İlkesi, siyasal gücü elinde bulunduran kimselerin bu güçlerini kötüye kullanabileceklerinin varsayılmasını şart koşar.” John Stuart Mill
İki ya da daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirebilmek için bilinçli ve planlı bir şekilde bir araya gelerek oluşturdukları yapıya örgüt denir. Örgütlerin faaliyetlerini yürütmelerindeki en önemli faktör ise güç ya da otoritedir.
Örgütsel amaç ve hedeflere ulaşma sürecinde gücün ya da otoritenin olmaması örgütleri hareketsiz kılan bir durum olarak ifade edilebilir. Örgütsel yapıyı oluşturan en önemli unsur olan birey, yapı içerisinde yönetici, lider ya da işgören olarak yer almaktadır.
Bu bireylerin karşılıklı etkileşimlerinin sağlanmasında kullanılan yegâne faktör de güç veya otoritedir. Güç; bireyin başkalarını kendi isteği doğrultusunda harekete sevk edebilme yeteneğidir. Bireyin başkaları üzerindeki etkisiyle davranış sergilemesi için güce ve güç için de bir etkiye ihtiyaç vardır.
Örgütlerde gücün taraflar arasında (işgören ve yönetici, kadın ve erkek, azınlık ve çoğunluk vb.) eşit bir şekilde dağıtılıp dağıtılmadığına ilişkin inanç ve idealler örgütsel gücün anlaşılmasına ilişkin önemli bir noktadır…
Güç çeşitleri;
Zihin gücü. Yaşama gücü.” –
“Tanrı’nın gücü.” –
“Paranın gücü.” –
“Motorun gücü.” –
“Güçler dengesi.” –
“İnsan gücü.” –
Güç kişilerin haklarını ve mallarını ellerinden alınması, bir başkasına bağımlılık durumu yaratması ve genellikle sevgi temeline dayandırılmadan oluşturulması nedenleriyle bireyler tarafından olumsuz şekilde algılamaktadır…
Geldik son tanıma___
SİYASAL GÜÇ
Bir devletin ulusal hedeflerine ulaşabilmek için ve ulaşabildiklerini korumak, milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasal kuvvetlere denir. Ülkedeki demokrasinin gelişmişliği ile siyasi gücün etkili kullanılmasıyla birbirini tamamlar. Siyasi gücün güçlü olması, demokrasinin de güçlü olması anlamına gelmektedir. Siyasi gücün etkin ve güçlü olabilmesi için bazı şartlar yerine getirilmelidir. Buna göre öncelikle var olan kanunların toplumun sosyal ve kültür yapısına uygun, yeterli ve tam anlamıyla uygulanıyor olması gerekir…
Son söz:
Evet dostlarım; gücün ağırlığını taşımak acı olabilir. Kontrol edemezseniz Maraş biberinden de acı olur… O acıyı def etmek çok uzun süre alır… O nedenle uyanık olmak gerekir acıyı yememek için… Doğru soruları sorup, doğru cevaplar verilmeli…
Kader kendi elimizde, başkasının elinde değil…
Elimizdeki gücü doğru bir şekilde tüm toplumun menfaatlerini gözetecek şekilde kullanmalıyız… Bu ise Yaradandan dolayı yaratılanı sevmekten geçer.
Yani özünde sevgi vardır…
O nedenle ki:
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Mutlu, umutlu, sağlıklı, acısız, gözyaşsız güzel bir hafta dilerim. Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#