Yaşadıklarımız bir siyasi kriz değildir. Bir devlet krizidir.
Eğer sorunu böyle almazsak, çözümünü ürettiğini sandığımız anda, yeni ve daha büyük kırılmalarla karşı karşıya kalırız.Siyasi krizler seçimlerle bertaraf edilebilecek ölçektedir.
Devlet krizleri ise, tarihte birçok örneğini gördüğümüz gibi ancak devrimlerle çözülebilir.
Önce yaşadıklarımıza neden devlet krizi diyoruz, onu belirlemeliyiz.
İktidarı ve devleti ele geçiren fanatik/teokratik devlet anlayışındaki guruplar, halkın rızası ile oluşmuş, rejim ve devlet anlayışını kendi teokratik rejim anlayışlarına dönüştürmek istiyor.
Bunun için devlet içinde örgütleniyor. Demokratik seçimleri anlamsız hale getiriyor.
Devlet içinde kendi gayrimeşru örgütlenmesinin önünü açmak için, halkın meşru güvenlik kuruluşu Orduya Kumpas kuruyor.
Yani meşru kuvvet yerine, kendi gayri meşru gücünü demokratik olmayan yollardan koyuyor.
Bunu yaparken, gene gayri meşru yerlerden, siyasi şiddet, teknolojik destek alıyor.
Yani meşru ordu ile örtülü savaş yapıyor.
Bunun sonucunda, devletin içinde, yarı siyasi, yarı şiddete dayanan önemli bir mevzi kazanıyor.
Bunlar olup biterken, plan ve proje Amerika’dan geldiğinden, siyasi iktidarın da, iktidar olmasına yardımcı olanın Amerika olmasından dolayı, o da olan bitene göz yumuyor veya destekliyor.
Bu olup bitenlerde halkın hiçbir dahli olmuyor.
Bu siyasi iktidarın meşruiyetini yitirmesi ve gayri meşru olması, anlattığımız süreçten geçiyor.
Böylece, devletin içinde, gayrimeşru iki örgütle karşı karşıya kalmış oluyoruz.
Devletin içinin temizlenmesini bu siyasi iktidar yapamaz.
Yapamaz çünkü iktidara gelirken dayanışma içinde olanlar, iç içe olanlar, ideolojileri aynı olanlar ayrışamazlar.
Şimdi kimin Fethullah gladyosu, kimin siyasi iktidarın üyesi olduğu nasıl ayırt edilecek?
Osman Can diyor ki, “Kemalistlerin yerini Cemaatçiler doldurdu.” Osman Can kim aynı düşüncenin üyesi…
Bir zamanlar Cemaatle beraber manşet atan Sabah Gazetesi, bu gün manşetten,” Yargıda darbe cuntası kuruldu” diye manşet atıyor.
Diyelim ki ayrı düşünüyorlar.
Onlar devleti kendi aralarında, çatışarak ya da uzlaşarak bölüşmüş olsalar, buna halk evet mi diyecek?
Devleti ele geçireceksin sonra halka gidip emrivaki yapacaksın.
Gene gayrimeşru bir iktidar ortaya çıkar.
Çetelerin yönetiminde yapılacak bir seçim sandığından gene çeteler çıkar.
Halkımızın çeteleri tanıması, gladyoyu tanıması, olan biteni anlaması, ancak on yılın sonunda başladı.
Kitlelerin dönüşmesinin henüz başındayız.
Aydınlara, ilericilere, vatanseverlere, sömürge karşıtlarına büyük işler düşüyor.
Gladyoyu temizlemezsek, gerçekten demokratik bir ortama ulaşmayı bir tarafa bırakalım, bir vatanımız olacak mı olmayacak mı sorusunun cevabı ortada kalır.
İşallah 2014 yılı, gladyonun temizlendiği yıl olur.