Hem, danışmanlık yaptığım firma için, fizibilite raporu bilgileri derlemek; hem de –yoğun ve ağır politik kavgaların daralttığı- gönlümüzün üzerindeki yükü hafifletmek için; 5 günlük bir seyahat yaptım. Ankara-Eşkişehir ve Kütahya’yı (bu arada Beypazarı’nı) ziyaret ettim.
-Ankara, hep aynı. Bizans havası her tarafa sinmiş. İnsanın ruhunu sıkıyor. Bir an önce ayrılmak istiyorsunuz.
Maşallah, her taraf, çoğu lüks, inşaatlarla dolu. Şehir, durmadan genişliyor. Demek ki, ekonomik kriz, Ankara’da yaşayanları etkilememiş. Sn. Başbakan da, herhalde bunlara bakıp, “ teğet geçti” diyebiliyor.
– Sn. Mansur Yavaş, Beypazarı’na gerçekten, bir şahsiyet kazandırmış. Damgasını vurmuş. Önemli miktarda ziyaretçi çeken bir belde oluşturmuş. Çok güzel restorasyon çalışmaları gerçekleştirmiş, tarihi havayı canlandırmış.
İlçe’nin tümü(özellikle hanımları) esnaf olmuş. Yöresel ürünleri ve üretimleri, tatlı dilleri ile, başarılı bir şekilde satıyorlar. (Ancak, hiçbir yerde etiket görmedim. Kimse de fiş istemiyor. )
– Eskişehir’e uzun süredir gitmemiştim. Sn. Büyükerşen, gerçekten çok güzel çalışmalar yapmış. Modern bir şehir yapısı gerçekleşmiş. (Gecekonduya ve seyyar satıcılara geçit vermemesi, ayrıca tebrike değer)
O pis Porsuk Çayı, gondolların ve küçük gemilerin, sefer yaptığı, bir alan olmuş. Çok sayıda, hepsi farklı ve birbirinden güzel köprüleri ile, Paris ile yarışır olmuş. (Aynı durum, gerçekleştirilen plâj /çok büyük parklar/ sun’i göller/ çok sayıda restorasyon çalışmaları için de sözkonusu)
Türkiye’nin her tarafından, otobüslerle gelenlere rastladık. Ciddi bir, iç turizm potansiyeli sağlanmış. Her zevke ve yaşa uygun mekânlar yapılmış. (Korsan gemisi, Cam Müzesi, Odun Pazarı rekreasyonları, Babüssaade benzeri butik oteller, harika parklar, spor tesisleri, Kahve ve restoranlar, estetik kaldırım uygulamaları, vs.vs..)
Şüphesiz, toplam 40 bin öğrenciye sahip, Anadolu ve Osman Gazi Üniversiteleri de, şehir için büyük bir ekonomik kaynak durumunda. (Üniversite binalarının, mimari ve estetik yapısı da, ayrıca tebrike değer. )
Tek sıkıntı trafik. Gerçekten çok yoğun ve vakit kaybettirici. (Vapur ve tramvay düzeni, tam anlamı ile işlemeye başlayınca, sıkıntının da hafifleyeceğini düşünüyorum.)
– Kütahya; tarih/ tabiat güzellikleri/ misafirperverlik/ çini ve seramik başta olmak üzere, sanat merkezi; bir vilayetimiz.
Değerli kareşim, Mustafa İça’nın nasıl bir üstün gayretle çalıştığı, her tarafta fark ediliyor. (Bir de, Güral Ailesinin, Porselen/ Çini/ Cam/ Turizm ve Otelcilik gibi, bir çok alanda, şehre ne büyük katkılar yaptığını, görüyorsunuz)
Şehri ve yapılan hizmetleri, bir günde gezmek imkansız. Hıdırlık Tepesi/ Kale ve Döner Gazino/ Tarihi Saat Kulesi/ Gülten Dayıoğlu Kütüphanesi/ Mustafa Yeşilel yazmaları Kütüphanesi/ Büyük ve Küçük Bedesten/ Çinili Vazo/ Ilıca ve Kaplıcalar(Harlek) / Atlı Spor Kulübü/ Çiniciler Çarşısı/ Sevgi Yolları/ Ulu Cami- Çinili Cami- Dönenler Camii/ Evliya Çelebi Müzesi/ Macar Evi- Kossuth Müzesi/ Restore edilen konaklar( Şapçızade- Karaca- Defterdar- Yahya Efendi- Kütahya- İrvasa Konakları; Çoğu müze haline getirilmiş)/ Jeoloji Müzesi… vs.
Başkan İça’nın tümünde emeği var. Bu arada, şehrin su ve kanal sistemi yenilenmiş. Atıksu tesisleri yapılmış. Otobüs terminali/ Hal ve Hayvan Pazarı şehrin dışına taşınmış. Çok sayıda park, sosyal tesis ve spor tesisi yapılmış. Meslek edindirme kursları açılmış. Esnaf siteleri, Organize Sanayi Bölgeleri ve El sanatları merkezi gerçekleştirilmiş. Şehre, Çınar Hotel/ Hilton Garden ve Harlek Termal Otel kazandırılmış.
Velhasıl, kıt mali kaynaklara ve (tespit ettiğim kadarı ile) politik engellemelere rağmen, çok güzel hizmetler yapılmış. (Nitekim ikinci dönemde de rekor oyla, tekrar seçilmiş)
Bu arada, Kütahya’ya gidip de; Kütahya Konağında yemek yemeyen, çok şey kaybetmiş olur. Bu kadar nefis yemekleri, çok az yerde bulabilirsiniz.
Bu arada;
– Gittiğim her yerde ve yol güzergâhı boyunca; TOKİ’nin yaptığı eserleri gördüm. Değerli kardeşim, Erdoğan Bayraktar’ı gönülden kutluyorum. Her yerde, her keseye göre (hem fakirlere, hem de zenginlere hitap eden) binalar yapmış. Ms. Porsuk kenarındaki, üst gelirlilere hitap eden siteye bayıldım.
AKP döneminin, en başarılı kurumu, TOKİ’dir. Ve kendi yağı ile kavrulmaktadır.
– Çift yolların çoğu bozulmuştu. Acaba, bunlar yandaş müteahhitlere mi verildi? Hiç mi denetim yapılmadı?
– Seçim kaybetmiş, bazı başkan kardeşlerimle görüşüp, dertleştim. Çok sık olarak; Milletvekillerinin belediye başkanlarını sevmediğini, Genel Başkanların duyarsız olduğunu, koltuk dostlarını iyi tanımak gerektiğini, yazmıştım. Ne kadar haklı olduğumu, gördüm. Zira bu kardeşlerimiz ile kimse ilgilenmemiş, büyük sıkıntılara düşmüşler ve hâlâ sıkıntı içindeler.
Hele muhafazakâr geçinen; seçim zamanı “ aday ol, vebalin olur” diye gaz veren, kesimi hiç affedemiyorum. Niçin, bu kardeşlerimize sahip çıkmazlar?
Yorucu, ama yararlı bir seyahat oldu. Cennet vatanımın güzellikleri, daha fazla çalışma morali verdi…