Gezginin yolundan, gitmeye karar vermişlerdi. Gezgin, gezisine, komşu vilayetten başlamıştı. Gezi eğitim ve görgü demekti. “Gezelim ve görelim” ekibi olarak, tarihi kalıntılara yönelmişlerdi. Nelerle karşılaşacaklarını, tertip komitesi hesap etmişti.
Tarihi harabelere giden yol, düzenliydi. Geniş ve de bakımlıydı. Çünkü harabeler önemli kalıntılar olduğu için, önemli sayıda turist ağırlıyordu.
Yola sabah çıkıldı. Sakin ve güzel bir havaya karşılık, rahat bir yolculuk da dilediler. Gezi de günlük tutacak olanlar, şarkı ve türkü söyleyenler olmak üzere, nağmelerle gidiliyordu. Otobüsün muavini, “bugüne kadar böyle neşeli, yolculuk yapmadık,” dedi.
Yavaş yol alıyorduk. Çevre köyleri geçiyorduk. Köyler birbirine uzak konumdaydı. Fakat topluydu. Her yer düz ve çimendi. Arada büyük taşlar göze çarpıyordu. Yeşilliğin “ekin” olduğunu söylediler.
Bir köy sapağı daha geçiyorduk. Biraz ileride, arabalarda yavaşlama gördük. İlerlemek yavaş gerçekleşiyordu. Önce normal bir olay zannettik. Az sonra tamamen durduk. Geniş yolda ilerlemek mümkün değildi.
Görevli, otobüsten indi ve ileriye gitti. İlerde ne olmuştu. Öğrenmede gecikmedi. İki tır yarışa girmiş ve birbirlerine çarpmıştı. Yükleri dağılmış ve arabaları da hurda haline getirmişler.
Yaralılar varmış, ölen kalandan haber yoktu.
Gezelim görelim ekibi, kazaya rastlamış ve olayı görmüştü. Kaza büyük çaplıydı ve eşyalar yollara dağılmıştı. Ekipler gelmiş ve olay kontrol altına alınmıştı.
Geniş yol, geçit vermemektedir.
Tarihi kalıntıdan vazgeçtik, arkamızdaki arabada hasta sahipleri dokuz doğuruyordu. Hastaneye yetiştirilmesi gerekiyordu. Müdahale edilmezse hastalar kurtarılamayabilirdi, diyorlardı. Yol arıyorlar ama hiçbir şekilde geçiş yoktu.
Çağrılan ambulansın ekibi doktorlarıyla gelmişlerdi. Böylece hastaya müdahale edeceklerdi. İlaç vermişler ve ağrısı şimdilik kesilmişti.
Geri dönüş planları yapmaya başladık. Öğleden sonra en kısa yerden, geri dönecektik. Bir şeyler yapıldı ve karşı tarafa geçip geri dönmeyi başardık. Gezide zamanı değerlendirmeyi düşünürken, geri dönüyorduk.
Allahtan hayırlısı geri dönebildik. Aklımızda olmayan bir olay bizi tarihi kalıntılara götürmedi.
Konuyu değerlendiren, gezelim ekibi, hayırlısı başka bir güne kaldık. Fakat eğitimin ne kadar önemli olduğunu bir kat daha anladık. Çünkü tır kaptanları eğitimli olsalardı, böyle bir yolda ve o kadar yükle yarış yapar mıydı?
İki kendini bilmezin neden olduğu olayları görüyoruz. Tarihi kalıntılara gitmek nasip olmamıştı. Günümüzü zehretmeleri, affedilecek bir durum değildir. Gereken ağır cezayı almaları gerekirdi.
Yıl sonuydu, bir daha boş gün bulup da geziyi yapamadık.
Hasan TANRIVERDİ