Türk edebiyatı ayrılmaz bir bütündür. Yani Halk edebiyatı, Divan edebiyatı, Tasavvuf edebiyatı vb. gibi isimler altında anılıyorsa da bunları birbirinden soyutlayamayız. Bu edebiyatlar daima birbirinden etkilenmiştir. Diğer edebiyatlara en fazla tesir eden de Halk edebiyatıdır. Halk edebiyatı bazıların dediği gibi yabana atılacak bir edebiyat değildir. Bu edebiyat geçmişten bugüne kadar binlerce dâhi sanatkâr yetiştirmiştir. İşte bu dâhi sanatkârlardan birisi de Gevheri’dir.
Gevheri 17. yüzyılın ortalarında dünyaya gelmiştir. Tabiki bu ihtimalden ibarettir. Onun hayatını kesin çizgileriyle bilemiyoruz. Bunlara rağmen döneminin güçlü şâirlerinden biri olduğunu şiirlerine istinaden söyleyebiliyoruz. Şâirin doğum yeri olarak Kırım gösterilse de hayatının çoğu İstanbul’da geçmiştir.
Gevheri’nin şiirlerine bakınca az çok belli bir tahsil gördüğünü söyleyebiliriz. Gevheri hem divan, hem de saz şiiri tarzında eserler vermiştir. Birinci türde divan, müstezat, semai, ikinci türde başta koşma olma üzere türkü, türkmani ve tecnis şeklinde eserler vücuda getirmiştir.
Gevheri divan türünde eserler vermişse de en güzel şiirlerini heceyle yazmıştır. Bu şiirlerin birkaçı müstesna olmak üzere, aşk temi çerçevesinde cereyan eder. Şiirlerinde sevgiliye olan tutkusunu ve kavuşma emelini dile getirir:
“Bak şu kalbimin işine
Saldı sevdayı başıma
Dünü gün aşk ateşine
Yanarım kimseler bilmez”
Gevheri, ahlâkın toplum hayatındaki önemine değinir. Fakat O, zamane insanın tavırlarından hiç hoşlanmaz. İnsanların azması O’nu fazlasıyla üzer:
“Gevheri der işler hata
Katırlar baskındır ata
Olur olmaz maslahata
Çocuklar karışır oldu.”
Gevheri, Allah’a ve peygamberlere inanan, taassuba karşı ve açık sözlü bir şairdi. Şiirlerinde az da olsa inanmışlığının belirtileri vardır. Bazı şiirlerinde Hacı Bektaş Veli’ye olan bağlılığını açığa vurmaktadır:
“Gevheri eylemiş Hâkk’a itaat
İtaat edene olsun beşaret
Hacı Bektaş Veli gibi sahib-kerâmet
Erkânımız vardır pîrsiz değiliz”
Gevheri’nin şiirlerinde çok yazmaktan ileri gelen bazı hatalar vardır. Fakat şiirleri genelde sağlam, lirik ve İstanbul Türkçesi’yle yazıldığı için geniş kitlelere seslenebilmiştir. Hatırasını saygı ve sevgiyle yâd ediyoruz.