Sevgili okuyucular, bu pazar sohbetinde de ‘Gezi Olayları’ndan bahsedeceğim. Ne yazık ki Türkiye’nin gündeminde başka konu yok.
Gerçekçi ve dürüst olmaktan bazen hiç hoşlanmıyorum. Diğer köşe yazarı arkadaşların yazılarını okuyorum. Devlet adamlarımızı dinliyorum. Benim de ‘mâsum’, ‘çevreci’, ağaçsever gençleri kucaklayasım geliyor. Esrarengiz bir edayla ‘Mesaj alınmıştır’, ‘Polis orantısız güç kullanmıştır’, ‘Gençlerimiz suçsuzdur’ diyesim geliyor.
Yirmi günden beri bütün yakılan, yıkılan, tahrip edilen arabaları, binaları, yaralanan 600’den fazla polisi unutup bunun ‘demokratik hak’ olduğunu söyleyesim geliyor… O zaman ben de ne güzel liberal, barışçı ve de demokrat sayılırdım. Ne kadar kolay değil mi? İki adet günah keçiniz var: Birisi ülkenin başarılı ve çalışkan Başbakanı, diğeri çileli polisler… Başbakan‘ın ne kadar despot, sert, inatçı, hattâ diktatör olduğunu; polislerin ise ne kadar gaddar ve zalim olduğunu söylersiniz; işin içinden çıkarsınız…
***
Gerçekten kim bunlar? ‘Yeşil’, özgürlük ve demokrasi taraftarı gençler mi? Tencere tava çalıp duranlar, bunu ağaç ve hürriyet âşığı olduğu için mi yapıyorlar?…
GENAR‘ın kamuoyu araştırmasına göre; ‘Geçmişte kimlere oy verdiniz?’ sorusuna eylemcilerin yüzde 74’ü (yani dörtte üçü) CHP, yüzde 16’sı BDP, yüzde 2,1’i TKP (Türkiye Komünist Partisi), yüzde 2,1’i İşçi Partisi olarak cevap veriyor. AK Parti ve MHP‘ye oy verenler ise yüzde 1,2 olarak görülüyor.
Eylemciler önümüzdeki seçimlerde ise, yüzde 64,7 CHP, yüzde 13,5 BDP, yüzde 2,6 TKP, yüzde 2,2 İP için oy kullanacaklarını söylüyorlar.
İşte mal meydanda… Bunlar, Türkiye‘yi hiçbir şekilde temsil etmiyorlar. Meşhur ‘Gezi Parkı Eylemleri’, CHP‘lilerden, Kürtçülerden ve Komünistlerden meydana gelen azınlığın da azınlığı bir grup…
***
Sevgili okuyucular, kimse kusura bakmasın ama ben bu güruhu çok yakından tanıyorum. 1960 sonrası Soğuk Savaş‘ın Marksistleri ile bunların tek farkı, ‘internet teknolojisi’nden faydalanmalarıdır.
Ne yazık ki bu güruh hiç değişmedi; bilâkis dogmatik marksizmin ezberlerinden hiç kurtulamadı. Sadece, provokatörler profesyonelleşti o kadar…
Eskiler de demokrasi düşmanıydı; bunlar da demokrasi ve sandık düşmanı… Zira, sandıktan çıkamayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Eskiden de CHP, Marksistler ve ulusalcılarla işbirliği hâlindeydi; bunlar da CHP‘nin değirmenine su taşıyorlar.
Eskiler de Atatürk‘ü istismar ederlerdi; bunlar da istismar ediyorlar.
Eskiler de halktan kopuktu; bunlar da kopuk..
Üstelik, BDP‘nin aksini söylemesine rağmen, bunların arasına terörist Kürtçüler de karışmış durumda…
***
İşin çok daha acı olan tarafı, bu göstericilerin ipinin Türkiye düşmanlarının elinde olması… Bu şiddet eylemleri, mübalağa edilerek yurtdışına aksettiriliyor ve ülkemizin aleyhine kullanılıyor.
Bütün bunlara rağmen, hangi hüviyette olurlarsa olsunlar, hukuka uygun olarak ve şiddete başvurmadan demokratik şekilde gösteride bulunsalardı hoş görebilirdik. Lâkin, her zamanki komik hayalperestlikleri içerisinde, eylem yaparak millet iradesini gaspetmeye kalkışmalarına aslâ müsaade edemeyiz.
Maskeleri düşmüş; altından, tepeden inmeci jakoben oligarşinin iğrenç yüzü ortaya çıkmıştır.