Hayal kurmak, kurabilmek bir insanın kendisine kazandırabileceği en büyük gelişim ve kazançlardan birisidir. İnsan yaşamı boyunca kendisine pek çok şey katabilir bunlardan bazıları yeni yetenekler, daha çok para, daha büyük evler, daha konforlu ve rahat bir hayat bunlar gibi pek çok özellik sayabiliriz. Saydığımız bu tüm yeniliklerin çoğunluğu maddi haz ve zevkler ile alakalıdır ancak hayal kurabilme yeteneği daha çok soyut ve manevi yönümüzü güçlendirir.
Hayal kurabilmek yeni bir çok düşünce tarzını kabul edebilmektir. Hayal kurabilen insan pek çok yenilik ve başarıya açık olduğunu ispatlamıştır. Bu insanlar hiç kimsenin aklına dahi gelmeyecek ürünleri ortaya çıkarma ve bunları insanlığın hizmetine sunmaya en büyük adaylarıdır. Eğer insanları bir kuşa benzetirsek hayal kuramayan insan kanatları olmayan kuştan hiçbir farkının olmadığını açık bir şekilde göreceğiz. Kanatları olmayan bir kuş yeni yerler görme, keşfetme imkanı oldukça sınırlı olduğu gibi hayatın ona zorunlu kıldığı göçlere ayak uyduramaz ve pek bir şey başaramadan hayata karşı beyaz bayrağı çeker.
Bunların hepsi insanlar içinde geçerlidir hayat insanları pek çok kez değişime zorlar bunlara dayanabilen insanlar yeni hayata yeniliklere ayak uydurabilirler ve pek çok insanın hayatına kendi hayalleri ile dokunarak değiştirebilirler ancak kanatlarından yoksun olan kuşlar bu değişime ayak sağlayamayarak diğer kuşların kanatlarının oluşturduğu rüzgarda oradan oraya savrulurlar. Ancak hayatımızın her yerinde ve her şeyinde olduğu gibi bu düşünce yapısında fazlaya kaçarsak kanatları olan ama hiç bir zaman uçmayı öğrenememiş ve cesaret edememiş bir kuştan farkımız kalmaz.
Hayal kurabilme ve hayallerle yaşama arasında ki farkı tam anlamıyla idrak etmemiz ve özümsememiz gerekiyor. Hiç bir zaman için bu iki terim arasındaki ince çizgiye göz ardı etmemeliyiz. Eğer o ince farkı gözetmez isek kurduğunuz ve içinde yaşadığınız hayaller kırılmaya oldukça müsaittir.