Sorunların büyümesinde geç kalınan, ‘erken’ seçime sayılı günler var. Partiler son kulvarda.
Lakin çoğu vatandaşta, o aynı his.
Eğer koyu partili değilseniz, alternatiflerin hiçbiri dört dörtlük içe sinmiyor.
Ehveni şere doğru yuvarlanıyoruz.
İzmir’de fotoğraf yaklaşık bu.
Sadece partililer heyecanlı.
Sokakta vatandaş parti değil, huzurun, güvenin, emekli maaşına/asgari ücrete gelecek zammın derdinde. Nasılsa her partinin bir vaadi var, elbet biri tutar.
TERÖR FARKI
Genel vaatlere ilk bakışta müthiş ilgisizlik-bezginlik hakim. Kim gelirse gelsin krema tabakasını zengin edecek, orta direğe bir iki şırınga sonra yine hamam aynı, tas aynı havasında.
Ancak bu kez farklı bir duygu ve tereddüt öne çıkıyor; terör.
Ülkenin en batısında, sokaktaki insan Ortadoğu politikası ile çözüm sürecini konuşuyor. Mahalledeki teyze ‘bu terör nasıl bitecek kuzum’ diye soruyor.
Çok uzun yıllar sonra, bir genel seçimde halkın birincil tercihleri arasına ‘barış’ da girdi. Son düzlükte partilerin barışa dair ikna yeteneklerinin her zamankinden fazla önemli olacağı aşikar.
YILDIRIM TAKTİK
Ulusal zeminde hal karışık olunca İzmir’deki seçimin odak noktası yerel sorunlar oldu.
Kentte, muhalif partilerin tümü belediyelere vuruyor.
Özellikle seçimin en renkli ismi, eski Bakan Binali Yıldırım politikasını Büyükşehir’i topa tutmak üzerine kurdu.
İcracı yönü de yüksek, gece gündüz kenti sorguluyor. Önceki gün İzmir’e gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu da eksik kalmadı, bizzat Aziz Kocaoğlu’nu hedef aldı.
Peki genel seçimlerde yerele vurmak formülü işe yarar mı?
Az kaldı ama görünen o ki genel seçimlerde yereli hedefe koymak pek işe yarayan bir taktik değil.
EŞİ DE OLMALI
Başkan Kocaoğlu taktiği gördü, ne deseler topa girmiyor. Yumuşak yanıtlarla, atmosferi yerel atışmalara dönüştürmedi.
Ama siyasette üç yıl uzun süre değildir.
Eğer AKP yerel seçimlerde yine en ağır topunu sahaya sürerse, ortaya atılan eleştiriler akıllarda çukur açar.
Öyle İzmir duruşunu, kentin hassasiyetlerini paratoner olarak kullanmak da yetmez, Yıldırım çarpar.
Evet biz önümüzdeki seçime dönelim.
Madem Binali Bey’den söz ettik, keşke bu dönem farkını, eşiyle yaratabilseydi demek geliyor içimizden.
Yıllar önce talihsiz şekilde eşini erkek topluluğunun arkasında tek başına gösteren fotoğrafı çoktan unuttuk ancak hiçbir organizasyonda yanında göremiyoruz.
İzmir’in insanı bu eşit değeri çok önemser.
Hızlı tren, bulvarlar, gökdelenler vaat etmek yetmez ne de olsa onlar Suudi Arabistan’da da var. İzmir duruşunu yaratan Efe kızlarının kentinden oy almak için renkli vaatlerden öte erkeğiyle kadınıyla omuz omuza duruş mühimdir.
Aynı o şarkıdaki gibi, ‘önce tavrına hayran olalım.’